23

1.5K 189 50
                                    

Sarışın kucağındaki adamın kıpırdanması ile gözlerini açtı. Küçük anlarının sonuna gelmişlerdi anlaşılan. İçten içe üzüldü. Onunla daha uzun süre bu pozisyonda kalabilmeyi dilerdi.

İzuku kafasını kaldırıp zümrütlerini sarışının yakutlarıyla buluşturdu. İkisinin de gözlerinden ayrılmak için isteksizlik akıyordu ama bedenlerini tam tersine hareket ediyordu. Kalkan başlar, düşen eller, uzaklaşan vücutlar. Bedenlerinin çabası nafileydi çünkü ruhları birbirlerine çok daha sıkı karışmıştı. Kalpleri sızlıyordu.

"Artık gitsem iyi olacak."

Dudakları ihanet ediyordu ruhuna ama öte tarafta sarışının aynı amaçla açılan dudaklarına ruhu darbe yapınca iki çocukta şaşkınlıkla kalakaldılar.

"Kal."

İnat edebilirdi ama etmedi. Belki etmesi gerekirdi ertesi gün ikisinin de utanmaması için ama etmedi. Çünkü buna ihtiyacı vardı. Ya da istiyordu.

"O zaman... Ben yerde yatarım."

Sarışının gözleri dolabının derinliklerindeki yer yatağına doğru kaydı. Dolabı açıktı ama görünmüyordu. Ve içindeki sesin önerisine uydu.

"Yok ki."

Oyunu sürdürdü İzuku.

"Tamam yere bi örtü falan-"

Sarışın utanmaya başladığı ve uzatmamak için sesini yükseltip lafını böldü.

"Fazla örtüm de yok Deku! Yat işte yatakta sanki daha önce benimle hiç yatmadın! Tch!"

Ve sırtını cam kenarındaki çocuğa dönüp hemen yattı.

İzuku bir an ne yapacağını bilemeden sırtı dönük çocuğa bakakalsa da ardından hemen kalan boşluğa tıp ki sarışın gibi uzandı. Tek farkla. O sevdiği çocuğun ensesini, boynundaki tatlı benini ve kızarmış kulağını görebiliyordu. Kafasını saçlarına gömme dürtüsüne engel olmaya çalışarak gülümsedi ve onun kokusunu içine çekti. Sessiz odada zaten hassaslaştığı için bütün duyuları en üst seviyede çalışan sarışın için bunu fark etmek zor olmadı. Ve içindeki titremeyi gömmeye çalışarak gözlerini kapadı. İki gencinde kalpleri birbirlerine duydukları aşkla çarparken dudaklarında bunun simgesi tatlı gülümsemeleri vardı ve yavaşça uykuya daldılar. Yıllar sonra birbirlerinin kokularını soluyarak o tanıdık huzurlu uykuya.

*

İlk uyanan sarışın oldu. Ama gördüğü manzara yüzünden uyandığını düşünmüyordu. Bu yüzden gözleri açık bir şekilde uyumaya devam etti. Zaman geçtikçe dün gecenin anıları zihnine düşmeye başlayınca kollarındaki bedenin rüya değil gerçek olduğuna emin oldu. Ve bu farkındalık inanın onun kalbi için hiçte iyi değildi. Çünkü sevdiği erkeğin kolları arasında tamamen birbirlerine karışmış bir şekilde uyanmıştı. Onu hissedebiliyordu. Vücudunun her bir parçasını, kokusunu, kalbinin atış seslerini. Bir süre sonra gözlerini kapatmış kendini tekrar rüyasına salıvermek üzereydi ki kapının deli gibi yumruklanmaya başlaması ile gözleri aniden açıldı ve kendisini İzuku'dan kurtarmaya çalıştı. Ama çocuk çok sıkı sarılmıştı ve canını yakmadan ondan ayrılması da imkânsızdı. Katsuki yakalanma korkusuyla kalakalmıştı ki yumrukların yerini annesinin sesi doldurdu.

"Kahvaltıya gel! Ve o kaçağı da yanında getir!"

Sarışın damarlarındaki kanın donduğunu hissetti. Yakalanmıştı. Sessizce küfretti ve sonunda uyanmaya başlayan çocuğa baktı. Onun uyanan yüzünü görünce demin yaşadığı şeyi, bütün o paniği silinip gitti. Sadece sevdiği adamın bir an için onu daha da sıkıp sonra yavaşça gevşeyen kollarını ve gözleri birleşince dudaklarına yayılan tatlı gülümsemesi vardı aklında.

"Günaydın Kacchan."

Ve başını sarışının boynuna gömdü. Çocuk dudaklarını ısırdı. Nefes alma ihtiyacı duydu ama yapabildiği tek şey titrek bir nefes alabilmekti. Demin yakalanma korkusu ile hissettiği o panik şu an bütün hücrelerine geri dönmüştü. Ama bu sefer bunun sebebi kollarındaki adama olan aşkıydı. Her zerresiyle bu adama aşıktı ve onu ne kadar sararsa sarsın bunun yeterli gelmeyeceğini biliyordu. Onu çok seviyordu. Katsuki kolları arasındaki bedene iyice sokuldu ve kızaran yanaklarını saklamak için kafasını sevdiği adamın boynuna soktu.

"Günaydın İzuku."

Sarışın içinden devam etti.

Seni seviyorum.

Seni çok seviyorum.

İzuku'nun kıkırdayan bedeni sanki onu duyuyormuş gibi biraz daha sokuldu sarışına. Mümkünmüş gibi daha da sıktı kollarını ve bacaklarını. Birbirlerine daha da karışmaya çalıştılar. Ayrılan bedenleri ve ruhları bu birleşmenin tadını çıkarmaya çalıştı. İki gençte birbirlerine olan aşklarından habersiz sevdiklerinin tadını çıkarmaya çalıştı. 



o kadar çok seviyorum ki kelimeler anlamsız...
sizleri de çok seviyorum çocuklar~♡
oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın!

anonim: senden nefret ediyorum / anonim: seni seviyorumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin