3.Bölüm

90 18 8
                                    

Multimedya'da Lukas var. ^^

5 dk önce

Önümdeki perde yavaş yavaş yukarıya doğru kalkmaya başlamıştı. Perde kalktığında hayal kırıklığına uğramıştım.

Karşımda en az 10-15 kişi bana bakarak gülüyordu, tabi bu 10-15 kişinin içinde Lukas da vardı. Az öncekinin aksine duvarlarda ''Nasıl inandın? , Seni seveceğine mi inandın? gibi sözler vardı kendimi o kadar aşağılanmış hissettim ki arkama bile bakmadan koşmaya başladım.

En son durduğumda nefes nefese kalmıştım. Durdum ve kendimi duvara yaslayarak hızlı hızlı nefes almaya başladım. Ben bunu böyle hayal etmemiştim. Annemi babamı ve aklımı dinlemeliydim. Gözyaşlarımı serbest bıraktım ve gözlerimi yumdum. Okulun mükemmel çocuğu, benimle oynamıştı işte.

Onun için bir hiçtim ve hep öyle kalacaktım..

Şimdi

Yolda çaresizce yürüyordum. Bu da neydi böyle? Neden gelmemişti peşimden? Lukas resmen benimle alay etmişti. Ama o da haklıydı. Salak olan gerçekten de bendim. Çocuğun benimle konuşmuşluğu yokken ben bir mesajla tüm planlarımdan vazgeçmiştim.

Birden olduğum yerde durdum. Kolumdaki çanta yere düştü ardından ben de yere yığıldım. Son hatırladığım şey kalbimin feci şekilde ağrıyan yanıydı.

➖➖

Gözlerim hafif aralanmıştı. Hiçbir şey hatırlamıyordum. Etrafımda uğultular vardı. Sesleri seçemiyordum. Biri tanıdık gelmeye başlamıştı. Fakat kim olduğunu anlayamamıştım.

Kim olduğuna bakmak için kafamı kaldırmaya çalıştım fakat başaramadım. Anladığıma göre etrafımda her kim varsa benim uyandığımı daha fark etmemişti. Tüm gücümü toplayarak tekrar kafamı kaldırmayı denedim ve az da olsa başardım. Benden biraz ilerde Lukas ve tanımadığım biri vardı.

Kim olduğunu anlamak ve neler olduğunu öğrenmek için konuşmam gerekiyordu. Sesimi temizledim ve tam söze girecekken öksürük sesimi duyup ikisi de başıma geldiler.

Söze gizemli kişi başladı. ''Merhaba iyi misin?'' Ardından da Lukas konuştu. ''Kendini nasıl hissediyorsun?'' Bana soran gözlerle bakıyorlardı.

Ben de tekrardan sesimi temizledim ve hafif kısık ve buğulu çıkan sesimle konuşmaya başladım. ''Na-nasıl olduğumu gerçekten bilmiyorum. Neler olduğunu anlatır mısınız lütfen. Ben, ben hiçbir şey hatırlamıyorum.''

Sözümü bitirdikten sonra birden aklıma kalbimin acısı geldi. Daha sonra da ''seni seviyorum'' yazan duvarlar. Hemen ardından da ''Seni seveceğine mi inandın!'' yazan duvarları hatırladım.

Aklıma gelenler üzerine hemen yattığım koltuktan kalkmaya çalıştım fakat kalkamıyordum, kendimi çok halsiz hissediyordum. Lukas ve gizemli kişi her şeyi hatırladığımı fark etmiş olacaklar ki ben daha kalkamadan ve koltuğa yığılmadan önce bana doğru bir hamle yaptılar.

Öncelik gizemli kişinin oldu. Lukas söze girdi. ''Tamam bak yaptığım iyi bir şey değildi ama sakin olmalısın .''

Şu anda Lukas'tan ciddi anlamda nefret ediyordum. İçimdeki acıyı dışarı vururcasına tısladım. ''Sen karışma.''

Ardından da gizemli kişiye çevirdim kafamı ve konuştum. ''Sen de kimsin? Neden buradasın?'' Ona soran gözlerle bakıyordum o da gülümseyerek cevap verdi bu çocuk Lukas'tan bile daha çekiciydi. Gülümsemesi aşırı derecede seksiydi.

İçimdeki sesi susturdum ve devam etmesini istercesine sordum. ''Evet?''

Lukas'a ardından da bana baktı ve cevap verdi. ''Ben Daniel az önce seni yolda buldum. Baygın bir şekilde yatıyordun. Son arananlardan bu vatandaşı buldum ve aradım. O da seni buraya getirdi. Ben de merakıma yenik düşerek onunla birlikte geldim.''

Daniel'ın bu konuşmasından sonra Lukas bana baktı ve gülümsedi. Artık gülümsemesi midemdeki kelebeklerin havalanmasına neden olmuyordu. Ona tersleyici bir bakış atarak önüme döndüm ve Daniel'a bakarak konuştum.

''Tanıştığıma memnun oldum ben de bildiğin üzere Diana.'' Gülümsedi ve ''Biliyorum'' dedi. Böyle demesi garibime gitmişti. Lukas'a dönerek konuştum.

''Gidebilirim değil mi? Nasıl olsa benden sorumlu değilsin. Sanmıyorum ama belki bilmek istersin ben annemle babamın yanına gideceğim. San Diego'ya. Birazdan otobüse bineceğim.'' Bunun üzerine Daniel bana bakarak gülümsedi.

''Sevindim.'' Ah bu ne saçmalıyordu böyle? Gitmeme mi sevinmişti?

Kaşlarımı çatarak cevap verdim. ''Ne yani gitmeme mi sevindin?''

Küçük bir kahkaha attı ve o muhteşem sırıtışıyla cevap verdi. ''Tabi ki hayır, ben de San Diego da oturuyorum ve belki oraya gelince tekrar görüşürüz.'' Bunun üzerine ben de gülümsedim..

D&DHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin