Okumaya başladığın tarihi yaz.
Hazırlıklı ol, çünkü kurtlar seninde canına kıyabilir.
Keyifli okumalar dilerim.
Derin nefesler aldı Wolf hırıltıları eşliğinde. Vücudu kaskatı kesilmişti. Beyni ise işlevini yitirmiş, hafızası kayıplara karışmış gibiydi. Lakin aklında kalan ve saatlerdir orada yankılanan tek bir kelime vardı.
Katliam.
Bir kaçı kırılmış pençesini ve salyalarına karışmış kanları umursamamaya çalışarak kamburunu dikleştirdi. Kömür karası kürkü sayesinde parlayan sarı gözleri " Kan! " dercesine bas bas bağırıyordu sanki.
Titrek nefesler alarak bir eliyle toprağı eşeler gibi yaptı. Bir ormandaydı. Etrafı adını bilmediği ağaçlar ve bitkilerle çevriliydi. Gözleri yerde yatan boğazı parçalanmış cesede ilişti. Bunu o yapmıştı. O masum insanı kendisi, Wolf öldürmüştü. Yalvaran gözlerle ona bakan bedenin boğazını acımasızca parçalamıştı.
Pişmanmıydı?
Belki.Bütün bunları kendi iradesi olmadan yapmıştı o. Belki de yarın yeni bir güne uyandığında tüm bunları hatırlamayacaktı bile.
Yine oluyordu işte. Beyni uyuşmaya başlamıştı. Elleri ve bacakları kasılıyordu. Kolunda ki dövmesinin bulunduğu yer sızlamaya başlamıştı. Bilinci kapanmamak adına beyni ile savaş verirsen, buradan gitmesi gerektiğini hatırladı.
Savsak adımları ile oradan uzaklaşmaya çalışırken, arkasında kalan cansız bedene son kez baktı. Neden hiç bir şey hissedemiyordu?
Içinde pişmanlığa dair en ufak bir kırıntı dahi yoktu Wolf'un.
Nasıl ya da ne kadar sürede yol kenarına ulaştı bilinmez fakat zifiri karanlığın arasında gözlerini acıtan bir Işık gördü. Tıpkı ışık saçan bir çift göz gibiydi. Neydi bu? Acaba bir arabanın farları olabilir miydi ki?
Işığın kaynağı gitgide ona doğru yaklaşırken, görüşü bulanıklaşmaya başlamıştı Wolf'un. Başı çatlayacak derecede ağrıyordu.
Kırılmış pençeleri normal insan tırnağına dönerken, vücudundaki siyah kürkü andıran kıllar yerini pürüzsüz bir insan tenine bırakmıştı. Sarı ve oval göz bebekleri ballı kahve rengine dönüşürken,kamburu kendini daha da belli etmeye başlamıştı. Vücudu daha fazla acıya ve ağrıya dayanamayıp yere yığılırken, sivri ve keskin azı dişleri de normal haline dönmüştü.
Bilinci açıktı fakat gözlerini açamıyordu. Çok ama çok yorgundu. Az önce gördüğü Işık tam önünde durmuştu. Uğultular eşliğinde bir araç sesi geliyordu kulağına.
Kapı kapanma sesi duydu daha sonra. Adım sesleri tam yanında son buldu.
Kim bu şimdi?
" Tanrı aşkına. Ne oldu sana böyle? " Naif ve ürkek bir kadın sesi duydu Wolf. Ama cevap vermedi ona. Veremedi. Çenesi kitlenmiş gibiydi.
Duyduğu kadına ait olduğunu düşündüğü el koluna dokundu. Bu sefer kulağına şaşırma nidaları çalındı. Bir an için korktu Wolf. Acaba hala dönüşmemişmiydi? Eğer öyleyse sonu gelmiş demekti. Çünkü Efendisi Sybil Mira onu ve kardeşlerini bu konuda uyarmıştı. Eğer bir insana kurt melezi olarak yakalanırlarsa her şey biterdi.
Ama Wolf'un korkmasına gerek yoktu. Çünkü bedeni bir insan bedeniyidi. O kadını şaşırtan şey, yerde baygınca yatan bedenin her yerinde kurumaya yüz tutmuş kan lekeleri olmasıydı aslında. Kıyafetleri ise neredeyse paramparçaydı.
Wolf'un bilinci kapanırken yanında çömelip ona bakan kadın korkudan ne yapacağını şaşırmıştı. Ambulans mı çağırmalıydı? yoksa kendi mi götürmeliydi?
Kendisinin cılız, yerde yatan bedenin ise cüsseli olduğunu fark ettiğinde, bir koşu arabasına dönüp telefonunu bularak ambulansı aradı. Nerede olduğunu söyledikten sonra çabuk olmalarını tembihledi ve tekrar Wolf'un yanına döndü.
Aradan geçen 15 belki de 20 dakika sonra işittiği Ambulans sesi ile az da olsa rahatlamıştı. Sert bir fren ile duran ambulanstan inen görevliler Wolf'u sedyeye alırken, kadının gözleri Wolf'un kolunda ki dövmesine ilişti.
2214115
Bu da neydi böyle?
Neyi ifade ediyordu?
O gece kadın istemeden de olsa nelere bulaştığını bilmiyordu işte.
Az önce, belki de hayatını kurtardığı adamın, bir Kurt melezi olduğunu bilmiyordu.
Ya da bu Kurt melezinin binlerce insanı katlettiğini...
upuzun bir aradan sonra böyle bişeyle geri döndüm :)
umarım hoşunuza gider
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Wolf, lisgguk
Fiksi PenggemarDerin nefesler aldı Wolf hırıltıları eşliğinde. Vücudu kaskatı kesilmiş. Beyni ise işlevini yitirmiş, hafızası kayıplara karışmış gibiydi. Lakin aklında kalan ve saatlerdir orada yankılanan tek bir kelime vardı. Katliam. Bir kaçı kırılmış pençesini...