Rüyalardan bahsedeceğimi söylemiştim sana ama nasıl başlayayım inan bilmiyorum arkadaşım. Çünkü nedeni bende kalsın bir nedenden ötürü göğsüme bir kasvet giriyor ve bu işleri daha da zorlaştırıyor açıkçası. Rüyaları seviyorum, bunu söyleyebilirim. ama sadece O'nu gördüğüm rüyalar var ve bunların ağırlığı ile uyanmak çok yoruyor beni. keyifli rüya görenler bu rüyaların bitmesine üzülür, "tüh ya keşke bitmeseydi ", "hatta dur tekrar yatayım" belki devam eder gibi şeyler yaparlar. bense hem acıyı-cehennemi, hem mutluluğu-cenneti aynı anda yaşıyor, hem hiç bitmesin diye kendimi zorluyor hem de bitsin artık diye ıkınıyorum. Tüm bunlar bitince de tarifi pekte mümkün olmayan bir kırgınlık içinde kalıyorum. işte böyle dostum, görüyorsun ya pekte iyi durumlar sayılmaz bunlar ama güzel taraflarını görmeye çalışır, kötü tarafları gölgede bırakırsan bu bir nebze olsun seni "idare" eder yapar. rüyalardan bahsetmemi istiyor gibi bakıyorsun bana, bunu benden hemen anlatmamı bekleme. Lütfen, zira ben bile hala açıklayamıyorum kendime, tarifini yapamıyorum düzgünce. Rüyalarda değişmeyen tek bir şey var.. O'nu kırgın ve üzgün görüyorum. Arkadaşım bu çok kötü bir şey, bunu ben tarif edemem, açıklayamam, izah edemem ve sana hissettiremem ne yazık ki. Öylece kırgın bir şekilde duruyor. Oraya koşup sarılmak, gözlerini yüzünü her yerini küçük ama sahiplenen öpücüklerle doldurmak istiyorum tüm isteğimle. Ellerimin arasına alıp yanaklarını, göz kapaklarını öpmek istiyorum. sonra sıkıca sarılmak.. ah dostum inanır mısın bilmem sarılmak istediğim tek şey. rüyalar buna bile izin vermiyor kahretsin ki. Sadece O'nu uzaktan izliyor veyahut yanından geçip gidiyorum. Milyonlarca duygu patlaması, karmakarışık bir karnaval yeri gibi tüm vücudumda ışık hızıyla geziyor, sonra uyanıyorum ve yüzümde ahmak bir gülümsemeyle dışarı çıkıp gökyüzüne bakıyorum. O'nunla paylaşabildiğim tek şey bu çünkü.