🕯️ATEŞİN RUHU 🕯️Bölüm Şarkısı: Evanescence - My Immortal
"O gece bir ilk yaşandı; Kralın sağ gözünden bir damla, ölüme uğurlandı."
...
Burada iki önemli şey vardı. Kainatı ayakta tutan, yaşamaya sürükleyen iki şey. Gökyüzünün kasvetli havası tüm insanları etkilerken, herkesin çırpınış sesleri yankılanıyordu. Parmakları arasında tuttuğu zehir, göğsüne oturmuş zırh doluydu. Vücutlarından akan lanet sıvı, her yeri çarşaf gibi kaplıyordu. Cam bir kavanozun içinde insanları yakan kocaman bir alev. Her cismi eriten, kalbini gövdenden çekip çıkaran, gözlerinin içini şarap rengine döndüren bir lanet.İyilik ve kötülük.
Melek ve İblis. Bu iki şeyi ayakta tutan varlıklar.
Savaş açılan o gece ittifak iki yeri bir düğüm gibi sıkı sıkıya bağlamıştı. Başka çaresi olmayan herkes kurtulmanın çözüm yollarında gidip geliyordu. Melekler Diyarının kral ve kraliçesi dehşet içerisinde yüzüyorlardı. Kainatın yerle bir olduğuna şahit olmak yıkımın en büyük tehlikesiydi.
Olması gereken oldu. Savaş için iki diyar toplandı, eller kılıç tuttu, kanatlar rüzgarın eşliğinde açıldı. Meleklerin muhafızları milletleri için elleri sıvadılar. Lanet olarak gördükleri ve yaratılışlarının tam tersini yaşayan varlıklarla anlaşma yaptılar. Ateşin çevrelediği kutsal orman gittikçe herkesi içine alıyordu. Ölürken çektiği azabın çığlıkları her yere yayılmıştı.
O gece,
O simsiyah gecede.
Binlerce kişi kül oldu,
Bir önemli kişi milleti pahasına can verdi.
Melekler Diyarı derin bir azap içinde üzüntülerinin hıçkırıklarıyla sarsıldı. Kral'ın görkemli omuzları ilk defa o gece çöktü. Kalbinin ezilip, hunharca dövüldüğüne şahit oldu. Tacı başının üstünden yere hapsolurken bir kez daha ilk yaşandı.
Kral'ın sağ gözünden bir damla ölüme uğurlandı.
...
Genç kızın eli buz tutmuş gövdesinde soluklandı. Hayır teni sıcaktı, terlemişti, yanıyordu. Ama soğuktu. Kalbi bir buz kütlesinin içinde hapsolmuş, böğrüne acı veriyordu. Siyah saçlarının perçemi şakaklarına yatmışken, göz pınarlarındaki ıslaklığı avuç içiyle temizledi.
Tenine işlenmiş tabakayla soluklandı. Yatakta doğrulurken çıplak ayaklarının zemine değmesiyle gerçek soğukluk asıl şimdi tenine nüksetmişti. Atletinin askısı omzundan koluna düşmüştü, açık saçlarının rahatsızlığıyla sinirli bir nefes verdi. Ensesine yılan gibi dolanmış dağınık saçlarından kurtulma isteğiyle doğdu. Kafasını arkaya yatırdı, beyaz teninin üzerine sıçramış ayın ışığıyla huzursuzluğu belli oluyordu.
Saniyeler önce gördüğü rüya, beynine yuva yapmış, zihniyle oynuyordu. Her gece gördüğü, ona eziyet yaşatan anılar her gece sinsice onu rahatsız ediyordu.
O gece, kasvetli karanlığın içerisinde kaçışan topluluğun arasında, biricik annesinin ölüm günü, babasının nefes alamadığı gündü. Annesinin hasretiyle çırpınan yüreği böğründen çıkıp soluklanmak istiyordu. Soluklanmak sonra da ölümle merhabalaşmak istiyordu.
Ayaklarını soğuk zemine sürte sürte banyoya ilerledi. Karanlığa alışmış gözleri banyonun ışığıyla gözlerini kamaştırırken gözleri aynalı dolaba değdi. Koyu kahverengi saçları birbirine girip yeni bir savaştan çıkmışlardı. Göz pınarları hafif kırmızı çillerle doluydu. Uykusunda ağlamış olmalıydı. Yine.
