TELLİ HASEKİ HÜMAŞAH

ADI BATASICA

Hümaşah Sultan geliyor büyük hanım. Büyük hanım.!

Kösem Sultan yattığı yerden doğruldu. Gümüş bezeli içliğini, ardından erguvan rengindeki kaftanını iki cariyesinin yardımıyla giydi. Başına da diyarın en nadide hazinesi olan elmas bezeli tacını takmıştı. Oturduğu divanda sözde gelinini bekliyordu. Ferhan Kalfa, bastonun yardımıyla koca sultana ıhlamur çayı uzattı. Ihlamur çayının kokusunu içine çekti.

-Bu güzellikler varken, ne diye kendimizi yoruyoruz ki Ferhan? Baksana (Ihlamur çayını işaret etti.) Rabb'im ne güzel de yaratmış. Keşke her kulunu böyle saf, temiz yaratsaydı. 

O esnada kapıda bir hengame koptu. İçeri Gülsüm Hatun girdi. Hümaşah hünkara nikahı kıydırınca ilk saf değiştiren oydu. Rüzgar artık Hümaşah'tan yanaydı. Kösem Sultan'ın devri bitti, bitecekti...Gülsüm Hatun ve Ferhan Kalfa göz göze geldiler. Soğuk bir karşılaşmaydı. Ferhan, usulca validenin eteğine eğildi. 

-Gelmiş, validem. Adı batasıca gelmiş..- Odada bir anda sessizlik hakim oldu. Valide sultan hafifçe başını salladı. Kapılar ardına kadar açıldı. İşte dillere destan Telli Haseki sonunda validesinin elini öpmeye geliyordu.

Uzun boyluydu. Kömür karası gözleri, beline kadar uzanmış kahverengi saçlarıyla odanın tüm sessizliğini bir anda bozdu ve tüm gözleri üzerine çekti. Valide sultanın önüne geldi, selama durdu.

-Devletli validem, sabah şerifleriniz hayırlı olsun.- Adettendir diye koca valide elini uzattı. 

-Seninde sabah şeriflerin hayır olsun, gelin hanım.- demeyi de eksik etmedi. Hümaşah'a oturması için eliyle yer gösterdi.

-Edirne Sarayı nasıldı? Uzun bir müddet oldu gideli? İmalı bir soruydu bu. Neler olup bittiğini ondan daha iyi bilen yoktu.

Hümaşah elini karnına götürdü. 

-Edirne havası, bana ve aslanıma pek iyi geldi devletlim. Nasip olursa hünkarımızla birlikte hıdrellezi orada kutlayacağız.

-Şehzadelerimizi de götürün gelin hanım. Hünkar oğlumuzla zaman geçirmiş olurlar. Malum devlet işlerinden babalarının yüzünü gördükleri yok (Hümaşah taşın kendisine geldiğini anladı. Zira bu görüşmeleri engelleyen kendisinden başkası değildi.)Devleti Ali Osman'ın nice gürbüz şehzadeleri var gelin hanım. Evvela Mehmet'im İbrahim kokulum. Süleyman'ım dedesi Ahmet Han gibi cengaver olacağı şimdiden belli. Ya Ahmet'imin eşi benzeri yok. Seninde çocuğun olacak. Ya sultan anası ya da şehzade anası olacaksın. O yüzden hem sana da iyi gelir, çocuklarla bir arada olmak. Hem de aslanım göremediği oğullarıyla vakit eyler.

Hümaşah Sultan bu konuşmanın fazla uzadığını düşünerek:

-Hünkarımız neyi arzularsa, biz kulları onu eyleriz validem. Belini tuttu. 

-Malum uzun yoldan geldik. Dinlememiz icap eder. diyerek selam verdi. Valide odasından çekildi. Attığı her adım odanın içinde yankılandı. Kapı kapanır kapanmaz Gülsüm Kalfa yanına ilişti:

-Dediğinizi yaptım sultanım. 

İşte zafer buydu. 

-''Kocamış kadın, halen saltanat derdinde. Alttan alta laf sokmaya çalışıyor. Ben burdayım, ayaktayım, şehzadeler kimsesiz değil diyor aklı sıra. Ama göstereceğim ben ona Gülsüm. Bu dünyanın kaç bucak olduğunu öğrenecek.'' dedi salına salına odasına doğru yol aldı.

Kösem Sultan başındaki tacı çıkarıp yana savurdu. 

-Tiyatro bitti sonunda. Hokkabaza döndük üç kuruşluk cariyenin önünde. Padişah diye tahta çıkarttığımız oğlumuzun bi cariyenin karşısında el pençe divan durdurmadığı kaldı. Ama bu gidişle onları da göreceğiz. İş zıvanadan çıktı. Bir an önce bu devleti, bu haremi yeni bir nizam devralmalı. Yoksa sonu görünmeyen bir kader bizi bekliyor Ferhan.

Ferhan başını hafifçe salladı.

-Bir planınız var mı hanımım?

Valide sultan aynanın karşısına geçti. Dağılan saçlarını topladı.

-Elbette, bir planım var. Ama daha vakti var. Zehri hemen verirsek, yılanı delirtir kendimizi belli ederiz. Biz zehri yavaş vereceğiz ki yılan debelenmeden geberecek.

-İlerleyen Bölümlerde Ortaya Çıkacaklar-

-Gülsüm Hatun, Valide Sultan'ın dairesinde ne yaptı? 

-Valide sultanın planı ne?

-Hümaşah'ın İbrahim Han'a tesiri ona daha neler yaptırtacak?

Beğeni, yorum ve önerilerinizi bekliyorum :)