35.Bölüm

468 32 5
                                    

Evet gec oldu biraz ama okunma sayisi cidden oncekilere gore düştü ve bende artik yazmaya gerek olmadigini düşünmeye baslamistim. Ama hala okuyan birilerinin oldugunu ve yeni bölüm istediginizi gordugumde bekletmek istemedim hemen yazdim.Sizden tek ricam okudugunuz zaman vote yapmaniz ve bolum hakkindaki yorumlarinizi benle paylasmaniz.Ha birde arkadaslariniza falan onerirseniz sevinirim. Umarim begenirsiniz iyi okumalar :)

Gözlerimi  zorlukla açtığımda karşılaştıgım şey beyaz bir duvardı. Odanın kokusundan ve duvarların uyumsuz renginden bir hastanede olduğumu anladım. Oldum olası hastanelerden nefret ederdim. Kokusu midemi bulandırırdı. Dudaklarım açılmayacak kadar kuruydu. Yatakta biraz doğrulmaya çalıştım göğsümde, başımda ve bacağımda artan ağırdan olacak ki gözümden yaşlar aktı.Zorlukla yan tarafıma döndüğümde koltukta uyuyan siyah saçlı birini gördüm.  "Su" dedim kısık ve kırık bir sesle. Sanki çocukta bunu söylememi bekliyormuş gibi bir anda gözlerini açtı. Tekrardan  "Su" dedim. Bu sefer sesim daha soğuk çıkmıştı. Yanımda duran sehpadan bir bardak su alıp dudaklarıma yaklastirdiginda ona izin vermeden elinden suyu aldım. Bir dikişte içtiğim su, dudaklarımın ve boğazimin kuruluğunu giderirken sırtımı başlıga yaslayip derin bir iç çektim. Çocuk elimden tutmayi deneyince şok içinde elimi çektim. Bana yakın temasta bulunması hoşuma gitmedi onu tanımıyordum bile!  Ama cocuk bu yaptığım hareketi umursamamisti bile. İyi. Zaten kimsenin üzülmesiyle uğraşamazdım.
"Iyi misin? "  Çocuğun sesi oldukça gürdü. Kahverengi gözleriyse parlıyordu. Bu parlamanın sebebini umursamadan gözlerimi ondan çektim.
"Sence iyi gibi mi görünüyorum?"  Sesim ifadesizligini ve soğuklugunu koruyordu. Çocuk sessizce sandalyesine geri oturdu.
"Böyle yapma sevgilim. Şimdi dediklerimi iyi dinle. Küçük bir kaza geçirdin ve geçici süreliğine hafıza kaybı yaşıyorsun. Ben Dylen. Yani senin 2 yıldır aşık olduğun adam. Birbirimizi çok seviyoruz bunu asla unutma. Ha buraya geldigimden ve benden kimseye bahsetme ve en önemlisi şimdi ben gidiyorum muhtemelen birazdan Justinde gelir. Ondan uzak dur dediklerine inanma. O sana zarar verdi. Ondan nefret ediyorsun". Deyip odadan ayrıldı.
Ha? Bu muydu benim sevgilim? Hemde 2 yıldır aşıktım? 
Sonra ayağım dikkatimi çekti. Dizime kadar alçıya alınmıştı ve göğsümde de kocaman bir ağrı vardı. Yeniden dogrulmayi denedigimde göğüsumde hissettiğim acıyla birlikte inledim. Kafami yastığa gömerken o sırada kapı aniden acildi  iceri  tanımadığım bir cocuk girdi ve arkasında da Candace belirdi.

-Justinden-

"Hadi Justin birşeyler ye!!"  dedi Candace.

"Hayır, aç değilim".

"Nasıl aç değilsin 3 gündür hiçbirşey yemiyorsun".

"Candace bu halde nasil yerim?" dedim.
O sırada doktor geldi.

"Selena Gomez'in yakınları siz misiniz?"

"Evet...birşey mi oldu? Selena... o iyi mi?"

"Endişelenmeyin uyandı ama.."

Geri  kalanını dinlemeden odaya girdim. En sonunda gözünü actin. Üç gündür uyuyorsun sevgilim.

"Melegim...iyi misin?"

"Evet"

"Annenlere haber verdim bu akşam geliyorlar ilk uçakla".

"Teşekkürler...Birşey sorabilir miyim?"

"Tabi sor istediğini sor"

"Sen...kimsin? "

Beni ilk aşkını hatırlamıyor musun?

♥ JELENA ♥Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin