Kelime sayısı=332
Chris sana evlenme teklif ettikten hemen sonra nefretin daha da arttı. Evet, elbette daha önce de vardı ama hiçbiri bu kadar kötü değildi. İşten eve yeni geldiğin ve üstünü değiştirmek için merdivenlerden yukarı çıktığın bir gece vardı. Çok yorgundun, bu yüzden gerçekten hiçbir şey yapmak istemiyordun, bu yüzden Twitter'da hızlı bir kontrol yapmaya karar verdin. Oturum açar açmaz Chris'in 'hayranlarından' mesajlar ve tweet'lerle bombardımana tutuluyorsunuz.
"Chris'e layık değilsin"
"Chris senden nefret ediyor, seninle sadece onu güzel göstermek için çıkıyor"
"Sen tam bir sürtüksün"
"Chris neden seni seviyor?" "fahişe"
"Değersiz"
İşte o an yıkıldın. Bundan nefret ettin, Chris'e henüz söylemedin çünkü son zamanlarda çok meşguldü ve onu rahatsız etmek istemedin. Bunun olduğunu bildiğini bile sanmıyorum. Sen histerik bir şekilde ağlamakla meşgulken kapının açıldığını fark etmedin.
"Bebeğim geri döndüm" Chris'in aşağıdan bağırdığını duydun. Aman tanrım, "Birazdan aşağıda olacağım" dedin, ağlamıyormuş gibi görünmeye çalışıyordun. Chris'in merdivenlerden yukarı çıktığını görmeden hızla ayağa kalkıp banyoya koşuyorsun. "Sevgilim! İyi misin? Sesin o kadar iyi değildi" diye sordu yüzünü görememesi için etrafta dolaşırken. "evet iyiyim" dersin. "Eminsin çünkü güzel yüzünü görmeme izin vermiyorsun" "evet, ben gayet iyiyim" Arkanı döndüğünde Chris'in etrafında yürüdüğünü ve gözyaşlarıyla lekeli yüzünü bir an için yakaladığını fark etmedin.
"Bebeğim! Neden ağlıyordun?!" Sizi kucaklamak için çekerken sorular soruyor. "Nedeni yok" "Bana yalan söyleme bebeğim" "İyi, son zamanlarda hayranların benim hakkımdaki görüşleri hakkında oldukça yüksek sesle konuşuyorlar ve bunların hepsinin güzel olduğunu söyleyemem" "Prensesim neden bana söylemedin? Onları durdurabilirdim" "Seni endişelendirmek istemedim, zaten yeni filminle meşgulsün ve..." "Tam orada dur. Senin için her şeyi bırakırdım, sen benim için en önemli şeysin. Hayattaki amacım seni mutlu etmek, eğer bu oyunculuktan vazgeçmek demekse yaparım, taşınmak demekse yaparım, kahretsin bu seni benden daha mutlu eden biriyse seve seve bırakırım. Sen benim dünyamsın. Sen benim güzel, muhteşem, kibar, sevimli, sevecen, çarpıcı dünyamsın ve hayranların ne dediği umrumda değil, sen güzelsin ve benimsin."
.
.
.
Uff ya çok tatlıydı... buraya çok geç bölüm atıyorum biliyorum ama daha çok Tom Holland kitabıma attığım için öyyle oluyor yani şey burayada atacam tamam mı ya