Avuç içine su doldurup yüzüne döktü, bir kez daha döktü, bir kez daha. Sonra duvara asılmış beyaz havluyu yüzüne sürdü. Çenesinden boynuna akan damlalar atletinin içinde yok oluyordu. Saçlarını geriye yatırırken beyaz tenini izledi. Çok farklı bir güzelliği yoktu. Yüzünde göz alıcı tek bir şey vardı, o da beyaz teninin üzerine dökülen oldukça koyu saçlarıydı. Saçları o kadar koyuydu ki insanlar koyu kahve yerine siyah demeyi tercih ediyorlardı. Aralarına serpiştirilmiş açık kahve tonlarda vardı ama pek belli olmuyorlardı.
Kulağının arkasındaki kar tanesi sembolünü okşadı. Dolgun kırmızıya çalan dudaklarını yaladı. Bu kar tanesi ona annesini hatırlatıyordu. Annesini kurtarmak için seferber olduğu o gece, gökyüzünden inen beyaz kar tanesiydi bu.
Ateşe inat, narin bir kar tanesi.
Siyah lastik tokayla saçlarını tepeden bağlarken bukleleri ensesine çarpıyordu. Gardırobunun çekmecesini açtı. İçinden beyaz bir tişört aldı. Atletini çıkarttıktan sonra terlemiş tenine sürttü. Beyaz tişörtü üzerine geçirdikten sonra mutfağa ilerledi.
Bu kat sarayın arka kısmı ve prensese özel yeriydi. Bu dairenin balkonu sarayın arka kısmı olduğu için kimse prensesi göremiyor ya da istediği gibi rahatsız edemiyordu. Sıcak sütü kupasına döktükten sonra çikolata paketini açıp içine döktü.
Çikolata aromalı içeceğini yudumlarken balkona çıktı. Hafif bir rüzgar vardı, üşütmüyor ya da rahatsız etmiyordu. Koltuğuna oturup kafasını kaldırdı. Gökyüzünü izledi. Her gece nerdeyse bu anı yaşadığı için artık ezberlemişti.
Ter içinde kalkmasına, koşa koşa sıcak çikolata içişine artık şaşırmıyordu. Sıcak çikolatanın ona iyi gelen bir şey olmasına artık alışmıştı. Onu bir Bertilda mutlu ediyor bir de elinde tuttuğu kupanın içinde ki sıvı mutlu ediyordu.
Annesinin her gece yatmadan önce ona anlattığı hikayeleri düşündü. Siyah saçlarının arasından geçirdiği parmaklarının hissiyle yanıp tutuştu. Göğsü özlemle kabardı. Gözlerini yumduğunda annesinin ona masal anlatırken şimdi içtiği gibi ona sıcak çikolata uzattığını düşündü. Annesinin narin parmakları arasından alıp küçük parmakları sıkı sıkıya sarmalamıştı sıcak sıvı dolu kupayı. Dudaklarına değdirirken annesinin sesi doldurdu kulaklarını. 'Sıcak kızım, yanarsın.'
Anılarla canlandırdığı zihninde küçük kız annesinin dediğini yaparak kupayı uzaklaştırdı kendisinden. Ama genç kız gözlerini açtı, zihninin anılarından uzaklaşırken gerçek dünyayı izledi. Ve sıcaktan buharlaşan kupayı dudaklarına yasladı, soğumasını beklemeden boğazından geçmesine sebep oldu. Yanma hissi gözlerini doldursa da gülümsedi. Annesinin ona kızmasını istedi.
Fakat kimse gelmedi. Ve her gece olduğu gibi bu gece de, genç prenses tek başına sıcak çikolatasını yudumladı.
...
BÖLÜM SONU.
İnstagram: aksamesintisi_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ATEŞİN RUHU
FantasyMelek ve Şeytanın Tükenişini Anlatan Aşk Hikayesi Fantastik Kurgu. Küçük kızın yardım çığlıklarına arkasını çeviren düşmanına nefret besliyordu Eflina Marcon. Annesizliğin acı çukurunda üşüyerek büyümüştü. Küçük bir meleğin nefret aşkıydı serzenişl...