Öncelikle satır arası yorumlarınız beni çok mutlu ediyor, söyleyeyim dedim🤭
İyi okumalar.12 Haziran 2020
(Bana bakan hafif gülümsemenin arkasından güzel mor ışıkları boyamak istiyorum.)Tam şuanda, saat 20:00'ı bulurken Jeon'nun hazırladığı yemek masasında oturuyordum. Her şey öyle mükemmeldi ki, bunlara verebileceğim tepki ne, ne hissetmeliyim, ne demeliyim konularında bir fikrim yoktu. Hatta bacaklarım, gerginlik ve heyecan ile sallanıyordu.
O an mutfaktan çıkmış Gguk'a baktığımda onun güzelliğine tekrar kapılmıştım. Üstünde sıradan gri bir eşofman ve beyaz bir tişört vardı ama bunlar bir insana ne kadar çok yakışabilirse Jeongguk'a da o kadar yakışıyordu.
Tatlı bir sırıtma ile yanıma gelmiş, karşımdaki sandalyeye oturmuştu. Ne desem bilemiyordum, sanıyorum o da öyleydi. Sessizliğin odaya hakim olmasına izin vermeden ağzımı aralamıştım. "Coverını yaptığın şarkıyı acayip merak ediyorum." Dişleri görünecek şekilde gülmüştü. "Sabretmelisin, yemeklerden sonra dinleyeceksin."
***
Yemeklerin verdiği şişkinlikle kendimi koltuğa atmıştım, sadece ben değil, Jeongguk'ta aynı benim gibiydi. Koltuktan kendimi zorlayarak kalkıp dik bir pozisyonda oturmuştum.
Jeongguk ise kalkıp seri hareketlerle tam karşıdaki odaya girmişti. Çok değil, 2-3 dakika bekledikten sonra onu elinde gitarı ile odadan çıkarken görmüştüm. Gülümsedim.Yanıma oturup gitarını doğru pozisyona yerleştirdiğinde bana döndü, "Hazır mısın?" Evet anlamında kafayı salladığımda elleri çoktan gitarın tellerinde gezinmeye başlamıştı bile.
O soluk soluğa sesin beni benden aldı,
lütfen bir kere daha söyle adımı.Donmuş gün batımının altında duruyorum ama sana doğru adım adım yürüyeceğim.
Işıksız bir odada, buna alışmamalıyım, ama çoktan alıştım.
Bu duyduğum klimanın hafif sesi, eğer buna sahip olmasaydım, sanırım paramparça olurdum.
Beraber güldük, beraber ağladık. Bunlar basit duygulardı ama benim için her şey demekti.
Ne zaman olacak bilmiyorum ama eğer seni görürsem gözlerine bakacağım ve seni özlediğimi söyleyeceğim.
Tek başıma, hatıralar ile dans ediyorum ve hâlâ yağmur yağıyor.
Bu sis dinene kadar çıplak, ıslak ayaklarımla sana koşacağım, geldiğim zaman bana sımsıkı sarıl.
Çünkü o ay çok yalnız görünüyordu, sanki gözyaşlarını parlak gecenin üzerine döküyor.
Bir gün sabah olacağını bilsem bile senin gökyüzünde bir yıldız gibi kalmak isterdim.
Her gün, o an, bunun olacağını bilseydim daha fazlasını saklardım.
Ne zaman olacak bilmiyorum ama eğer seni görürsem gözlerine bakacağım ve seni özlediğimi söyleyeceğim.
Tek başıma, hatıralar ile dans ediyorum ve hâlâ yağmur yağıyor.
Bu sis dinene kadar çıplak, ıslak ayaklarımla sana koşacağım, geldiğim zaman bana sımsıkı sarıl.
Bana bakan hafif gülümsemenin arkasından güzel mor ışıkları boyamak istiyorum.
Ayak izlerimiz uyuşmasa bile bu yolu seninle birlikte yürümek istiyorum.
Hâlâ seninleyim.
O an dolmuş gözlerimden habersizdim, zamandan habersizdim, her şeyden kopmuş bir şekilde sadece ona odaklanmıştım. Jeongguk bana baktı, gözlerime baktı. Ama daha sonra hiç beklemediğim bir şekilde beni öptü, evet beni öptü. Ben bunu daha idrak edemeden şu soru döküldü dudaklarının arasından,
"Benimle çıkar mısın, Taehyung?"
***
Merhabalar güzelliklerim, sizi uzunca bir süre bölümsüz bıraktım ve artık kendi kendime 'artık bekletme Lili' dedim ve bu bölümü yazdım.Umarım beğenmişsinizdir🥺🤍
Sizleri seviyorum, güzel günler diliyorum.
(Jeongguk'un söylediği Still With You şarkısı medyada)
-Lili
(471 kelime)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
1.24'Tk
Fanfic{𝐓𝐚𝐞𝐤𝐨𝐨𝐤, 𝐚𝐧𝐠𝐬𝐭, 𝐦𝐢𝐧𝐢 𝐟𝐢𝐜.} Seni 1.23'ten bir tık daha fazla seviyorum. 08/06/21-14/07/21 🤍