Eve döndüğümde her şeyi tek tek Aren'e anlattım. Resmen çıldırdı, sonra benim aşkımdan gına gelince pijama partisi yapmaya karar verdik. Zeliha teyze yine döktürmüştü BU KADIN MÜTHİŞ YA. Aren'le yabancı bir film izledik, yemek yedik, dans ettik yani kısacası çok eğlendik.
Ve artık Ege'nin peşinden koşmamaya karar vermiştim, o gün yaşadıklarımız çok güzeldi ama artık yorulmuştum. Bir süre kendi halimde takılmaya karar vermiştim. Okula gidip geldim ve derslerime yoğunlaşmaya karar verdim. Malum 11. sınıftaydım ve sınav stresi çoktan sarmıştı. Aren'e bu kararımdan bahsettiğimde çok şaşırmış ama mutlu görünüyordu çünkü 1 yıldır kendimi paralıyordum benden biraz olsun hoşlanması için ve artık Aren'de bana üzülüyordu. Her neyse bundan sonra böyle olmalıydı. Okula gittiğimizde hiç Ege'yle konuşmadık belli ki o günü o kadarda önemsememişti. Edebiyat, fizik, biyoloji derken okul yine bitti. İçim buruktu ama bunun benim için daha iyi olacağına inanıyordum. Eve giderken yine Ege'yi gördüm, sokağın sonunda göz göze geldik. Hafifçe elimi kaldırıp tebessüm ettim o da omuz silkip gitti. Kitabımı alıp balkona oturdum akşama doğru. Ege sokağın başından geliyordu selam vermesini beklerken sadece ona baktığımı fark edip bana baktı ve yoluna devam etti.
Bunu umursamamaya karar verdim -bu aralar çok fazla karar veriyorum- Bir iki hafta hiç konuşmadık. Sabahları 'günaydın' bile demiyorduk. Haftasonu öğleden sonra odamda müzik dinliyordum, kapının çaldığını duydum annemin arkadaşlarından biridir diye düşünüp aldırış etmedim. Annem kapıda biriyle konuşuyordu ama kim olduğunu anlayamadım. Çok geçmeden kapım tıkladı. Annem olamazdı çünkü kendisi fuhuş baskını yapar gibi odaya dalıyordu, babam evde değildi, Aren zaten odamı işgal etmişti destur hiç istemezdi. Düşünmeyi bırakıp ''GİİR'' dedim. Kapı açılıp içeri Ege girdi. Şok olmuştum hayal gördüğümü düşündüm. Ama yok basbaya Ege gelmişti. Gelip yatağıma, yanıma oturdu. ''Naber'' dedi, buruk görünüyordu. ''İyi, senden?'' dedim ama hala olayı anlamamıştım. ''İyi'' dedi. Kısa bir süre sessizlik oldu ben de ''Eee hangi rüzgar attı seni buraya'' dedim. ''Şey.. Ben bilmeden bir şey mi yaptım? Ne zamandır konuşmuyoruz, selam bile vermiyorsun. Gerçekten bir şey yaptıysam özür dilerim'' dedi.
''Bak.. Çok tatlısın ve seni gerçekten kaybetmek istemiyorum'' AĞAĞAĞAĞAĞ BANA ÇOK TATLISIN DEDİĞĞĞ BENİ KAYBETMEK İSTEMİYORMUŞ BEN SENİ YERİM ÇOCUKK. ''Yani.. Teşekkür ederim ama aramızda bir sorun yok gerçekten. Ben sadece.. Neyse boşver, cidden buraya kadar zahmet etmişsin ama sorun yok'' dedim. Bir kaç saniye gözlerimin içine baktı sonra aniden kalkıp odadan çıktı. BARİ BİR GÖRÜŞÜRÜZ DESEYDİNİZ EGE DEMİR. Derken sanırım gereksiz yükselmiştim çünkü hemen geri gelmişti. Hiçbir şey söylemeden elimden tutup beni odadan çıkardı ne olduğunu anlamaya çalıştım ama soramıyordum. Annem sanki hiçbir şey olmamış gibi oturma odasında televizyon izliyordu. OOHHH MAŞALLAH MELEK HANIM DEVAM BÖYLE. Birden, Ege ayakkabılarımızı giydirip bizi dışarı attı. Koşuyorduk ama nereye koştuğumuzu bilmiyordum. Çok geçmeden nereye gittiğimizi anladım. O gün çatıya çıktığımız yere gidiyorduk..
