•goddess of moon

110 7 1
                                    

Yine gelmişti kalbinin mesken tuttuğu lavanta tarlasına. Burada çok yaşanmışlıklar vardı. Aşkını,kavgasını,acısını bu tarlada yaşamıştı. Her seferinde eski bir dost gibi karşılıyordu tarla, Artemis'i. İlerledi ve lavantaların arasında sırtüstü uzandı.

Hogwarts'a başlamalarına birkaç ay kalmışken Sirius, Artemis'i lavanta tarlasına getirmişti.
Cadının gözlerinden tarlayı ne kadar beğendiği okunabiliyordu. Sirius, Artemis'in elinden tuttu ve biraz daha ilerlediler tarlada. Black oğlanı kendini yere atınca Artemis kıkırdayıp onun gibi yere attı kendini.
Sirius buraya kıza öğrendiği bir şeyi anlatmak için getirmişti bu yüzden hiç oyalanmadan konuya girdi.
"Geçen gün bir kitap okuyordum ve bir şey-"
Artemis hemen lafa atılmıştı.
"Sen ve kitap yana yana gelemeyecek iki şey Sirius. Gerçekten kitap okuduğuna emin misin?"
Çocuk gözlerini devirdi. Evet, belki kitap okumak ona göre değildi ama bu sefer kitap dikkatini oldukça çekmişti.
"Lafımı bölme, ayrıca kitap ilgimi çekti. Orion ve Artemis'in hikayesini anlatıyordu."
Kızın da ilgisini çekmişti. Sirius'u bölmeyip dinlemeye karar verdi.
"İlk önce  şaşırdım, ikimizin ismi sonuçta. Ne gibi bir hikaye diye merak edip okudum." Fazla uzatmadan hikâyeyi anlatmaya başladı.

"Yunan mitolojisinde var olan deniz tanrısı Poseidon ve Girit kralının kızı Euryale'nin oğlu Orion iri cüsseye sahip oldukça yakışıklı biriymiş.
Kral Oinopion'un kızı Merope'ye kur yapar ancak karşılık alamaz. Bir gün içkiyi fazla kaçırır ve Merope'ye saldırmaya kalkar. Kral Oinopion onu cezalandırıp gözlerini kör eder.
Artık göremeyen Orion, yardım arar. Demir tanrısı Hephaistos'un çelik seslerini dinleyerek ona ulaşır. Hephaistos ona dünyanın doğusuna gitmesini söyler. Doğudaki Lemnos Adasında Orion'un gözleri açılır.
Günün birinde Tanrıça Artemis tarafından avlanırken görülen Orion, yakışıklılığı ile kendine hayran bırakır.
Fakat erkek kardeşi Apollon bu durumdan hiç hoşnut değildir. Apollon ne yaparsa yapsın onu bu aşktan vazgeçirememiştir. Çareyi onu öldürmekte bulur.
Bir gün Orion denize girmiş yüzüyordur ancak o kadar açılmıştır ki uzaktan başı küçük kaya parçası gibi görünür.
Bunu fırsat bilen Apollon, kız kardeşine denizdeki kaya parçasına ok atıp atamayacağını sorar. Çok iyi okçu olan Artemis heyecanlanarak uzaktaki kaya görünümlü Orion'a okunu fırlatır. Orion oracıkta can verir.
Ölümü Artemis'i kahreder. Orion'un cansız bedenini gümüşten yapılma ay arabasına koyar ve gökyüzünde  en parlak yıldız olabilmesi için onu en karanlık yere götürür.
Geceler boyu gökyüzünde parıl parıl parlayan Orion'u izler.
Bir söylentiye göre ay tanrıçası Artemis'in içindeki acı dinmediği için ayın soğuk, cansız ve kasvetli bir yer olduğu söylenir."

Küçük cadı hikâyeyi can kulağıyla dinlemiş ve tanrıça Artemis için oldukça üzülmüştü.
Sirius üzülen kızı görünce ona daha da yaklaştı ve kollarını bedenine sardı.
"Üzülme, bizim hikâyemizde ne Apollon'a ne de Kral Oinopion'a yer var."

  

Keyifli okumalar🖤
Oy ve yorum yaparsanız sevinirim.

Retrouvailles || Sirius BlackHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin