üçüncü bölüm: girift evde papatya çayı
'insanlar birbirlerine ait olduklarına inandıkları çiftlere ruh eşleri derler. bunun sebebi ise o kişiyle tanıştığınızda diğer yarısını arayan ruhunuzun bir parçası sizi terkeder ve diğerinin ruhuna akar, aynı şekilde o kişinin yarım parçasıda sizin damarlarınızda yaşar. yinede farketmezsiniz bunu çünkü o parçalar birbirlerinin eşi olmakla birlikte size bir eksiklikten çok mutluluğu ve huzuru verirler.'
kiyoomi toz tutmuş kitabın arkasındaki sözü okuduktan sonra bakışlarını kendine bakan atsumu'ya çevirdi. "hm? ne dersin? yani biliyorum kasabanın içinde değil ama hiç yoktan iyidir değil mi?" sarışının yüzünde tatlı bir gülümseme vardı.
"olur." dedi sakusa çok düşünmeden. "karşılık olarak ne yapmalıyım?" sarışın bir süre kafa yorsada aklına pek bir şey gelmiyor gibiydi. "aslında bir şeye gerek yok... yandaki yerde de ben kalıyorum ve burada kimse olmadığı için sıkıcı oluyordu. konuşabileceğim birisi olması yeterli."
sakusa ne kadar şanslı(?) olduğunun yeni yeni farkına varıyordu. birden bire daha yeni tanıştığı birisinin yardımıyla, tamamen bedavaya bir eve çıkmıştı, evin durumuda oldukça iyiydi. ayrıca atsumu'yla tanışmak kendisi için kesinlikle hayatın cilvesiydi.
"o zaman ben temizlik eşyalarını getiriyim, sende o sırada şöyle basit olarak etrafı topla istersen." atsumu evden temizlik eşyalarını almak için ayrıldığında kiyoomi acelesiz bir şekilde evi inceleyerek karmaşılıklığı toplamaya koyuldu.
her yer kitaplar ve kağıtlarla doluydu. hatta evin iki odası oldukça belli bir şekilde ofis düzenine sahipti. üç artı bir evde sadece bir yatak odası vardı. o da üst katta oldukça büyük bir yer kaplıyordu.
odaya giriş yaptığında etrafa bakındı kıvırcık saçlı. eşyalar genel olarak kahverengi tonlarındaydı ama yinede odada kasvetli bir hava oluşturmamıştı bu düzen.
odayı havalandırmak adına cama doğru ilerlediğinde biraz ilerisindeki evin camında atsumu'yu gördü. kaşları çatılı şekilde bir şeylerle uğraşıyordu. "miya!" açık camdan seslendiğinde sarışın kendi olduğu tarafa dönmüştü. "sakusa-san! evi dolaştın mı? nasıl?" kiyoomi hoşuna gittiğini belirtircesine kafasını salladı. "tamam o zaman, şuraya bir şey takıldı da onu çıkartıp geliyorum!"
miya tekrardan kaldığı işe döndüğünde sakusa gülümseyerek etrafı toplamaya devam etti. evlerin iç ve dış dizaynından rahatça anlayabildiği şekilde miya, geliri zamanında iyi olan bir ailenin çocuğu olmalıydı.
yinede oldukça kibar ve alçak gönüllü gibi gelmişti sakusa'ya sarışın.
•
alnındaki ter damlalarını cebindeki peçeteyle sildikten sonra derin bir nefes aldı. yatak odasını sonunda temizlemeyi bitirebilmişti. "miya?" diye seslendi salona doğru sonrasında siyah saçlı biraz daha soluyup.
oldukça yorulmuştu, beklediğinden uzun sürmüştü bütün evi toparlamak. ayrıca uzun süredir temizlik yapmadığından olsa gerek bütün kasları sızlıyordu. "mutfaktayım~" sarışının sesi yorulmadığını belli eden şekilde, tatlı bir melodiyle çıktığında kendisinin de enerji kazandığına hemen hemen emindi sakusa.
mutfağa girdiğinde atsumu'yu ocağın başında su kaynatırken buldu. "çay içersin değil mi? oldukça yorulmuşsundur zaten, yardımcı olur." kiyoomi sadece onaylar anlamda kafasını salladı.
tezgaha yaslanıp öylece sarışının yaptıklarını izlemeye koyuldu. yapmayı sevdiğinden olsa gerek gayet eğleniyor gibi gözüküyordu kendine kıyasla kısa olan. bir yandanda yine o özgün melodilerinden birini mırıldanıyordu.
su fokurdamaya başladığında ocağın altını biraz kısmış ve kendi evinden getirdiği belli olan etrafında gazete sarılı kavanozu açmıştı. içinden aldığı yaklaşık üç kaşık kuru papatyayı suya attıktan sonra kapakla ağzını tekrardan örtüverdi miya. kavanozu tezgahın altındaki uygun gördüğü bir çekmeceye yerleştirdi hemen sonrasında, gazeteyide çöpe atmıştı.
"bu demlenene kadar ne yapmak istersin?" dedi atsumu, kiyoomi'ye dönerek. "bilmem, konuşabiliriz sanırım?" miya 'bana uyar' diye mırıldandıktan sonra tezgahtan bir tuzluk ve birde kağıt parçası kapıverdi.
elindeki boş kağıtta bir şeyler yazıyormuş gibi davranıp elindeki tuzluğu ağzına doğru tuttu. "merhabalar sakusa-san, bize acaba biraz kendinizden bahseder misiniz?" tuzluğu bu sefer kiyoomi'nin ağzına doğru uzattı ve kocaman gülümsemesini gözler önüne sundu.
siyah saçlı ise diğerinin oynadığı oyunla kıkırdadı, daha yeni tanıştığı bir insan nasıl bu kadar sevilebilir gelmişti kendisine?
bu basit oyuna katılma gereksiniminde bulundu. "merhabalar, bildiğiniz üzere ben sakusa kiyoomi. yirmi üç yaşında, şair bir bireyim." sarışın basitçe 'hm'ladığında tuzluğu ve kağıdı kendi ellerine aldı siyah saçlı.
"ve ayrıca sizide tanıyalım lütfen miya-san?"
atsumu gerçekten basına röportaj verirmiş gibi boğazını temizleyip 'hayali' kravatını düzelttiğinde gülmüştü sakusa. "ben miya atsumu. aynı şekilde yirmi üç yaşında olan bir gencim. bestekarım ama işimde çokta kapsamlı bir çalışma yapıyorum diye-"
sözü tencereden gelen taşma sesiyle kesildi. "hass-" ani ve hızlı hareketlerle ocağın altını kapattığında ikili bir süre duraksadılar. ne yaşandığını sindirmeleriyle kahkahalara boğulmaları bir olmuştu.
atsumu kahkahaları arasında iki fincan çıkardı ve tenceredeki çayı süzgeçten geçirerek bardaklara döktü. "afiyet olsun~" dedi hâla hafifçe kıkırdarken. fincanlardan birini siyah saçlıya uzatmış karşılığında kıvırcık saçlıdan bir teşekkür almıştı.
ikiside çaylarını yudumlarken bir yandanda kendi aralarında basit bir sohbet kurdular. yeni tanışan iki insan arasında geçen düz bir konuşmadan pek bir farkı yoktu. sevdikleri renkler, hobileri, komik anılar ve birkaç farklı konuyu daha ele almış hava kararana kadar konuşmuşlardı.
arada bir biten fincanlarını yeniden dolduruyorlar arada bi' de duraksayıp öylece sessizlikte kalıyorlardı. ikiside memnundu fakat durumdan, herhangi bir şikayetleri yoktu.
sohbetleri ise en sonunda atsumu'nun kendi evine gitmesiyle son bulmuştu.
-asia
aralarını yavaş yavaş yapmayı planlamıyorum şahsen, hızlı hızlı yakınlaşacaklar. elimden geldiğince absürtlüğünü azaltmaya çalışırım ama o da ne kadar olursa artık😔✊destekleriniz için fincanlar dolusu teşekkürler😚
ŞİMDİ OKUDUĞUN
dandelions ❦ sakuatsu
Fanfiction❝karahindibaların arasında söylediği şarkılar eşliğinde çiçekten taçlar yapan çocuğa aşık olmuştu kiyoomi❞