" Bugün bilincimin açılmasının üzerinden yaklaşık olarak iki gün geçti. Bir boşluğun içindeyim ve buradan hiç çıkamayacak gibiyim. Ne zaman uyuyup uyansam yanımda bir kap yemek buluyorum. Her şey çok belirsiz, ben de kendimi tam anlamıyla toparlayabilmiş değilim. Asıl tuhaf olan şeyin eski hayatıma dair bağlantılı olduğum tek şeyin soğuk zeminde öylesine bırakılan çantam olması.
Çantamda belirli aralıklarla yazdığım günlüğümün yanımda olduğunu fark ettim dün . Beni hayatta olduğuma inandıran tek şeyin bu sayfalar olduğunu bilerek açtığım eski ve kalın defterim sadece birkaç sayfa ile kalmış, hayatımın anımsamakta zorlandığım büyük çoğunluğunu kelimelere döktüğüm sayfalar hunharca yırtılmıştı.
Bir şeylerden bahsetmiştim.
Anlatmamı istemiyorlardı.
Bir şeyler yanlıştı.
Ben ne yapmıştım? Bana ne yapmışlardı?
Kendimi hatırlamaya zorladıkça gerginliğin stresi başıma vuruyor ve iyice zayıflayan bünyemi dibe çekiyordu. Gözlerim kararıyor ve dünya... dönüyordu.
"Hatırlamak zorundasın."
Son uyandığımda yazdığım cümleye bakarak bir şeyleri anımsamaya çalışırken gözümden bir damla yaş aktı. Kafamı geriye yasladım. Üzerime tekrardan ağırlık çökerken çatallanmış sesim gözümden akan yaşa eşlik etti.
Bana ne oluyor böyle ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KUĞU
RomanceHer şeyin farklı ama bir o kadar da aynı olduğu bir yerde yaşamak da bir o kadar kolay, bir o kadar zordu. Çünkü sıfatlar farklıydı. Çünkü yaşamak için yapman gereken her şey farklıydı. Dünyanın işleyişi bilindiği gibiydi. Basit ve karmaşık. ...