"Şu geçenlerde ölen hastayı duydun mu?" diye fısıldadı saçları yolunmaktan iyice aşınmış kadın karşısında oturan adama.
"Evet evet kendini camdan atmış, nasıl kırdıysa artık." Etrafta dolanan hemşirelere baktı dikkatle.
"Elinde bir tane küçük telefon varmış sürekli, içinde hat falan yokmuş ama ona rağmen yemek yerken bile yazmaya devam ediyordu." Kadın ağzını adamın kulağına iyice yaklaştırıp konuşmaya devam etmişti.
"Ayrıca atladığında telefonu elinde bulmuşlar fakat parmakları sıkı sıkı kenetliymiş sanki hiç bırakmak istemiyormuşcasına."
×××× ××××
Bu kadardı, böyle boş iğrenç bir şey yazdım işte. Dursun kenarda:(
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my dear. "katsudeku"
Acakkatsuki hiçbir zaman duygularını açıkça ifade edebilen bir çocuk olamamıştı. [izuku × katsuki] 'angst, quirkless au, texting'