3.bölüm 'ortak hayatlar'

11 1 1
                                    

Uyandığımda saat 15.40 civarıydı. Baya uyumuşum gerçekten. Abimi uyandırmak için bir fincan kahve yaptım. Burnuna kahve kokusu geldiği an uyanırdı, nitekim öyle oldu.
"Günaydın abilerin en yakışıklısı."
"Günaydın çiçeğim."
"Kalk çabuk, kahve yaptım."
"Tamam şampiyon sakin, kalktım."
"Bu gün mardini gezelim diyorum,ne dersin?"
"Emrine amadeyim Kumsal, bu gün sen ne dersen o. Sadece bu günlük ama haberin olsun."
"Yaşasın beee!"
Aklımdan planlar geçiyordu, ne yapıp da sinir edebilirim abimi acaba?
Her neyse onu da anlık düşünürüm.

"Abi hadi ama 2 saat oldu bitmedi mi işin?"
"Geldim ya çatlama."
"Bir zahmet artık akşam oldu."
"Ne güzel işte biz de akşam gezeriz."
"Çağlar hadi" sinirlenince çağlar dediğimi biliyor adını kullanırım.
Ayrıca bu nedir ya, 2 saatir hazırlanmasını bekliyorum. Normalde onun beni beklemesi lazım bizde durumlar tam tersi.
Sonunda odadan çıktığında ağzım açık kalmıştı. Abim olduğunu bilmesem aşık olurdum.
"Heyt be aslanıma bak sen"
"Olmuş mu kumsal gerçekten?"
"Olmuş da ne demek ya, yıkılıyorsun."
Abim üzerine hafif bol, siyah, yarım kol bir tişört geçirmiş aynı şekilde hafif dar beyaz bir pantolon giymiş , siyah spor tarzı ayakkabılarıyla tamamlamıştı kombinini. Saçını Fönleyip kıvırcık hale getirmiş ve birkaç yüzükle birlikte ince zincirleri de bileğine geçirmiş kumral saçları mavi gözleriyle birlikte afeti devran yaratmıştı.
Bir abime bir de kendime dönüp bakınca o benden daha önem veriyordu kendine. Ben ise ekoseli bir diz üstü etek ve üzerine de askılı siyah tişörtümü geçirmiş sarıya yakın düz belime dökülen saçlarıma hiç dokunmadan açık bırakmış ve de beyaz spor ayakabılarımla bir kombin oluşturmuştum. Tabi benim ne bulursam üzerime geçirmemle oluşmuştu bu kombin. Yüzüme de hafif allık ve ela gözlerime de rimel sürmüştüm hafif kırmızımsı dudak nemlendiricisiyle de hazırlığım bitmişti.
"Sende fıstık gibi olmuşsun kız."
"Hadi gidelim abicim"

