Ben ne kadar da çabuk bağlanmışım. Ailemin ölümünden sonra kimseye güvenememiştim. Ama bu adamda beni çeken bir şey vardı. Adı nedir bilmiyorum ama aklımda sadece ‘ne kadar çabuk oldu bunlar’ sorusu vardı. Ama haklıydım da cidden ne ara olmuştu. Bu adam benim gözlerime o kadar derin bakıyor ki, içime işliyor sanki. Ona böyle dokunduğumda vücudum yanıyor sanki. Ne bileyim işte bana o gözleriyle bakarken içim eriyor.
Şuanda odamda yatıyordum ve dünü düşünüyordum. Sabah kalktıktan sonra beni eve bırakmıştı. Zaten hafta sonuydu. Ben böyle aptal aptal sırıtırken telefonum çaldı. Rüzgar arıyordu..
‘’Efendim?’’ dedim utangaç sesimle,
‘’Günaydın bitanem!’’
‘’Günaydın!’’ dedim gülümserken, onun da gülümsediğine emindim. Ve bu beni mutlu ediyordu.
‘’Napıyosun?’’ ben yataktan yavaşça kalkarken,
‘’Yataktan kalkıyorum şimdi sen?’’
‘’Seninle bir konu konuşmam gerek aslında seni alayım sakin biryerlere gidip konuşalım bitanem olur mu?’’ her ne kadar bitanem demesi beni mutlu etse de endişelenmiştim. Daha doğrusu korkmuştum bir şey mi oldu acaba, hala cevap vermediğimi fark ettim ve cevap verdim.
‘’Tabiiki de olur ama bir şey mi oldu?’’
‘’Ailelerimizle ilgili.’’ Dediğinde gerilmiştim. Aklıma kaza geldiğinde gözlerim doldu ama içim intikam duygusuyla yanıp tutuşuyordu.
‘’Tamam ne zaman gelirsin?’’
‘’1 saate ordayım.’’
‘’Tamam canım ben hazırlanırım, görüşürüz.’’ Dedim. O da ‘görüşürüz bitanem’ dediğinde düşünmeye başladım. Çok çelimsizdim, kolay yemdim ben. Ama artık böyle olmak istemiyordum. Güçlü olmak istiyordum. Ailemi bunu yapanları bulup onları kendi ellerimle cezalandırmak hatta öldürmek istiyordum. Her ne kadar narin, zayıf olsam da içimde bir psikopat yatıyordu. Öfkelendiğimde gözüm hiçbirşeyi görmezdi. Elime silah verseler sıka sıka ilerlerim o derece acımasız ve soğukkanlı olabilirim. Ama zayıf yönlerim de çoktu işte. Kendimi geliştirmem lazımdı. Herkese yeni Gece Bulutu göstermem lazımdı. Güçlü, cesur, korkusuz ve daha birçok şey…
Neyse dedim ve üstümü giyinmeye başladım. Rahat bir yere gideriz diye çok kasmadım. Beni seven her halimle sever değilmi? Zaten kimseye de kendimi beğendirmek zorunda değilim. Rüzgar bana yeterdi. Altıma siyah dar pantolon üstüme de beyaz salaş bir tişört giydim üstüme de taş rengi kapüşonlu aldım. Spor bi çanta aldım. Rüzgar’dan geldiğine dair mesaj gelince telefonumu aldım. Nike spor ayakkabılarımı da giydiğimde hazırdım. Saçlarımı yukarıdan sıkı bir şekilde bağlamıştım. Böylece yüzüm ortaya çıkıyordu. Özellikle gözlerim, son kez aynada kendime baktım ve anahtarımı da alıp kapıyı kilitledim. Merdivenlerden hızlıca indim ve arabasına havalı bir şekilde yaslı duran bir adet Rüzgar gördüm. Aslında uyumlu olmuştuk. Onunda siyah pantolonu beyaz tişörtü vardı ama üstündeki ceket gibi bir şey bozuyordu. Gülümseyerek yanına gittiğimde beni belimden kendine çekip dudaklarıma bakmaya başladı. Sonra gözlerime baktı. İzin istiyor gibi bakıyordu. Dudaklarımı hafif aralayıp onun dudaklarına uzandığımda gülümseyerek dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Biz arabanın yanında öylece öpüşürken birden beni arabayla arasına aldı. Nefes almak için ayrıldık ve gözlerimizin içine bakarak gülümsedik. Tabii ben utandım hemen bende son zamanlarda iyi alıştım ha bu utanmaya diye düşünerek güldüm. Daha sonra kapımı açtı ve içeri geçmemi bekledi bende çantamı kucağıma alarak oturdum. O da kendi tarafına geçip sürmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dikkat Edin Hanımefendi.!
ChickLit‘’Dikkat Edin Hanımefendi.!’’ ‘’Şey, ben özür dilerim sizi göremedim.’’ ‘’Herneyse, bir dahakine önünüze bakın.!’’ ‘’Tabi efendim çok üzgünüm.’’ Adam bir an durdu ve kızın gözlerine baktı ve mahçup bir ifade gördü. O an biraz sert çıktığını anlamışt...