Keyifli okumalar~
Siyah saçlı genç, kapılar açıldıktan birkaç saat sonra koridorda yürümeye başlamıştı. Sürekli sağa veya sola sapıyordu. Yaklaşık on dakika sonra öksürük krizi tuttuğu için durmak zorunda kaldı. Derin nefesler alıp verdikten sonra yürümeye devam etti. Çok yürümemiş, önünde bir silüet görmüştü. Biraz daha yaklaşınca o kişinin Dazai Osamu'dan başkası olmadığını farketmişti. Hafif çekingenlik ile yürümeye devam etti. Dazai da onu farkettiğinde ikisi de duraksamıştı. Dazai, Akutagawa'nın birşey yapmayacağını biliyordu ki, zaten istese bile yapamazdı. Akutagawa ise Dazai'dan çekindiği için duraksamıştı. Ondan her ne kadar nefret etse de, içinde hala kendini kanıtlama arzusu yanıp tutuşuyordu. "Umarım kendini geliştirmişsindir." Akutagawa, Dazai'ın bu sözü ile dona kalmıştı. Ne yani, Dazai onu cidden öldürmeye mı çalışacaktı? Dazai'ın onu daha önce öldürmeye çalışmışlığı vardı fakat, bunu sadece onun yeteneğinin işe yararlılığını, nasıl kullandığını test etmek için yaptığını düşünüyordu. Yanılıyor muydu?
"Seni öldürmeye falan çalışmayacağım. Kafanda senaryo kurmana gerek yok." Akutagawa hafifçe başını sallamakla yetindi. Duvarlardan birine yaslanıp yavaşça yere çömeldi,oturdu. Birkaç saniye ona baktıktan sonra Dazai da Akutagawa'nın yanına oturdu. İkisi de ne yapacağını düşünüyordu. Akutagawa her ne kadar insanları öldürmeye meyilli olsa da, Atsushi'ye bir sözü vardı ve sözünü tutmaya kararlıydı. 4-5 aydır kimseyi öldürmemişti. "Dazai-san." Bunu Dazai gibi birine soracağı aklının ucundan bile geçmezdi fakat emin olmalıydı. "Bir insan aşık olduğunu nasıl anlar?" Dazai belli etmese de şaşırmıştı. Akutagawa'dan böyle bir soru beklemiyordu. Kısa sürede kendine gelip cevap verdi. "Sana, 'Kalbin hızlı atar, kızarırsın, hep onunla olmak istersin' gibi şeyler söylemeyeceğimi öncelikle bilmelisin. Her aşık aynı olmak zorunda değil. Kimisi yıldızları onunla birlikte izleyen kişiye aşıktır, kimisinin aşık olduğu kişiyi görünce nefesi kesilir. O yüzden, bu sorunun tam bir cevabı olduğunu zannetmiyorum. Eğer aşıksan, bunu başkalarının söylediği sözlerle değil, kalbinin dedikleriyle anlayabilirsin."
Bir süre sessizlik oldu. Böyle bir durumda, böyle insanların, böyle şeyler konuşması pek de beklenen birşey değildi ne de olsa. Akutagawa Dazai'dan böyle bir cevap beklemiyordu. O nasıl bilebilirdi ki? Onun gibi birinin aşık olması kulağa saçma geliyordu. Siyah saçlı genç gözlerini kapatıp rahatlamaya çalıştı. Fakat her ne kadar kendini zorlasa da başaramadı. İçinde olduğu durumda rahatlamak imkansız gibi bir şeydi.
O sırada Atsushi ile Chuuya birlikte konuşarak yürüyordu. İkisi de buradan çıkmak için müttefik olmaya karar vermişti. Chuuya ilk defa kalbini dinliyordu. Dazai'a zarar verme fikri onu mahvediyordu. Kimsenin birbirine zarar vermemesi için elinden geleni yapmaya hazırdı.
"Dazai-san ile birbirinize nasıl bu kadar güvenebiliyorsunuz? Sonuçta ikiniz de farklı taraflardasınız." Chuuya buna cevap vermemişti. Bir süre daha yürümeye devam ettiler. Konu üstüne konu açılıyordu. Neredeyse içinde oldukları durumu unutacaklardı. Neredeyse..
______________________________________________
Merhabalar, nasılsınız? Umarım iyisinizdir. Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Labirent /•/ Soukoku /•/
Fanfiction4 kişinin de kapana kısıldığı koca bir labirent. Sadece bir kişi buradan çıkabilecek. O şanslı kişi kim olacak?