Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Belki de yeni bir başlangıç yapmanın vaktidir. Yeni bir başlangıç için her şeyi yıkmanın vakti." Sabahattin Ali
2 AY ÖNCE
LONDRA
Kahverenginin en acı tonlarının esir aldığı, boğucu loş bir kasvetin hüküm sürdüğüodanın tam ortasında yer alan çift kişilik yatağa , güneş ışığının yakıcı huzmeleri dökülürkenodanın içerisini kulak tırmalayıcı bir melodi dolduruyordu.
Odanın içerisine yayılan melodi, telefonun zil sesine aitken odadaki sükutu yok eden zil sesi katlanılmaz dereceye ulaştığında, sesi umursamayarak derin uykusuna devam etti genç adam.
Zil sesi sona ermek bilmezken dayanamayarak kafasını, kolları arasındaki beyaz renkteki yastığın altına soktu.
Kesilmek bilmeyen telefonun melodisine homurdanarak yatakta yüzüstü uzanmaya devam ederken iki yanından sımsıkı kavradığı yastıkla kafasına baskı uygulamaya devam etti.
Sabaha karşı eve gelmiş ve direkt kendisini yatağa atmıştı. Daha birkaç saattir uyuyordu ve o, bu kadarcık uykuyla yetinecek birisi değildi. Ne zaman uykusunu alamasa tüm gün gergin olur, bulunduğu ortamı da fazlasıyla gererdi.
Daha sabahın ilk saatleriydi ve o, tüm gün uyumakta kararlıydı. Ne kadar çalarsa çalsın açmayacaktı telefonunu. Telefonun melodisi nihayet kesildiğinde böyle düşünüyordu.
Melodi kesilip odaya sessizlik hüküm sürmeye başlarken ağız ucuyla huzurlu bir mırıltı çıkarıp yatağa biraz daha sokuldu.
Bilinci uykuya teslim olmak üzereyken odaya bir kez daha telefonun melodisinin yayılmasıyla bu sese daha fazla kayıtsız kalamayacağını düşünerek homurtuyla "Sabahın köründe beni ısrarla arayan da kim böyle?" diye söylenerek sıkıca kavradığı yastıktan kopardığı ellerinden birisi ile yatağının yanı başındaki komidinin üzerini yokladı.
Biraz uğraş verdikten sonra nihayet eli soğuk bir madde ile temas ettiğinde telefonunu komidinin üzerinden çekip alırken arayanın kim olduğuna bakmadan gelen çağrıyı yanıtlayarak kulağına götürmesiyle odanın içerisini, uykudan yeni uyandığını belli eden hırıltılı, tok, erkeksi bir ses doldurdu.
"Efendim."
Uykusundan yeni uyanmış olmanın verdiği sersemlik ve başındaki illetli ağrı sebebiyle gözlerini hala açabilmiş değildi.
Yumruk yaptığı eliyle çapaklı gözlerini ovuştururken sessizce karşı tarafı dinlemeye başladı. Şu anda kendisini konuşabilecekmiş gibi hissetmiyordu. Telefonun öbür ucundaki kişi bir an önce söyleyeceğini söylesin ve onu çok değerli uykusuyla baş başa bıraksın istiyordu.