Dışarı çıktıktan sonra midyatın sokaklarında dolanmaya başladık. Kocaman konaklar tarih kokan sokaklar, eski yapıların içerisine yapılmış otel ve restoranlar heryer birbirinden şahaneydi.
En son abimle bir restoranda yemek yeme kararı almıştık.
"Burası çok güzele benziyor. Uyar mı sana?"
"Olur abi, hadi gidelim."
İçeri girip yemeklerimizi sipariş etmek için karar vermeye koyuluk.
"Abi diyorum ki içli köfte yiyelim, yanında şarap içeriz. Olur mu?"
"Bende öyle düşündüm. Madem burda yiyeceğiz. Buraya has bişey yiyelim."
Garson yanımıza yaklaştığında abim siparişleri sıraladı. Garson gittikten sonra oturduğumuz masaya doğru hoş bir çocuğun yaklaştığını fark ettim. Uzun boylu, kara kaşlı, kara gözlü oldukça yakışıklı bir çocuktu bu.
"Çağlar, kardeşim?!"
"Baran, kimleri görüyorum burada, merhaba kardeşim nasılsın?"
"İyiyim ne olsun Çağlar sen nasılsın , ne işin var burada"
"Benim  tanıştırayım Kumsal kardeşim.
Baran benim liseden arkadaşım ben son sınıfken o  2. sınıftı kavga etmiştim onunla sonra dost olmuştuk."
"memnun oldum." derken elimi uzatmıştım.
"Bende çok memnun oldum Kumsal." o da elini uzatırken hafif tebessüm etmekle yetinmiştim.
"Baran dediğim gibi kardeşim Kumsal, burada üniversite kazandı bizde gezmek için midyata geldik. Bize katılmaz mısın ?"
"rahatsız etmiyeyim ben sizi?"
"o nasıl söz gel otur kardeşim.  Eee seni. ne işin var burada?"
"Ben buralıyım kardeşim.  Memlekete döndüm."
"Kumsal hangi bölümü kazanmıştın sen?" diye bir soru yöneltmişti bana Baran.
"Gastronomi"
"ilgileniyorsun o zaman gastronomiyle"
Tam cevap vericektim ki abimin lafa atlamasıyla sözümü yuttum.
"İlgilenmez mi onun için seçti. Doktorluk bile tuturabiliyordu puanıyla ama gastronomi seçti işte."
"Ne güzel işte sevdiği işi yapacak ilerde."
hafif bir tebessüm edip yemek yemeğe koyulmuştum.
Abimle Baran aradında çok koyu bir sohbet olmuştu yaklaşık yarım saatlik bir sürenin sonunda Yemeğimi bitirmeye yakınken masaya bir garson gelip
"Babanız sizi çağırıyor Baran bey" diyince bakışları bize dönmüştü.
"Benim artık gitmem gerek , burdaysan mutlaka görüşelim Çağlar açmayalım arayı"
"Tamamdır Baran mutlaka haberleşiriz."
"Kendinize iyi bakın çocuklar sizinle ilgileneceklerdir ." bakışlarını bir garsona çevirerek "Çağlar bey ve Kumsal hanım benim misafirlerimdir."
"Tamam efendim"
"Keyfinize bakın. Görüşürüz Çağlar kendine iyi bak Kumsal memnun oldum tanıştığıma"
"Bende memnun oldum. Sende  kendine iyi bak."
Daha sonra anladım ki burası Baranın babasının restoranıymış.
Aşağı indikten sonra şöförlü siyah bir arabaya binip uzaklaştı.
"Nasıl sevdin mi Baranı?"
"Bilmem tanımıyorum ki iyi birine benziyor"
"İyi çocuktur."
Eve döndüğümüzde saat Gecenin 1 i civarındaydı. Babam bu gece dönecekti ona veda ermek için gelmiştik aslında normalde sabaha kadar abimle gezerdik.
"Kızım kendine iyi bak. En ufak bir şeyde hemen ara tamam mı ?"
"Tamam babacım dikkatli sür"
"Tamam kızım. Çağlar dikkat et kendine bir hafta sonraya ayarladım uçağını binip gelirsin. Kaçırma sakın"
"Tamam Lordum sen merak etme"
"Görüşürüz çocuklar. Aklımı sizde bırakmayın lütfen."
El salamakla yetinmiştik. Ne dersek diyelim aklının bizde olacağını biliyoruz çünkü.
Babamı yolcu ettikten sonra eve çıkmıştık. Kendimize birer çay yapıp terasa geçmiştik.
"Kumsal biliyor musun?"
"Neyi Abi?"
"Baran var ya hani..."
"Eee?"
"Demiştik sana kavga etmiştik sonra dost olduk, diye. İşte dost olmamızın sebebi ona aslında dolaylı yoldan üzülmemdi.Annesiyle babası küçükken boşanmışlar. Annesi başka yollara düşmüş işte kötü yola yani. bir gün babasıyla yaşadıkları evin kapısına annesinin cesedini bırakmışlar. Anlından vurulmuş bir şekilde."
Şok içinde abime bakıyordum silim tutulmuştu resmen şok olmuştum.
"Abi ne diyosun sen "
"Dediğim gibi işte sonra bu okulda sürekli arıza çıkarıyordu. En son da bana bulaştı. Daha donra kulağıma geldi bu olay gittim çektim kenara önce kendine getirircesine dövdüm daha sonra karşıma alıp konuştum. O günden sonra gördüğüm en karakterli insan oldu. O dönemmiş meğer annesinin başına gelen olayın olduğu dönem."
Üzülmüştüm çok fazla anne acısını çok iyi bilirim ama onun acısının daha büyük olduğu çok barizdi.
"Çok üzüldüm abi."
"Bu olayı yıllardır tek bir insana bile anlatmadım ama içimden sana anlatmak geldi. Nedenini bilmiyorum sebepsiz bir şekilde."
içime dokunmuştu hikayesi hemde çok fazla ama ilk gördüğüm an ortak bir yönümüzün olduğunu hissetmiştim acılarımızmış meğerse.

"Açılınca gözler arardı bakışını
Deniz olmuşsun bana yeni limanlar kuruyoruz."


"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
ATEŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin