Yixing tepemde, nasıl 19 yaşımı doldurmama rağmen kızışmamış olduğumla ilgili absürt teoriler üretirken yirmi yedinci kez gözlerimi devirdim ona. Etrafıma iki yıldır omega feromonları yayıyordum. Herkes çevreme yaydığım çiçek bahçesi kokulu feromonlarıma neredeyse hayrandı. Ancak henüz kızışmamış oluşum cidden bir problem yaratmaya başlayacak gibiydi. Biricik doktorum Felix çok nadir görülse de bazı zamanlarda kızışmanın yirmi yaşına kadar yaşanmayabileceğini söylemiş, beni rahatlatmıştı. Ancak biricik arkadaşım Yixing, uzandığım yatakta bana sokularak endişelerini inatla dile getirmekten çekinmiyordu. Onu yumruklamak istiyordum. Onu öyle bir yumruklamak istiyordum ki eğer kırılacak olan kemik benim bileğim yerine onun çenesi olsaydı bunu kesinlikle yapardım.
"... Felix'e bir kez daha mı gitsek Sehun? Belki sana kızışman için bir şeyler verir. Senin kurdunu merak ettiğimden değil, bu normal gibi görünmüyor. Ya omega değil de betaysan? Belki de o yüzden böyle oluyordu-"
Daha fazla dinleyemeyeceğimi düşündüğümde dudaklarını büzerek çıkarttığı u sesini ağzına sertçe vurarak kestim. Bir alfa arkadaşa sahip olmak sanırım bir omega arkadaşa sahip olmaktan daha zordu. Birbirine bastırdığı dudakları incecik olurken gözlerini yavru kurt bakışlarıyla süslemiş, gamzesini ortaya çıkartmıştı. Kıvırcık ve simsiyah olan saçlarını karıştırarak kenarda duran peluş oyuncağı kucakladım. Cidden beni çıldırtmak üzereydi.
"Sus artık, en yakın arkadaşım bir peluş ayı olacak susmazsan. Felix normal olduğunu söyledi işte! Hem yirmi olmama daha çok var. Elbette dönüşeceğim. Kurdumu hissedebiliyorum. Belki de hazır olmadığını düşünüyordur. Beni strese sokup duruyorsun Yixing lütfen seni camdan atmadan sus artık."
Bir alfaya yakışmayan yumuşak bakışlarının yerini herkese karşı takındığı sert ifadesi aldı. Henüz dönüşmediğim için alfaların yanında fazlasıyla rahattım çünkü bana karşı bir cinsel çekim hissetmiyorlardı. Eh bu da işime geldiğinden kıvırcığımı kafasından tutarak yanıma çektim ve sarılmamızı sağladım.
"Senin için endişeleniyorum ama sen gidip bir peluşu en yakın arkadaşın edeceğini söylüyorsun. Çok ayıp Oh Sehun. Seni Chaewon anneye söyleyeceğim."
Kollarını bana sarsa da söylenmeye devam ettiği için hafifçe kafasına vurdum. Bu çocuk asla susmayı beceremiyordu.
Biz uyuklarken odama tırmandığı balkonumdan giren Chen aşırı hareketli ve yüksek desibelli oluşuna asla alışamadığım şekilde üstümüze atladı. Bazen bu ikisiyle ne diye arkadaşlık ettiğimi sorguluyordum. Bir beta olsa da oldukça güçlü ve ağırdı.
"Jongdae siktir git."
Yixing'im onu tekmeleyerek üstümüzden yere ittiğinde daha yumuşak bir şekilde, hiç de alınmadan diğer tarafıma sokulmuştu. Bu heyecanının altında yatan bir sebep olduğundan emindim.
"Sehun çok güzel kokuyorsun."
Bu ikisi bana yavşamayı katiyen bırakamıyordu, bunu anlamıştım ve başımı sallayarak iltifatına karşılık sarı saçlarının arasına bastırıvermiştim dudaklarımı. İkisinden de uzundum fakat büyük ihtimalle bir omegaydım. Bu garipti. Ya da değildi. Umrumda da değildi.
"Bence üçümüz de buraya neden geldiğini biliyoruz. Dökül."
Derince ciğerlerine doldurduğu nefes, hızlı hızlı ve çok konuşacağının göstergesiydi. Uyukladığım için anlattıklarına odaklanabilmeyi amaçlayarak gözlerimi araladım ve kelimelerine dikkat kesildim.
"Biricik alfamız bu yıl katılamasa da her yirmi yaşındaki alfanın katıldığı av ve eş seçme töreni başlayacak, haftaya. Biliyorsunuz üç gün sürecek ve Jun'um bu yıl yirmisine girdi. Benim için avlanacağını söyledi. Evlenebilirim Sehun. Yixing! Duyuyor musun evlenebilirim. Üstelik bu yıl yarışacakların arasında Chanyeol ve Baekhyun da var. O ikisi ne yapacak çok merak ediyorum. İkisi de alfa ama gizlice çıktıkları gerçeğini hepimiz biliyoruz. Bu yıl çok heyecanlı olacak. Keşke sen de kızınlığına girebilseydin Sehun.. Belki o zaman senin de heyecanlandığını görebilirdim."
Konuşmasının sonu nasıl oldu da az önce kapattığımız kızgınlık konuma gelmişti anlayamıyordum. İkisini de odamdan yaka paça atasım vardı.
"Jongdae.. Bu konuyu bir daha açarsanız ikinizin de şampuanını tüy dökücüyle değiştiririm ve asla pişmanlık duymam anlıyor musun kelebeğim?"
İkisi için de kurduğum tehdit içerikli cümlem karnımı saran ellerinin saçlarını bulması ve uslu uslu başlarını sallamalarıyla son bulmuştu. Elbette bir gün kızgınlığa girecek, sonunda yetişkin bir omega olacaktım. Bu kadar üstüme titremeleri beni yalnızca bunaltıyordu.
Gündüz vakti birbirimize sokularak hareketsiz bir şekilde yattığımız yerde uyuyakalmıştık. Uyandığımda ikisi de gitmişti. Yixing'in büyük ihtimalle alfa zırvalarıyla uğraştığını tahmin edebiliyordum. Fakat emin olduğum gerçekse Jongdae'nin biricik aşkı Junmyeon ile birlikte olduğuydu. Sıkıcı geçen günüm etrafıma yayılan alfa ve beta feromonlarıyla sarmalanışım yüzünden kendimi rahatsız hissetmeme sebep olurken duşa girmeye karar verdim. Üzerimdekilerden kurtulsam da yatağımda kalan kokudan kurtulmak için çarşaflarımı değişmem gerekiyordu. Duştan çıkıp giyindikten sonra kafama attığım havluyla siyah saçlarımın nemini alırken annemin yanına indim. Çarşaflarımı değiştirmesini istemeyi düşünmüyordum ancak neden yanına geldiğimi anlamış gibi elimdeki artık ıslak olan havluyu alarak yanaklarımı öptü ve ben mutfağa girerken kucağında gördüğüm temiz çarşaflarla yukarıya çıktı. Yapacağım tek şey kütür kütür olan tatlı üzümleri kucaklayarak salona gitmekti. Öyle de yaptım. Annem, aşağıya geldiğinde saatlerce uyumuş olmama rağmen daha iyi yapacak hiçbir şeyim olmadığı için tekrar odama çıkmış ve uyumaya karar vermiştim. Evet, gerçekten en iyi arkadaşım bir peluş ayıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kokunun izi | sekai
Fanfictionsillage isimli bir kurt sürüsü şehrinde her yıl mayıs ayında düzenlenen eş seçme ritüeli yaklaşmaktadır. henüz kapısına bir av bırakılmayacağının bilincinde olan oh sehun, alfaların avlanmak için ormana dağıldıkları ve üç gün boyunca avlanacakları s...