Yine bu sabah açtım gözledimi ve öyle hayata yeniden merhaba falan diyerek değil tabi. Her sabah olduğu gibi lanet ederek kalktım. Bu gün dünyaya geliş günümün ve ayrıca annemin ölüm yıl dönümü olduğu için lanet okumamın yanına küfürlerimi de ekledim. Üzerimi değiştirme gereği duymadan geceliklerimle kahvaltıya indim. Babamın ve abimin yüzlerinde hafif tebessümle hayal kırıklığını gördüğüm an hayata ufacık bir küfür daha savurdum.
"Günaydın kızım."
"Günaydın babacım."
"Günaydın güzellik" derken yanağıma ufak bir öpücük konduran abime gözlerim dolu bir şekilde sarıldım. O bu sarılmanın anlamını biliyordu. Ağlamak için omuzlarına ihtiyacım olduğunun farkındaydı.
"Günaydın abi"
"kumsal yapma böyle, farkındayım her şeyin anlıyorum seni. Bizim için zor ama senin için çok zor olduğunu biliyorum bu günün. Böyle yapma ama lütfen bak bu gün senin doğum günün ona odaklan ayrıca bu gün kazandığın okula gidiceksin ilk defa. üniversiteli bir genç kız oldun artık. Bu güzel şeylere odaklan tamam mı birtanem?"
Abimin kollarındayken bana yaptığı konuşma sayesinde bir nebze de olsa rahatlamıştım.
"tamam abicim, daha iyiyim teşekkür ederim"
" hadi ama çocuklar beni de ağlatıcaksınız haydi sofraya sucuklu yumurta yaptım saldırın. Hızlı yiyin de mardine doğru yola çıkacağız daha"
"Babacım kendim gidebilirim arabanın deposunu doldurmuş zaten abim hiç durmadan direk gidebilirim mardine sizin gelmenize gerek yok yorulmayın"
"Ne demek gerek yok kumsal gelicez bizde bitmiştir boşuna çeneni yorma." abimin lafından sonra pek söylenicek söz kalmamıştı zaten.
"Çağlar haklı kızım gelicez bizde seni bırakıp döneriz."
"Pekala siz bilirsiniz sustum"
....."Kumsaaal aldın mı valizinii"
"Aldım Abii"
"Kızıım, kitaplarını unutmaa"
"Aldım hepsiiiniii babaa"
"Kumsaal yastığını da al sonra uyuyamazsın başka yastıktaa"
"Koydum bagaja"
"Kumsal terliklerini unutma kızımm"
"Aldıım babaaaa"
"Kumsaaal diş fırçanı, havlunu, kişisel bakım eşyalarını falan aldın mı?"
"Aldım abi her şeyi"
Evde çıkmadan önce maraton vardı resmen. Sinirlenmiştim artık fazlasıyla da ikide bir kumsal diye bağırıyorlardı. Adımdan nefret etmiştim artık.
Sonunda yola çıktığımızda, abim arabayı kullanıyor ben yanında babam da kendi arabasıyla bizi takip ediyordu. Yolumuz uzundu. İnsanlar gidip istanbulda ankarada veya başka üniversite olan yerlerdeki okulları kazanırlar ben ise mardini kazandım şaka gibi ya.
"Kumsal" çok ciddi bir sesle konuşmaya başlamıştı.
"efendim abi"
"Beni iyi dinle abicim. Yarın öbür gün başın sıkışır derde girer, paraya ihtiyacın olur veya olabilecek en ufak bir sıkıntıda hemen arıycaksın beni tamam mı ?
telefonumun sesini gece bile yatınca açık tutucam aradığın an telefonunu açarım. Bir şey olduğu gibi direk yanındayım saat farketmeksizin beni ara. Sen benim için çok değerlisin. Bu hayattaki en kıymetlimsin asla sana bişey olmasına izin vermem tamam abim?"
Duygulanmıştım açıkcası. Abimin bana değer verdiğini biliyordum zaten her zaman hissetiriyordu da ama hiç bu kadar açık bir şekilde konuşmamıştı. Korkuyordu hemde iliklerine kadar. Başıma bişey gelmesinden beni de kaybetmekten ölümüne korkuyordu hemde.
"Söz. İlk seni arayacağım. Abi bişey söyleyeceğim."
"Söyle birtanem"
"İyi ki varsın, İyi ki benim abimsin, Seni çok seviyorum.
"Duygularımız karşılıklı güzelim" derken çapkın bir gülüş atmıştı. Kıkırdamıştık ikimizde, o olmasaydı ne yapardım bilmiyorum iyi ki var gerçekten.
Eskiden beri abimin peşinden çok kız koşardı. Tüm arkadaşlarım bana ayarla abini falan derlerdi. Sırf abim için benimle arkadaş olanlar bile oldu ama hiçbir zaman paylaşamadın onu. Yakışıklı da gerçekten bakan dönüp tekrar bakıyor yani öyle bir yakışıklılık onunkisi.
......Uzun bir yolculuğun ardından saat sabahın 2 sini gösterirken varmıştık. Uyumuştum tabi yol boyu gözümü açtığımda mardin il sınırları içerisindeydik. Hafif bir müzik çalıyordu radyoda.
'söyle kaç gün oldu
söyle kaç gece doldu'
diyordu şarkının sözleri. Ardından biraz daha geçinde
'geceler boyu sesine uyandım
sen sandım ellere uzandım
sana değil kendime kızardım hep
sen giderken'
diye devam ediyordu
Beni anlatıyordu sanki hiç bilmediğim bir şarkının birkaç satırı.
Yarım saatlik kısa bir yolculuğun ardından tutuğum yeni evimin önünde durmuştuk.
5 katlı bir apartman dairesinin en üst katını tutmuştuk. Eve girdiğimizde kocaman bir salon ve güzel bir mutfak karşılıyordu bizi tuvalet ve banyo da bulunuyordu aynı katta. Birde üst kat vardı ki yatak odasına çıkıyordu direk. Yatak odasına geldiğimde odanın içerisinden açılan kocaman bir teras görülüyordu ve de odanın kendine ait tuvalet banyosu. Çok hoşuma gitmişti ev aslında baya güzeldi. Dayalı döşeliydi tabi. Geriye kalan eşyalarımı yerleştirip ufak tefek eksiklikleri gidermek kalıyordu ama bunlar için sabahı bekleyebilirdim. Şimdi tek isteğim bir kahve yapıp terasa çıkıp mardinin eşsiz tarih kokan manzarasına karşı kahvemi yudumlamaktı.
Babam geldiğimiz gibi kendini kanepeye atmış uyuyordu. Abim ve bende kahvelerimizi alıp terasa çıkmaya karar vermiştik. O geceyi hiç konuşmadan sesizlik içerisinde geçirdik abimin tek cümlesi.
"iyi ki doğdun kumsal" olmuştu.
Cevap verememiştim. Hafif bir tebessüm etmekle yetinmiştim. O gece sabaha kadar oturduk. Saat 7 civarıydı. yataklarımıza çekildiğimizde kendimi uykuya bırakmıştım."Puslu gecemi bırakın ,Gündüzler sizin olsun
Yıldızlara dokunmayın, Güneşi istemem"................
Evet arkadaşlar bir bölümün daha sonuna gelmiş bulunmaktayız. İlerleyen bölümler de çok heyecan dolu sahnelerle karşılaşacağız. Umutluyum bu hikayeden.
Ayrıca çok özeneceğimiz bir kardeşlik var ortada Kumsal ve Çağların kardeşliği çok güzel
Çağlar mükemmel bir abi.