13.Bölüm-Alternatif Senaryo 4

376 18 1
                                    

Mal evet Selim'e göre kendisini tanımlayan kelime buydu.Gerçekten de maldı.Hayır Hülya'ya neden bu kadar yanaşmıştı ki.Neden yani?Göya Şebnem'i kıskandırıp eğlenecekti falan filan.İyi halt yedin Selim.Git de aptallığına boncuk tak da nazar değmesin.Madem Şebnem'den hoşlanıyordu neden bu öküzlüğü yapmıştı ki?TDK görse Selimizm diye bir kelime eklerdi sözlüğe katıksız Öküz anlamında.Selim gerçekten kendine çok kızıyordu.Şebnem görmüştü.Kendisinin bile unutmak istediği o anı görmüştü.Esas soru orda ne işi vardı?

Çok şükür sonunda haftasonu gelmişti gidip Şebnem Gürsoy kalitesine yakışır bir alışveriş yapabilecekti Şebnem.Aslında alışveriş her zamanki gibi bahaneydi.Onun asıl derdi o öpücüğü o öpücüğün onda uyandırdığı hissi unutmaktı.En önemlisi de o Selim odununa karşı Ufacık da olsa bir Şeyler hissetme ihtimaline karşı savunma hattı oluşturmaktı.Güzelce giyindi süslendi.Yine çok canlar yakacaksın Şebnem Gürsoy diye geçirdi içinden.Gençti,güzeldi,havalıydı,bazı yılan kadınların aksine Zekası Kotalı değildi hiç değilse.Kapıya doğru yöneldi.Kapıyı açtı.Aman Tanrım!Utanmadan,Yüzsüz yüzsüz gelmişti.Kendine ne kadar itiraf etmek istemese de tüm baby faceliğiyle Selim karşısındaydı.

-Günaydın Şebnem.Biraz vaktin varsa konuşabilir miyiz?

Neden bu kadar güzelsin ki diye geçiriyordu bu soruyu sorarken Selim.Belki bu kadar güzel olmasa bu kadar sevimli olmasa onu ukala şımarık kızlar listesine alır uğraşmazdı bile.

-Üzgünüm Selim Bey tatil planlarım Arasında sizinle muhattap olmak yok bir dahaki sefere inşallah.

İçten içe neden buraya geldiğini merak etse de Şebnem Selim'le olabildiğince az zaman geçireceğine dair kendine söz vermişti o akşamdan sonra.Güven duygusu bir kere yıkılmıştı ve bir türlü kırılan vazo misali tamir edemiyordu bunu.Onu istemediğine kendini inandırmıştı.Şimdi yaralı bir yavru köpek misali bakışlarıyla onu kandıramayacaktı.

-Şebnem lütfen, önemli ama.

-Iyi o zaman ben çıkıyorum sen burda otur duvarlara anlatırsın derdini haydi byeeee.

Şebnem Kapıdan çıkmak üzere hamle yaptı.Selim karşısına çıktı.Şebnem diğer tarafa doğru adım attı.Selim bir Gölge misali yine tam karşısındaydı.

-Merhabalar.

Tataaaa!Belki de ikisinin görmeyi en son bekledikleri kişi Emre'nin sesiydi bu.Selim'in arkası dönüktü tabii ki ama iyi ki de dönüktü.Yoksa büyük ihtimalle Selim'in bu halini gören Emre nasıl derler kıçına ayaklarını vura vura kaçardı.

Ah yine Spartacus misali bir hava takınmıştı.Dişler sıkılı,eller yumruk yapılmış,Pavlov'un köpeği misali Atıl desen atılacaktı.

-Aaa Emre hoşgeldin.Hiç beklemiyordum seni.

Şebnem yine o kur yaparımsı ses tonunu takındı.

-Inan ben de buraya gelmeyi beklemiyordum ama nedense sabah kalkınca ilk iş seni görmek istedim.

Bu sefer Mayına basmıştı işte.Selim arkasını usulca dönüp yumruğunu tam ağzının ortasına geçirecekti ki Şebnem izin vermedi.Selimin yumruk yapmış elinin sıkıca tuttu.Emre bulunduğu yerdeki açıyla bunu göremiyordu büyük ihtimalle o yüzden ikinci Mayına basmak istercesine sordu:

-Şey Selim Bey de burda galiba işle ilgili bir konu var pek bölmek de istemem ama uygunsan bugün bir Şeyler yapmak ister misin hani senin için de sakıncası yoksa?

Şebnem Selim'in elini daha sıkı tuttu.Gözlerini Selim'in Gözlerinden ayırmadan:

-Çok güzel olurdu Emre Bey ama Selim Bey bugün için bir iş gezisi ayarlamıştı.Maalesef asistanı olarak oraya gitmem gerek.

Selim gerçekten de rahatlamıştı.Ellerini açtı.Yüzüne o çarpık gülümsemesini Zafer kazanmış edasını yerleştirdi:

-Ah Emre Bey asistanımın da dediği gibi bugün çok önemli bir iş gezimiz var zaten biz de şimdi çıkacaktık.

-Hayırdır nereye bu iş gezisi?

-Maalesef bu top secret Emre Bey

Bu cümleyi söylerken zavaşça göz kırptı.

Emre biraz bozulmuştu.

-Neyse Ben sizi daha fazla tutmayayım o zaman.Şebnem Hanım Selim Bey Görüşmek üzere.

Emre ikiliye son bir bakış attıktan sonra Yavaşça uzaklaştı.

-Eee Şebnem Hanım nereye iş gezisine gidiyoruz?

Salak şey diye geçirdi Şebnem içinden.

-Yok canım bir yere gitmiyoruz.Sen kıskançlık krizine girdiğin için öyle demek zorunda kaldım.

-Ben mi kıskanmışım?Neyini kıskanıcam ya senin?

-Atma canım atma bıraksam bir Kaşık suda adamı duba misali Batır çıkar Batır çıkar yapıp boğacaktın.

-Bana baksana sen!

-Bakıyorum.

Göz Göze gelmişlerdi.Aralarındaki tutku ve aşk Gözlerinden bile anlaşılıyordu.Deli gibi aşıklardı birbirlerine ama ah şu inatlaşma.Derler ki kediyi merak keçiyi inat öldürürmüş.

-Şebneeem.

Selim yine o tatlı ifadesini takınmıştı.Şebnem usulca Gözlerini kaçırdı.

-Hııı.

-Biraz konuşalım lütfen.

Selim Şebnem'in elini tuttu yavaşça.

-İstemiyorum anlamıyor musun?Konuşmak istemiyorum.Seni görmek istemiyorum,sesini duymak istemiyorum hatta sana bakmak bile istemiyorum.

-Şebneeem.

-Ne var ya Şebnem Şebnem!

Yok bu böyle olmayacaktı.Selim Şebnem'i tuttuğu elini bırakmadan hızlıca Şebnem'i de sürükleyerek evin içine girdi.Kapıyı Sertçe kapattı.Üzerindeki anahtarla kapıyı kitleyip anahtarı cebine Attı.

-Ya sen naptığını san...

-Şimdi 2 ihtimal var küçük hanım.Ya beni dinlersin adam akıllı konuşuruz ya da beni dinlemezsin beni dinleyene kadar burda kilitli kalırız.Seçim senin.

Kaçak Gelinler SenaryoHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin