<3

184 29 29
                                    

Yolculuğun sonuna doğru Zak, yazdığı bxb ve smut kitaplarını yeni hatırlamıştı. Darryl, sırf Zak yani Skeppy yazdı diye BxB kitaplarını da mı okuyordu?

"Darryl-"

Dedi yanındaki çocuğa bakarak. Darryl, adını duyunca Zak'e dönmüştü. Yüzünden ne kadar endişelendiği belli olan Zak ise bunu arabada konuşmamaları gerektiğini düşündü.

"Daha iyi misin?"

Gülümseye ve hiçbirşey olmamış gibi davranmaya çalışıyordu.

"İyiyim. Sen?"

Zak onaylar biçimde kafasını salladı ve telefonuna döndü. Ne yapması gerektiğini anlamıyordu, Darryl'ı düşününce heyecanlanıyordu. Darryl, ona çoğu kurgusunda ilham olmuştu özellikle bxb kitaplarında.

"Geldik."

Dedi Wilbur, eski bir köşkün yanında durarak.

"Buraya girmenin iyi bir fikir olduğunu düşünmemeye başladım.."

"Korkaklık etme Karl."

"Özel mülk sayılmıyor mu?"

"Eski ve terk edilmiş. Özel mülk sayılmaz bence."

Wilbur arabayı park etti ve herkes arabadan çıktı.

"Biraz hayalet avlayalım, millet."

Darryl yutkundu. En az Karl kadar o da tırsıyordu.

Wilbur önden giderek eski evin kapısını araladı.

"Gelmiyor musunuz?"

Zak, Darryl'ın elinden tutup yürümeye başlamıştı.

"Geliyoruz!"

Karl ise telefonunu çıkarttı ve fenerini açtı.

Eve girdiklerinde ev, çok karanlıktı. Büyük ihtimal de burunlarını yakan bu pis koku küf kokusuydu.

"Eee, burası iğrenç kokuyor!"

Dedi Alex ve eli ile burnunu tıkadı.

Zemine her atılan adım, daha fazla gıcırtıya sebep oluyordu. Bu da onları germeye yetiyordu. Eski köşkün üst kat merdivenlerine doğru ilerlediler.

"Biz neden buradayız ki? Sinemaya gidip, korku filmi izlesek daha az gerilirdim. Lastik gibi gerildim.."

"Ehehehe... Boşver neden burada olduğumuzu. Sonuçta, buradayız."

"Bu hiç hoş değil. Ben gitme taraftarı-"

Sözünü tamamlayamadan önlerinden hızlıca birşey geçmişti.

Karl donup kalmıştı. Yutkundu ve fenerini o şeyin geçtiği tarafa çevirdi.

Darryl korkudan yanındaki bedenin elini tutmuş ve sıkıyordu. Birkaç adım geride duruyor, içinden bu şeyin bir insan ve ya onun gibi birşey olmaması için dua ediyordu. Burada hangi ruh hastası yaşardı ki?

Darryl'ın elini sıktığı Zak ise Darryl'dan birkaç adım önde duruyordu.

Karl birkaç dakika orada ne olduğunu anlamaya çalıştı.

"Meow"

Kedinin miyavlamasını duyunca herkes rahatlamıştı. Alex tuttuğu derin nefesi verdi, Wilbur ise minik bir kıkırdama bıraktı.

"Ağlanacak halimize gülüyoruz, ben gitmek istiyorum. Korku filmi izleriz ama hayır, kendimiz aksiyon yaşamayalım."

"Pekâlâ, merak ettiğimizi gördük. Patron sensin."

Arkadaş grubu, gıcırtılı merdivenlerden aşağı indi. Darryl, açık kapıyı görünce sebepsizce sevinmişti.

Kapıdan dışarı adımını attı ve derin bir nefes aldı. Rahatlamıştı.

"Bu kadar korkucağınızı bilmiyordum"

Dedi Alex ve güldü. Gülmesi herkesi de beraberinde güldürmeyi başarmıştı.

"Nereye gideceğiz?"

"Sinemaya. Başka nereye gidebiliriz?"

"Bilmiyorum. Sevgilinle tanıştırmaya?"

"Ne?"

"Birşey demedim"

Arabaya geçmişlerdi ve Wilbur her zamanki gibi sürücü koltuğundaydı. Arabayı çalıştırdı ve yolculuk başladı.














Kafayı yiyen sodaya ne denir?

Telefondan bölüm yazmak ne kadar zor aq

Yazar | SkepHalo |Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin