Suikast

155 12 4
                                    

Güzel bir sabahtı . Bu güzel sabahta güneş saçlarını demet demet ayırmış Dokuz'un odasının içerisine saçmıştı. Dokuz saçılan ışık demetleri arasında adeta savaşmış uyanmamak için direnmişti. Ana sonunda mağlup olmuştu.

Dokuz yatakta isteksizce kalktı ve banyoya gitti . Soğuk bir duş aldıktan sonra bir havluya sarılıp banyodan çıktı. Yatağının yanına gidip güzelce kurulandıktan sonra yatağının hemen yanında duran bavulunu açtı.  İki parça kıyafet çıkardı ve bavulunu kapattı.

Hızlıca bavulundan çıkardığı kıyafetleri giydi ve yakınında duran aynada kendine şöyle bir baktı. Beyaz bir gömlek ve siyah bir kot pantolon giymişti . Nemli kahverengi saçlarını ise salık bırakmıştı . Sade görünümüne rağmen keskin güzelliği net bir şekilde fark edilebiliyordu .

Kendine memnun bir şekilde baktıktan sonra kırmızı gözleri ile uyumlu kırmızı topuklularını giydi ve otel odasından ayrıldı .

Asansöre binip en alt kattaki otoparka indi . Siyah spor arabasını hızlıca buldu ve arabaya bindi . Onu çalıştırdı ve otoparktan ayrıldı . Sonra metroya sürdü ve yakınlarına park etti . Arabadan inmeden önce torpidodan üstünde 9 yazan anahtarı alarak ayrıldı.

Metronun eski merdivenlerinden indikten sonra cebinden çıkardığı kartı basarak  geçti . Hızlıca dolapların yanına giderek 9 numaralı dolabı buldu . Elinde tuttuğu anahtarla dolabı açtı. Dolaptan çıkardığı dosyayı aldıktan sonra dosyanın içine göz gezdirdi .

İsim John Mackri yaş 46 Avukat . Şuanda XX şirketine yasa dışı malların kullanımı ve satışı hakkında bir dava açtı . Bunun gibi devam eden bir çok davası var . Bu akşam XXX otelinde 417 numaralı odada kalacak .

Dokuz bir iç çekti çünkü böyle iyi insanları öldürmeyi sevmezdi . Tabi bu iyi insanları öldürdüğü için vicdan azabı hissettiğinden falan değildi . Onları sıkıcı bulurdu . Ölürken bir gram pişmanlık duymayan yüzleri onu tatmin etmezdi . O acı dolu çığlıkları , hayatları için yalvarmaları hoşuna giderdi . Belki biraz sadistti ama bu işinin en sevdiği yanıydı .  O zevk aldığı için canavar olarak yargılanabilirdi ama ondan daha kötülerde vardı . Hele ki organizanyondaki patronları işte onlar gerçek canavar denilebecek kişilerdi .

Yetim çocukları kaçırıp ileride sadık ve yetenekli olsunlar diye kanlı bir eğitim verirlerdi . Çocuklara birbirlerini öldürtür , işe yaramazlardan kurtulurlardı . Onları arkadaşlarının kanlarıyla bilerlerdi. Dokuzda o çocuklardan biriydi. O da arkadaşlarının kanını akıttı . Ama hiç pişmanlık duymadı çünkü onun tek bir hedefi vardı 'hayatta kalmak'. Bu yüzden ne emredilirse yaptı . Sorgulamadı , soruları olursada derinlere gömdü .

Aynı şuan ki gibi soruları vardı . ' Neden seviyesine uygun olmayan bu önemsiz görev verilmişti' , 'Neden görevi tamamlamak için bu kadar kısa bir zaman tanındı ' . Sonuçta o bir profesyoneldi . Eksik bilgilerle iş yapmazdı .

Yine de sorgulamamayı seçti. Sorularını zihnindeki en derin yere gömdü ve dosyayı alarak metrodan ayrıldı .  Arabasına bindi. XXX oteline doğru sürdü . Otele girmeden duvarların dışında , dikkat çekmeyen bir yere park etti . Dosyayı aldı ve açtı . Bu sefer daha dikkatli ve ayrıntılı inceledi .

Tamamen okumayı bitirdiğinde aklında bir plan oluşmuştu . Plan basitti .

İlk önce arka kapıya gidecekti . Korumaların öğle yemeği saatinden yaralanarak içeri girecekti . Arka kapıyı genelde çalışanlar kullanırdı bu yüzden onlardan birinin yerine geçmek kolay olurdu . Yerine geçtiği kişiyi de çöp konteynıra sakladıktan sonra onun işine devam edecekti . Mola vakti geldikten sonra soyunma odalarını bulup oradan oda servislerinin giydiği kıyafeti alacaktı . Oda servisi kılığına girdikten sonra akşama kadar işe devam edecekti .

Second Chance Of The Female Assasin / Kadın Suikastçinin İkinci ŞansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin