³🍷
"Önce yaralarının iyileşmesini bekleyelim bebeğim." Fısıltılı sesi Yoongi'nin yanağını okşayıp gitti.
Yoongi sinirle Taehyung'un suratına tükürdü. Her şeye sessiz kalabilirdi ama vücudunun izinsiz bir şekilde dokunulmasa asla. Açlığın ve susuzluğunu verdiği halsizlik bir anda çekip gitmişti. Tüm bedenini bir sinir dalgası kapladı. "Asla. Asla bedenime benim iznim olmadan dokunamazsın duydunmu." Yoongi'nin Taehyung'a doğru bağırışını alt kattaki Jimin bile duymuştu.
Taehyung geri adımladı ve ince parmakları ile Yüzündeki tükürüğü sildi. "Karşında bir katil var. Seni gözüm kırpmadan öldürebilirim."
Yoongi ifadesini hiç bozmadan Taehyung'a doğru tıslacasına konuştu. "Senin sürtüğün olmaktansa ölürüm daha iyi." Taehyung alıngan bir tavırla konuşmaya başladı. Yoongi'nin bu tutumu hoşuna gitmişti.
"Hadi ama Yoongi bence çok arzulanası biriyim. Bedenime bak. Nefes kesici. Bence bir kez daha düşün."
Yoongi karşısındaki adamın kendini beğenmişliğine harika bir cevap buldu. Karşısındaki bir katil değilmişçesine gülerek konuştu. "Git kendini becer pislik." Yoongi'nin Yüzündeki çarpık gülüş Taehyung yumruğu tarafından bozuldu. Acı inlemesi ile sandalyeyle beraber yere düştü.
"Durumun ciddiyetini henüz anlamadığın için sadece bu yumruk ile yetineceğim. Biraz daha burada kal." Taehyung kapıyı çarpıp çıktı arkasında ise yerde sandalyeyle birlikte yatan bir Yoongi bıraktı.
-
Kaç saat olmuştu bilmiyordu. Öylece kımıldamadan yerde yatıyordu. Hareketsizlikten eklemleri uyuşmaya başladı.
Aşağıda bir kaç fıkırtı duymaya başladı. Kapı kilidi açıldı ve içeri Taehyung girdi kulağında ki konuşmakta olduğu telefonda Yoongi'nin telefonuydu. "Baksana Junwoon Yoongi şuanda karşımda. Yerde yatıyor. Sanırım açlıktan ölmek üzere." Taehyung telefonu hoparlöre aldı ve Yoongi'nin yanına eğildi. "Yoongi iyi misin? Sikicem olum seni. Bana bak Yoongi'ye bir şey yaparsan kendini mezarda bulursun." Taehyung'un kahyası duyuldu. "Junwoon bir katile ölüm tehdidi yapman o kadar komik ki.""Jungwoon değil geri zekalı Jungkook. Ve bu Jungkook senin ağzına sıçacak. Yerine söyle bana oğlum."
Tae telefondaki Jungkook'u hiç ama hiç dikkate almıyordu. "Çok korktum Junhoo. Nesiniz siz sevgili falan mı?"
"Jungkook dedim sana aptal mısın?"
"Her neyse Yoongi bak seni merak edenler var. Harika bir his olmalı."
Yoongi sessizce mırıldanarak çalıştı. Ağzı kurumuş gözleri yaşatmaya başlamıştı.
Korkuyordu aynı zamanda. Hem kendi için hemde ev arkadaşı Jungkook için."J-junkook. "
"Bak Yoongi sana bir şey söyleyecek sanırım."
Taehyung telefonu Yoongi'ye yaklaştırdı. Kıskanmışdı. Onu böyle merak eden kimse olmaz."Yoongi neredesin lütfen konuş benimle."
"Ju-junkook beni kur-tar. Lüt-lütfen."
Taehyung hemen telefonu Yoongi'den uzaklaştırdı. "Üzgünüm Jungwon çok yazıyor kapatmam lazım."
Telefonu Jungkook'un suratına telefonu kapattı.
"Ne kadar dokunaklı bir sahne." Yoongi'nin hizasına eğildi. "Yoongi çok zor durumdasın." Taehyung elini Yoongi'nin karnına yerleştirdi. "Acıktın. Susadın. Berbat haldesin. Yinede benimle farklı şeyler." Taehyung elini Yoongi'nin boynunda gezdirirken fısıltıyls konuşuyordu. "Yapmak istemediğine emin misin?" Yoongi her nefes verdiğinde son nefesini veriyor gibi hissediyordu. Gözlerini açık tutmak bile bir başarıyı onun için. "Ha-hayır Taehyung. Hayır. İstemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GOOD KİLLER | TAEGİ
Fanfiction"Hadi Yoongi koş!" Yoongi koşmaya tüm gücü ile devam etti. Bacaklarından tüm güç çekilmiş gibi hissediyordu. Elleri, bacakları, dişleri titriyordu. Sadece Yoongi'nin koşma seslerinin yankılandığı boş sokakda bir anda yüksek bir silah sesi yankılan...