5.Bölüm

59 13 5
                                    

Multimedya'da Emily var...

O arada Whatsapp'tan mesaj gelmişti. Telefonumu elime aldım ve elime alır almaz gülümsedim.

Mesaj Emily'dendi. Mesajda yazanlar beni gerçekten sevindirmişti.

'Naber kaçak? Bakıyorum uçtun yine buralardan...'

Hiç beklemeden cevap verdim.

'Yo. Ben sadece yapmam gerekeni yapıyorum. Bil bakalım az önce yanımda kim vardı.'

Emily'e tabiki olanları anlatmıştım. Yani Daniel'ı ve Lukas'la olanları.Tepkisi düşündüğüm kadar fazla olmamıştı. Emily beni fazla bekletmeden cevap yazdı.

'Lukas mı? Of Diana ya... Direk söylesen ne olur sanki!'

Önce 'gerizekalı' diye düşündüm, fakat fazla bekletmeden hemen cevapladım.

'Saçmalama yaa! Ne Lukas'ı? Hani yeni tanıştıklarımdan. Hani gülüşüne hayran olduklarımdan.'

Hemen cevabın gelmesini umuyordum ki geldi.

'Sana gerçekten inanmıyorum. Daniel mı? Hemen arıyorum konuşmamız gerek.'

Bu tavrını gerçekten anlayamamıştım. Ben daha düşüncelerimi yaşayamadan telefonum elimde titreyerek çalmaya başladı. Daha fazla bekletmeden telefonu açtım ve Emily'nin telaşlı sesine anlam veremedim. Sanki benden bir şeyler saklıyordu...

''Efendim? Emily neden bu kadar telaşlandın? Sorun ne söylesene!''

Sanırım farkında olmadan biraz sert konuşmuştum fakat Daniel iyi biriydi. Bu kadar telaş yapmasına neden olan şeyi gerçekten merak ediyordum ve o anda Emily'nin hala gergin olan sesi telefona geldi.

''Telaşlanmadım, sorun da yok. Sadece ben, ben senin iyiliğini istiyorum Diana anlıyor musun? Bence o Daniel denen çocuktan uzak dur!''

''Neden uzak durayım? Ne oldu ki? Ne olabilir ki? Emily söylesene benden ne gizliyorsun?''

''Diana saçmalama ben senden hiçbir şey sakla-''

''Tamam Emily sonra konuşuruz. Bunu şimdi konuşmayalım. Şu anda gerçekten seninle konuşmak istemiyorum. Ne demek senin iyiliğini istiyorum? Kötülüğümü isteyen kim ki? Sen Daniel'ı nereden tanıyorsun ki konuşuyorsun? Emily lütfen dürüstçe cevap verir misin?''

Emily'nin sesi afallamış gibi çıkmıştı. Sanki bu asi tavırları benden beklemiyor gibiydi. Ama alttan alan taraf he ben mi olacaktım yani? Tabi ki hayır. Bu konuda bir haksız varsa o kesinlikle Emily'di. Bana ne olduğunu bile söylemeden ona inanmamı istiyordu. Yapamazdım...

''B-ben senden bir şey saklamıyorum.''

Bunun üzerine daha fazla kendimi tutamayıp telefonu Emily'nin suratına kapattım. Üstüme Mickey Mouse'lu pijamalarımı geçirdikten sonra kendimi huzursuz uykunun kolların bıraktım.

  Issız bir sokaktaydım. Etrafta kimse yoktu. Telaşlı ve hızlı adımlarla evin yolunu bulmaya çalışıyordum. Yürüyordum ama sanki ilerleyemiyordum. Nefes nefese kalmıştım. Bir anda durdum ve duvardan tutunarak dizlerimin üzerine eğildim ve hızlı hızlı nefes almaya başladım. O anda bağcığımın açık olduğunu gördüm. Dizlerimin üstüne çöküp onları bağladım. Bağladım fakat hala bağlı değillerdi. Sanki ne yapsam çaba harcıyordum fakat hiçbir şey yapamıyordum. Etrafıma bakınmaya başladım. Sokağın biraz ilerisinde şapkalı biri vardı. Ona doğru gitmeye başladım, ama yapamadım. Onu tanıyordum, fakat yüzünü seçemiyordum. Sanki gücüm gitgide azalıyordu. İçten içe ölüyordum sanki. Sonradan onun kaybolduğunu fark ettim. Tekrardan onu bulmak istercesine haykırdım fakat sesim çıkmadı. Arkama hışımla döndüm ve biraz ilerideki şapkalı kişiyi bu sefer de diğer tarafımda gördüm. Ona doğru koşmaya ve haykırmaya başladım fakat o sanki sadece bana bakıyordu bana tepki vermiyordu. Beni duymuyordu. Ne yapacağımı bilemedim, çok yorulmuştum. Olduğum yerde çömeldim ve kendimi bir uçurumdan düşerken buldum. Etrafta hiçbir şey yoktu. Sadece uçurumun en tepesinde şapkalı adam vardı. Hala beni seyrediyordu.

