Şuan Jungkook'un dizinde tavana bakarak yatıyordum. O ise hem saçlarım okşuyor hem kitap okuyordu. Yaklaşık bir haftadır buradaydık ve Yoon ve Hobi'nin flörtleşmelerini izliyorduk. Evet onlar eşcinseldi. Şimdi haklarını yemeyelim çok yakışıyorlardı.
Kafamı Jeon'a çevirdim. Huzurlu bir biçimde kitap okuyordu. Dizlerinden kalktım. O kadar dalmıştı ki kalktığımı bile fark etmemişti. Banyoya girdim küvetin dolması için suyu açtım. Suyun dolması beklerken regl dönemimin yaklaştığı aklıma geldi. Demek ki bu yüzden bir kaç gündür yüksek hissediyordum. Küvet dolduğunda suyu kapattım. Odaya girdim, ve Kook'un yanına atladım. Kafasını bana çevirip gülümsedi.
Ah cidden bu adamı hak etmek için nasıl bir sevap işlemiştim.
Kitabı yanındaki komidine bırakıp bana doğru döndü. Sağ elini kafasının altına destek gibi koydu.
"Lis, ne ara kalktın?"
"Demin önce."
"Niye kalkmıştın ki?"
"Ya bugün denize girdikten sonra duş almadım sadece saçlarımı yıkadım, o yüzden."
Gülümseyip saçımı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Sonra yaklaşıp kafasını karnıma koydu.
"Lala seni ortaokuldan beri seviyorum."
Gözlerim daire şeklini almıştı. Nasıl ya?
"Demi nasıl ya ? İnan ben de bilmiyorum."
"Dışımdan konuşuyorum bu aralar."
"Fark ediyorum."
Kıkırdamıştı.
"Ve şu da var, sana Lily'i veren kişi de bendim."
"Şaka yapıyorsan komik değil Jeongguk."
"Değil bak."
Elini uzatmıştı.
"Yara bandını aç güzelim."
Yara bandını sıvadığımda cidden de dövmesi orada duruyordu.
Dolu gözlerimle ona baktım.
"Hey bunda ağlanacak bir şey yok ki."
"Ne bileyim duygularım depreşti."
Dudaklarımı büzdüğüm için gözleri oraya kaymıştı. Bana yaklaşırken odayı melodi doldurdu.
Jungkook bir küfür mırıldanıp masanın o tarafa doğru gitti.
"Hayır yani kim arar ki beni?"
Telefonun ekranına baktığında gülümsedi. Benimse kaşlarım çatıldı.
"Annecim?"
Ha annesiymiş.
"Ya anne tam kızı öpecektim şimdi mi aranılır?"
"Hayır hayır bu sefer unutmak için değil unutmamak için."
"Evet anne sevgiliyiz."
"Tamam bay."
O sırada ben de ayağa kalkmıştım.
"Kook ben banyodayım."
"Tamam bitanem."
Bornozumu da alıp banyoya girdim. Beyaz ve gri tonlarının yoğun olduğu banyoda kendimi iyi hissediyordum. Bornozumu yavaşça kapının arkasındaki askıya astım. Üzerimdeki Jungkook'un tişörtünü yere atıp iç çamaşırlarımı kirli sepetine koydum. Dağınık topuzumu salıp küvetin içine girdim. Daha önceden ısıttığım su biraz soğumuşken kendimi yüksek hissediyordum.
