İğrenç Pazartesi gününe sinir bozucu baş ağrısıyla uyandım. Uykulu bi şekilde banyoya gittim. Elimi yüzümü buz gibi suyla yıkadım ve biraz rahatladım. Bok gibi bi okulum vardı beyinsizlerle dolu bi sınıf. Benim kafamda çok az insan vardı. Okula gitmek için siyah yırtık pantolonumu üstümede siyah yarım tişörtümü geçirdim ve siyah converselerimi giydim. Ve bebeğimin (arabamın) anahtarlarlarını alıp okula gittim. İlk iki ders tarihti ve ders boyunca uyudum. Diğer derste uyurken hocanın beni dürtmesiyle uyandım. Tam kendime gelmeye çalışırken içeri müdür ve bi çocuk geldi kafamı çevirip kimin geldiğine baktığımda o tuhaf çocuğu gördüm bi an afalladım. Gözlerimi ovuşturdum çünkü gerçek olmasını istemiyodum .Bu gün Bartu gelmemişti. Bu yüzden sınıfta bi tek benim yanım boştu. Ve o da gelip benim yanıma oturdu. Hoca derse devam ederken ben onu inceliyodum o da bunu anladı ve göz göze geldik ben kafamı çevirdim çünkü utanmıştım ve tuhaf hissettim. Ve omzumda bi el hissettim baktımda tuhaf çocuk " selam ben Deniz naber " dedi bende tam konuşçakken hoca bizi uyardı. İçimden onun sesinin çok tatlı olduğunu düşünürken zil çaldı ve arabama bindiğimde hala onu düşünüyodum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Vampire
Randomİliklerinize kadar gizemi hissetmeye ne dersiniz ? Kan ne kadar kötü olabilir ki.