Episode 14

444 32 4
                                    

3 Gün sonra..

Çağandan; Sonunda şu zehirlenme olayından kurtulmuştuk ve bugün artık okula gidecektik. Yaklaşık 5 gün yani 1 haftadır okula gitmiyorduk takımca. Okulu öyle çok sevdiğim söylenemez ama Kasırganın bize beyaz bayrak sallaması olayından sonra okula en kısa zamanda gitmek istiyordum çünkü okuldaki tepkilerini merak ediyorum. Biz hastaydık diye yapmış olabilirlerdi, ne de olsa gelip bizle hastane de dalga geçecek halleri yoktu. Bu yüzden hızlıca hazırlandım ve bir tane küçük tost yedikten sonra bizim gruba mesaj attım ben çıkıyorum diye, bugün üst sokaktaki parkta buluşup hep birlikte okula gidecektik.

Tuanadan; Bugün büyük gündü okula gidecektik uzun zaman sonra. Ve belki de bugün bir milat olacaktı Kasırga ve Mavi Ay takımlarının barışı sağlanacaktı kim bilir. Turnuvadan sonra bugüne kadar grupta her gün bu konuyu konuştuk, en sonunda da şuna karar vermiştik. Bugüne kadar yani okula gideceğimiz güne kadar bir şey söylemeyecektik bugün okulda bize gösterecekleri tepkiye göre bizde onlara beyaz bayrak sallayabilirdik. Ben bunları düşünürken telefonuma bildirim geldi baktığımda Çağan mesaj atmıştı gruba, "Ben çıkıyorum." yazmıştı. Leya da "Kahvaltı yapıp geliyorum." yazmıştı. Leyanın mesajını görünce kahvaltı yapmadığımı hatırladım bir anda. Normalde zamanımız vardı ama Çağanı yalnız bırakmak istemiyordum canı sıkılır bekleye bekleye çünkü Denizde gruba "Daha yeni uyandım bende hazırlanıp geliyordum." yazmıştı. Bu yüzden okulda kantinden bir şeyler alırım diye düşünüp hemen çantamı aldım ve dışarı çıkıyordum ki annem fark etti.

Tuananın Annesi: Tuana nereye gidiyorsun kızım daha kahvaltını yapmadın.

Tuana: Anne biz bugün takımla birlikte okula gideceğiz, onlar beni bekliyorlar o yüzden hemen çıkmam lazım. Okulda bir şeyler alırım.

Tuananın Annesi: Bak hepiniz bir olay atlattınız dikkat edin kendinize, hadi bu seferlik bir şey demiyorum ama ilk teneffüste kantinden bir şeyler alıp yiyeceksin. Söz mü?

Tuana: Söz anne hatta sana aldığım şeyi fotoğrafını çeker yollarım.

Tuananın Annesi: (Gülerek) Tamam hadi görüşürüz seni seviyorum.

Tuana: Bende seni seviyorum.

Tuanadan; Hemen evden çıktım ve parka doğru gitmeye başladım. Çok şanslıyım Allahtan annem bugün fazla ısrar etmedi bizimkiler beni bekliyor diyince bir şey diyemedi. Buluşmak için sözleştiğimiz park bizim eve çok yakındı, hızlı adımlarla yürüyerek parka geldim. Çağan orada boş bir tane bank bulmuş oturuyordu ve tam da tahmin ettiğim gibi Yağızda gelmemişti. Beni görünce yerinden kalktı ve gülümsedi.

Çağan: Günaydın.

Tuana: Günaydın, naber?

Çağan: İyi aynı bildiğin gibi senden naber?

Tuana: İyi bende.. Bizimkiler daha gelmedi değil mi?

Çağan: Yok ya nerdee.. Zaten Leya ile Denizin yazdığını görmüşsündür ben bir tek Yağızdan ümitliydim erken gelir diye o da gelmedi. En azından sen geldin.

Tuana: Bende onun erken gelmeyeceğini tahmin etmiştim bu yüzden sen yalnız kalma diye erken çıktım.

Çağan: Bir şey olmazdı ne de olsa 3 yaşında çocuk değilim. Ağlayacak halim yok ama yine de teşekkür ederim beni düşündüğün için.

Tuana: Ne demek her zaman.

Çağandan; Tuana beni düşünüp sırf yalnız kalmayayım diye erkenden gelmişti, böyle bir şeyi rüyamda görsem inanmazdım. Çünkü ben öyle birilerinin beni düşünüp bana değer verdiğine fazla inanmam. Biz Tuanayla konuşurken geriye kalanlar Deniz, Leya ve Yağızda geliyorlardı onları fark edince ayağa kalktık.

Leya: Ooo erkenci tayfa günaydın.

Tuana: Size de günaydın asla uyanamayan tayfa. Öyle değil mi Denizcim?

Deniz: Ne ya Allah Allah kırk yılın başı geç kalktım şimdi siz bunu 10 yıl söyler durursunuz.

Yağız: Kırk yılın başıysa Deniz biz bunu 40 yıl söyleriz o zaman bir sonraki geç kalktığına kadar o zamanda yine başlarız..

Leya: Anlayacağın Denizcim ölene kadar biz bunu hep söyleriz.

Hepsi güler.

Çağan: Arkadaşlar konuşmayı bırakalım da okula gidelim biraz daha böyle devam edersek geç kalacağız.

Tuanadan; Çağan böyle söyleyince telefonumdan saate baktım gerçekten de baya vakit geçmişti. Çağanla birlikteyken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordum.

Tuana: Aynen Çağan haklı, ayrıca bugün büyük gün unuttunuz mu?

Çağan: Unutmak ne mümkün ama gerçekten büyük gün mü onu göreceğiz.

Yavaş yavaş yürümeye başlarlar, Yağız ve Deniz arkadan birlikte geliyorlardır. 

Deniz: (Sessizce) Hah tam oldu işte sen ve Leya bitti şimdi de Çağan ve Tuana başladı.

Yağız: (Sessizce) Ne diyorsun Deniz, ayrıca benle Leya ne alaka?

Deniz: (Sessizce) Siz sürekli birbirinizi onaylıyordunuz ya şimdi de aynısını Çağan ve Tuana yapıyor.

Yağız: (Sessizce) Denizcim haklı bir şey söylendiğinde ne yapalım haklıya haksız mı diyelim, Leya söylediğinde haklı ki bende onu onaylıyorum.

Deniz: (İçinden) Hı hı kesin öyledir Yağız. Aynen kardeşim.

Denizden; Bunlar ne zaman birbirlerine aşık olduklarını anlayacaklar veya kabul edecekler çok bariz birbirlerini seviyorlar Çağan ve Tuana bir, Yağız ve Leya iki. Ama gel bunu onlara anlat şimdi desem ki siz birbirinize aşıksınız. Dörde bir beni parçalarlar, ben daha çok gencim yaşayacak güzel zamanlarım var. Ayrıca şimdi bir de iyi yanı var şuanki durumun eğer bunlar sevgili olursa ben tek kalırım olmaz öyle şey o yüzden en iyisi ben sevgili bulunca söylerim. Son dediğime kendim bile inanmadım ama neyse.

Hep birlikte okula giderler..


Devam Edecek..

Çağ&TuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin