Second Chance Of The Female Assasin / Kadın Suikastçinin İkinci Şansı

Gerçekler

" Beni ne kadar endişelendirdiğinin farkındasın değil mi ? " Diye sitem etti.

Valerin düzgün olduğunu belli edercesine başını eğdi , yanaklarını biraz tombulaştı ve onu sevimli gösterecek şekilde kızardı.

" Özür dilerim , büyük kardeş Nate , ben neden toplandığımızı çok merak ettim. "

Nate , onun sevimli tavırları karşısında kızgın kalamadı. Tek dizini kırdı ve Valerin'in göz seviyesine geldi . Başını okşamaya başladı.

" Benim hatam , senin bu konuyu bu kadar önemseyeceğini düşünmemiştim. Yine de bu şekilde kaçmamalıydın. "

Valerin , Nate'in onu affetiğini görünce mutlu oldu ve heyecanlandı. Kendini tutamayarak sordu.

" Ben duydumki bizi takip edenler varmış. "

" Peki sana anlatacağım ama beklemek zorundasın , şuan harekete geçiyoruz. "

Valerin hafifçe kafasını salladı , Nate sözünü tutacağına inanıyordu.

Nate samimi bir şekilde gülümsedi. Böyle akıllı ve sevimli bir çocukla karşılaştığı için kendini şanslı hissetti. Valerin'i kucağına aldı ve atların olduğu alana doğru ilerledi.

Vardıklarında bir çok insan atlara bir şeyler yükledikleri o gördü. Oldukça aceleciydiler.

Nate bir çok insanı geçerek kısa yeleli güçlü bir kahverengi atın yanına geldi. Dokuzu ata oturttu.

" Ben bir kaç çanta alıp geleceğim . Burada bekle ve hareket etme . Ama atlardan korkuyorsan bana söyle "

Haaha , korkmak ?

" Hayır."

" O zaman hemen geleceğim."

Nate ayrıldı ve kısa sürede geri döndü. Yanındaki çantaları ata bağladıktan sonra Valerin'in önünde olacak şekilde ata oturdu.

Etraftaki herkeste atlara binmişti . Ortam biraz gergin olmasının yanı sıra gürültülüydü.

Ama sonra yaşlı adam bir atla gözüktü. Herkes bir anda sessizleşti.

" Yola çıkıyoruz . Düzene girin ! "

Hızlıca düzene girdiklerinde , Valerin kendini yaşlı adamın arka sol çaprazında buldu. Yaşlı adamın komutan olduğunu düşünürsek Nate komutan yardımcısı gibi bir konumda olduğunu söylenebilirdi.

Ama Nate fazla genç değil mi ? Elbette , olması imkansız değil fakat garip geliyordu. Gerçi burada bundan daha garip bir sürü gariplik vardı. Silahlar , kıyafetler ve teknolojeden tek bir iz bile olmaması , üstelik orta çağda var olması gereken şövalyeler , bu bir fuar olabilirdi elbette fakat kayıp bir çocuğu öylece yanlarına almazlardı. Ayrıca Nate'in onu kucağına aldığı zaman zırhını hissetmişti , plastik değildi.

O zaman o geçmişe mi gitmişti ? Belki başka bir dünyadaydı , romanlardaki gibi geçiş yapmıştı. Ama emin olamazdı. En azından Nate'i dinleyince bazı şeyler açığa kavuşabilirdi.

" Vomitos fenomenini biliyor musun ? "

" Vomitos ?"

" Afadersin , bilmemen normal . Başkentte bile sayılı insan biliyor. Sana şöyle açıklıyım. Bir kaç yüzyılda bir , dünya birikmiş işlenmiş manayı ham manaya dönüştürebilmek için onları tek bir konumda sıkıştırır. Ardından onu büyük bir patlama ile onu salar. Bu şekilde mana ham manaya dönüşür . Ama patlama gerçekleşmeden önce oluşan toplanmış mana, canavarları çeker. Bu da büyük bir canavar göçüne neden olur. Düşük dereceli canavarlar evlerinden olunca onlarda yeni bir yaşam alanı arar. Bu durumda insan yerleşimlerine saldırmaları kaçınılmaz olacaktır. "