Saat 8 e yaklaştığında jiminin stresi iki katına çıkmıştı. Nedeni ise hem jungkook la görüşecek olması wonho nun aramasını gördüğünde üstüne hırkasını çekerek kapıyı yönelmişti. İçeride oturan Taehyung a seslenerek "ben çıkıyorum sizde gelin" diye bağırdı. Onların ne diyeceğini beklemeden evden dışarı attı kendisini. Aşağıya indiğinde wonhoyu spor Bi araba da yaslanmış vaziyette onu beklerken buldu. Yanına giderek "oh umarım bekletmemişimdir." diyerek arkadaşça sarılmış ve arabanın ön koltuğuna oturmuştu. Wonho jiminin ani sarılışından dolayı birkaç saniye duraklasada onun ardından arabaya binip maçın olacağı yere doğru sürmeye başlamıştı. Yolculuk çok sesiz geçerken wonho nun aniden jimine dönüp "jungkook la sevgilimisiniz?" diye sorması jimini ilk başta şokta bıraksada sonrasında kafasını olumsuz manada sallamıştı. Yolun geri kalanı sessiz ve sorusuz geçmişti. Maç yerine kalanı sesiz yaklaştıklarında çevrede bir kaç tane habercinin ve magazincinin olduğunu gördüler bunun üzerine wonho arabayı tam kapının önüne çekip ikisini hemen içeriye soktu. İçerideki atmosfer çok güzeldi. Jimin gözleriyle jungkook u bulmaya çalışırken biranda onun kendisine odaklanmış derin gözleriyle karşılaşmıştı. Sahanın diğer tarafından jiminin bütün vücudunu alt üst edebilme yeteneğine sahip iki iris biranda yanındaki wonhoya kaydı. Jungkook yavaş adımlarla jimin ile wonhonun yanına yaklaşmaya başlamıştı. Wonho bunu farkedince jimini kenara çekmeye çalışsada pek başarılı olamamıştı. Keza jungkook direk diplerinde bitmişti. Jimin jungkook a bakarak "oh selam jungkookie~" diyerek jungkook a elini uzatmıştı. Jungkook böyle bir hitap beklemediğinden dolayı bir müddet jimine bakakalmıştı sonrasında ise havadaki elini sıkarak "selam jiminsshi" diyerek ona gülümsemesini bahşetmişti. Sonrasında jungkook wonhoya dönerek "müsaade edersen eğer özel konuğumu alıcağım" diyerek jiminin elinden tutup kendi kısımlarına götürmüştü. Maçın başlamasına daha zaman olduğundan dolayı ön kısımlardan bir yere oturmuşlardı . Jimin jungkook a dönerek "sonunda gizli fanımla tanışma fırsatı oldu desene" diyerek gülümsemişti. Jungkook jiminin dediklerine gülerken gözleri gülümsemesinden sonra kapanan dolgun dudaklara takılmıştı. Bir kaç saniye boyunca büyülenmiş gibi dudaklarına bakakalmıştı jiminin. Jimin bunu farkedince gülümseyip "şey galiba koç seni çağırıyor" diyip bu romantik anı dahada kızarmamak için bozmuştu. Jungkook koça içinden koca milyon tane küfür etsede maçın başlamasına az kaldığından dolayı gitmesi gerekiyordu. Ayağa kalkıp gidecekken arkasına dönüp "maçtan sonra bir yere ayrılma" diyip göz kırparak koçun yanına gitmişti. Jiminin yanaklarının domates olduğunu hissediyordu. Eliyle kendine hava yapmaya çalışırken uzaktan gelen 3lü gözüne çarptı. Pardon 3+1 çünkü namjoon da jinin yanındaydı. Jimine yaklaştıklarında tae koşarak jiminin yanına gelip "ne yaptı öptümü" tarzında milyon tane soru sormaya başlamıştı. Maç felaket derecede giderken wonhonun abisinin jungkookun elindeki topu almak için jungkook un neredeyse üstüne uçmasıyla maç kesilmiş bütün oyuncular birbirine girmişti. Hakemler ve koçlar oyuncuları ayırmaya çalışsada iki ezeli düşman takım asla ayrılmıyordu. Karşı takımdan birinin ettiği hakaret üzerine namjoon kendini tutamayıp çocuğa sert bir yumruk geçirmişti. İpler bu noktadan sonra kopmuştu. Bütün saha boks ringine dönmüştü. Seyirciler yerlerinde duramıyor bazıları kavganın ateşlenmesi için bağırıyor kimisi kendini salondan dışarı atmaya çalışıyordu. O sırada jimin yanında hissettiği bedenle irkilmişti. Soluna döndüğünde gelenin wonho olduğunu farketti. "istersen çıkalım" diye bağırdı jimine. Jimin olumsuz manada başını sallarken jungkook ile göz göze geldiler. Jungkook elindeki çocuğu arkasında bulunan yoongiye teslim ederek hızla wonhoya yaklaştı ve bir anda yumruk geçirdi. " seni piç kurusu demek abine beni sakatlaması için talimat veriyosun ha" diyerek saha sert vurmaya başladı. Olayların şokuyla donakalan jimini hobi nin sesi kendine getirdi. "Jungkooku üstünden almazsan bu akşam kötü biter" diye bağırması herşeyi ortaya koymuştu. Jiminin hızlıca jungkookun yanına çökmüş omzundan tutarak kendisine çevirmişti. "Jungkook kendine gel bana bak" diyerek onu sakinleştirmeye çalışsada gözü döndüğü için ne yapsa fayda olamıyordu. En son jimin yanına gelen namjoon ile jungkooku ayağa kaldırıp arka tarafa götürdüler. Namjoon sinirle duvara yumruk atarken "sikerim ben böyle maçı" diyip yerde oturan jungkook a eğilmişti" bir şeyin yok değilmi? " diye sorarak yüzüne bakarken jimin " sen istersen takımı toplamaya git ben hallederim" diyerek namjoon içeri yollamış sonrada ilk yardım dolabı tarzında bir şeyler aramaya başlamıştı. Bulduğunda çabuk jungkookun yanına eğilerek malzemeleri yere sermiş ve bir yandan da söylenmeye başlamıştı.
"tanrım kavga etmek zorundamıydınız gerçekten yüzün ne hale gelmiş" diyerek jungkook a kızarken eline aldığı batikon şişesinin kapağını açıp pamuğa dökmüştü. Tekrar jungkookun yüzüne baktığında jungkookun onu izlediğini fark etmişti. Elindeki pamuğu yavaş yavaş kaşındaki patlağa sürerken acıyla inleyen jungkook tan dolayı eli ayağına karışmış yavaş yavaş üfleyerek jungkookun üstüne biraz daha eğilmişti. Kaşındaki yara yı kapattıktan sonra dudağının yanındaki yaraya gelmişti sıra. Jimin titrekçe nefes vererek elindeki pamuğa biraz daha batikan dökmüş yavaş hareketlerle dudağına sürmeye başlamıştı. Pamuğu jungkookun ince dudaklarına yavaş yavaş sürerken aklı pek yerinde olduğu söylenemezdi.kafasını kaldırıp jungkookun gözlerine baktığında onun da gözlerine baktığında onunda gözlerinin kendi dudaklarında olduğunu görünce vücutlarının mesafesini kontrol etti. Tek beden olmuşlardı neredeyse. Dudaklarının arasında milimler vardı ve ikiside bu durumdan rahatsız görünmüyordu. Jimin titrekçe "jungkook" diye nefesini ona üfledi. Jungkook ise jimin nin gözlerine irislerine en derin haliyle bakarak "çok güzelsin" demesi jiminin utanmasını artırmıştı. Tekrar pansumana odaklanarak işini bitirmiş pamuğu yere bırakmıştı. Yavaşça kalkmaya yeltenince jungkook bileğinden tutmuş "bir müddet daha böyle kalmak için her şeyimi verebilirim" diyerek jiminin gözlerine bakmıştı. Jimin bu sözlerden sonra dünya ile bağlantısını koparmış kendini jungkook a bırakmıştı. İkili üstlerinde hissettikleri o ağır çekimin etkisiyle birbirlerinden boğulurken evren sanki onları birbirlerine yaklaşmaya başlamışlardı. Jimin jungkook un o ince zarif kıvrımlara sahip dudaklarına, jungkook un elma şekeri misali dolgun dudaklara kavuşmasına milimler kalmıştı ki Taehyung aniden bulundukları yere gitmişti "hey jimin bur- siktir böldüm çok özür dilerim" diyerek girmesiyle çıkması bir olmuş üstüne büyülü anı bozarak jiminnin utanmasına neden olmuştu. Birbirinin kalkmasına yardım ettikten sonra jungkook jimine dönerek "istersen sonra konuşuruz pek güzel bir maç olmadı ama telafi edeceğimden emin olabilirsin" diyerek çenesinden tutup kendisine yaklaştırmış minnie nin yanağına hafif ama etkisi çok büyük olan bir öpücük bırakmıştı. Sonrada gülümseyerek dışarı çıkmış ve geride midesinde kelebekler uçuşan bir jimin bırakmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
🍂 𝐉𝐈̇𝐊𝐎𝐎𝐊 /𝐀𝐦𝐨𝐫𝐞 𝐢𝐧𝐭𝐞𝐫𝐞𝐬𝐬𝐚𝐧𝐭𝐞 🍂
Narrativa generale*Seol Üniversitesinin her yıl düzenli olarak tekrar ettiği bahar şenliklerinde bu sene farklı olan tek şey vardı. ünlü basketbolcu Jeon Jungkook izlemek zorunda olduğu modern dans gösterisindeki baş dansçıya aşık olmuştu.*