"Bu benim kumdan kalem." Lisya yaptığı kaleye hayranlıkla baktı. "Ve ben de,"
"Sen de bu kalenin prensesi oluyorsun."
"Amca sen de kralı olur musun?" Lisya heyecanla konuştuğunda Çağlar gülümsedi.
"Sen iste soytarısı bile olurum. Kurban olduğum yavrum."
"Ha işte, işte, haddini bileceksin işte." Merih alevli deniz şortuna benzer bir şortla yanımıza yaklaştı. "Babası dururken sen anca soytarısı olursun çünkü kral benim. Ayrıca o senin yavrun değil, o benim yavrum."
"Ben küsüm sana." Lisya, Merih'i görür görmez arkasını döndü.
"Neden babam?"
"Ben artık kızın değilim senin. Sen git başkasının babası ol."
"Nasıl değilsin? Ece ne diyor bu çocuk!?"
"Senin dediğini diyor. Tuğçe aşkım takılma sen de." Çağlar, Merih'in taklidini yaptığında Merih'in yavaş yavaş sinirlendiğini anladım.
"Çağlar sus bir." Eliyle bir dakika işareti yapıp tamamen Lisya'yı döndü. "Öyle şey mi olur? Lisya hayır, sen benim her şeyimsin."
"Ama kızın değilim. Sen bugün beni ağlattın."
"İstemeden oldu."
"Annem hiç yapmıyor, seni artık istemiyorum." Lisya ellerini önünde kavuşturduğunda bana baktı. Bana öyle bir bakmıştı ki içim acımıştı.
"Aa Lisya," Bir anne olarak kendimi ortayı bulmak zorunda gibi hissettim. "Sana da dediğim gibi sen onun sadece kızı değilsin, aşkısın, en yakınısın, en sevdiği insansın. Baban sadece yanlış ifade etti. O seni çok seviyor."
"Evet," Merih kafasını onaylar gibi salladı. "Yemin ederim çok seviyorum kızım. Özür dilerim babam."
"Tamam o zaman." Lisya gülümseyerek Merih'in boynuna atladığında Merihle ikisi az önce Lisya'nın Çağlar ile yaptığı kalenin üstüne düştüler.
"Kalem," Lisya bunu fark ettiğinde ağlamaklı bir ses tonuyla konuştu. "Yıkmışız."
"Yeniden yaparsın, ben de yardım ederim."
"Ama amcam yapmıştı."
"Oh isabet olmuş o zaman." Merih, Lisya'yı kucağına alıp kalenin kalan taraflarını da ayağıyla iyice bozdu. "Gerçek kral geri döndü."
"Haa,aynen. Kral yine ayakları götüne vurarak kaçmasın da." Çağlar'ın konuşmasıyla ortalık daha da kızışmıştı.
"Ya Allah aşkına kimsin sen ya? Ece sen mi çağırıyorsun bunu? Bir şey mi var aranızda?"
"O ne demek?"
"Bir şey demek değil babacığım, sen boş ver. Cevap verin size diyorum."
"Aramızda arkadaşlık bağı dışında hiçbir şey yok." Kendimden emin bir ifadeyle cevap verdim.
"Ama keşke olsa."
"Ne dedin Çağlar?" Merih, Çağlar'a seslendi.
"Aman saçma sapan konuşma diyorum."
"Bence de. Bence de saçma sapan konuşmamalıyım. Çocuğumun annesiyle seni düşünmek iğrenç bir şey olurdu."
"Neden baba? Ben onu çok seviyorum. Bize her hafta geliyor."
"Vay! Benden iyi babalık yapıyor yani. Yazdım Çağlar bunu kenara, unutma." Merih hesap sorar gibi bir ona bir bana bakarken uzun bir sessizlik oldu ve bu sessizliği Cengo bozdu.
"Selam millet! Ben aşı oldum ve Lisya'yı çok özledim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sable. #merihdemiral
Fanfictiondeniz, kum ve güneş. lisya bunlarla çok mutlu olurdu.