Ama beni kurtarmıyordu. Birden kolumda bir el hissettim ve o tarafa döndüğümde o kişinin Daniel olduğunu fark ettim. Uçurumdan çıkarken tepesine baktım ve bana bakan kişiyi tanıdım. Bu Lukas'tı.

Çığlık atarak kan ter içinde uyandım. Yerdeydim, yere düşmüştüm. 2 dk sonra annem ve babam da başımdaydı. Bana endişeli gözlerle bakıyorlardı. Elimle anlımı silerek konuşmaya çalıştım. Farkında olmadan sesim titremişti ve kekelemiştim. ''Ka-kabus gördüm tamam, tamam iyiyim.'' Annem elimi tutup benim yatağa çıkmama yardım etti ve yanıma oturdu. Babama dönerek konuştu. ''Tamam gerisini ben hallederim canım. İstersen sen odaya git.'' Babam hafifçe gülümsedi ve bana güven vermek istercesine başımı okşayıp odamdan çıktı.

Annem bana dönerek konuşmaya başladı. ''Diana? Bir şeyler yolunda gitmiyor, bunu hissedebiliyorum. Benim yanımdan öylece kaçıp gittin sonra da Emily'le ilgili bir şeyler geveledin. Ben seni üzmemek için ve daha fazla üstüne gelmemek için hiçbir şey söylemedim ve senin ben sana söylemeden gelip bana söylemeni bekledim. Ama yapmadın, yapmıyorsun. Diana neler oluyor?''

O an gerçekten şok olmuştum ben annemi kekledim diye sevinirken meğer o her şeyi farkındaymış. Ben olanları kafamda toparlamaya çalışırken annemin benden bir cevap beklediğini fark ettim. Kafamda söyleyeceklerimi toparlayıp anneme doğru güven verici bir sesle konuşmaya çalışarak konuştum. ''Yoo hayır canım bir sorun yok. O gün babamla zaten biraz tartışmıştık ve ben zaten üzgündüm. Emily'nin mesajı da üstüne gelince daha fazla dayanamayıp sizden, yeni ev ve okuldan kaçabildiğim kadar kaçmak istedim. Başka bir sorun yok. Gerçekten.''

Konuşmamın sonunda da güven verici şekilde gülümsedim. Annem de üsteleyerek konuyu devam ettirdi. ''Emin misin Diana? Senin için endişeleniyorum.''

''Eminim annecim sen rahat ol.''

Annem de bana bir öpücük gönderip yanımdan ayrıldı. Annem gittikten sonra tekrar uyumak istercesine sağa doğru döndüm fakat rahat edemeyerek sola daha sonra da tekrar sağa döndüm. Daha fazla uyuyamayacağımı anlayarak yatakta doğruldum ve yanımdaki sehpanın üzerinden telefonumu elime aldım ve saate baktım. Saat 3'ü biraz geçiyordu. 1 mesaj var görünüyordu. Hemen baktım yaklaşık 2 saat önce Daniel atmış. Mesaj aynen şöyle;

'Naber? Seni merak ettim yarın öğleden sonra buluşmaya ne dersin? Bu arada dün sormayı unuttum. Sen hangi okula kaydını yaptıracaksın? Yani benim gittiğim okul güzel ve eğitimi iyi bir okul. Söyleyeyim dedim.'

Bu mesaj üzerine kendi kendime gülümsedim. Ve hemen cevap yazdım.

'Üzgünüm, şimdi mesajını gördüm. İyiyim ve yarın kesinlikle uygunum. Hangi okula gideceğim konusunda da hiçbir fikrim yok.' 

Telefonu yastığımın yanına koydum ve onu düşünmeye başladım. Emily'nin dediği şey tekrar aklıma gelince istemsiz bir şekilde kaşlarımı çattım. Ondan uzak durmayacaktım. Daniel bana zarar vermezdi. Onu daha yeni tanımama rağmen buna emindim.

Bir anda karanlık odada telefonumun ışığı odayı aydınlattı. Telefonumu elime alıp gelen bildirime baktım.

'O zaman yarın görüşene kadar okulunu ailene soruyorsun. Şimdi iyi geceler, güzelim. '

Mesajına gülümseyerek telefonun tuş kilidini kapattım ve huzurlu bir uykuya daldım..

D&DHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin