Amity konuşmaları duymazdan gelmeye çalıştı. O, kötü biri miydi..? Böyle bir izlenim mi bırakıyordu gerçekten? Bu düşünceler onu boğmaya başlıyordu. Şu ana kadar okuduğu kitapları kütüphanede bıraktı, okuyamadıklarını ise kolunun arasına alıp evine doğru koşmaya başladı. Sabaha kadar uyumadı ve kitapları bitirdi. Hala anlayamamıştı. Neydi bu duygu..?
Ertesi gün okulda
X: Amity iyi misin hiç uyumamış gibisin?
Amity: Bitirmem gereken işler vardı, kütüphane, kütüphane- Doğru ya, kütüphaneye gitmem gerek.
Amity saklanan adımlarla kütüphaneye ilerlerken kimsenin onu görmemiş olmasını diliyordu. Yüzünde duygusuz bir ifadeyle kütüphaneye kitapları geri bıraktı ve hiç beklemediği birini gördü. Luz, kapının önünde kendi kendine mırıldanıyordu. Amity'yi görür görmez bağırdı.
Luz: Amity!
diye bağırıp içten bir gülümsemeyle el salladı.
Kızardığını hisseden Amity kısaca selam verip oradan ayrıldı.
Amity evine vardığında sadece kendine kızıyordu. Karar vermişti, bu duygunun ne olduğunu ögrenecekti.