Kihyun yavaşça gözlerini açmıştı. Gözleri, yumuşak ve geniş bir yerde yattığını söylemişti. Başını kaldırdığı anda Shownu'yu görmüştü. Meraklı bir bakış atsa da aklına hemen dünkü olaylar gelmişti. Aşık olduğu adamın, kendisini aldattığını öğrenmişti. Başını tekrardan eğmiş, başını hâlâ Shownu'nun göğsünde bırakmıştı. Sessiz sessiz düşünüyordu. Ne yaptı da aldatılmıştı. Bir anda gözlerinden yaşlar akmaya başlamıştı. Sessiz sessiz ağlıyordu. Bir ara sesli bir şekilde hıçkırabilmişti. Dolaylı yoldan Shownu da uyanmıştı. Endişe ile ona bakmıştı. Ağladığını görünce onunla birlikte kalkmış, Kihyun'un yüzünü avuçlarının arasına almış ve ona bakmıştı.
Shownu: N-Neden ağlıyorsun K-Kihyun?
Kihyun, Shownu'ya cevap vermemiş, başını Shownu'nun eline yaslamıştı. Sadece ağlayarak içini dökmek istiyordu.
Shownu Kihyun'un bu halini görünce dayanamamış ve ona sımsıkı sarılmıştı. Kihyun, Shownu'nun bu hareketi ile başını Shownu'nun göğsüne gömmüş ve sesli bir şekilde ağlamaya devam etmişti. Shownu elini Kihyun'un saçlarına çıkarmış ve yavaş yavaş okşamıştı.
Shownu: şşşş, sakin ol Kihyunie. Geçti, bitti. O pislik, küstah adam için ağlayacak mısın?
Kihyun: O-Onun için değil, kalbim kırıldığı için ağlıyorum. Kalbimde bir acı hissediyorum Shownu...
Shownu, Kihyun'un yüzüne bakmıştı. İçinden onun göz yaşlarını silmek geçmişti. Baş parmağı ile yapacaktı ama çok klasik olur diye düşündüğü için gözlerinin altına birer öpücük kondurmuştu. Kihyun ona şaşkın şaşkın bakmıştı.
Shownu: Ağlama be Kihyunie. Gel elini yüzünü yıkayalım.
Kihyun gülümsemiş ve ayağa kalkmıştı. Shownu ona tuvaleti göstermiş ve salona doğru ilerlemişti. Elini yüzünü yıkarken aklına Shownu ile yattığı gelmişti. Bir anda yüzü kızarmıştı. Kendine gelmiş ve içeriye doğru adımlamıştı.
Kihyun: Şey... Wonho Hyung yok mu?
Shownu: Burası benim evim.
Kihyun: N-ne? Wonho hyung'un evi değil miydi?
Shownu: Onun evi biraz ötede. İstersen gidelim ona.
Kihyun: Y-yok böyle iyiyim ben, teşekkürler.
Shownu: Gelsene, otur şuraya. Kendi evin gibi rahat ol.
Kihyun gülümsemiş ve içeri girmişti. Bir kaç dakikanın ardından ikisininde karnı guruldamıştı. İkisi de birbirine bakmış, hemencecik yüzlerini çevirmişlerdi.
Shownu: Eeee, şey. Sen de açsın heralde. Dışarıya çıkıp bir şeyler yiyelim mi?
Kihyun: Olur.
İkiside sırayla odaya girmiş ve üzerini değiştirmişti. Hava sıcak olduğundan dolayı Shownu, uzun şort, üstüne de günlük t-shirt geçirmişti. Cüzdanını almış ve Kihyun'u beklemişti.
Kihyun: Ne giysem acaba? Buldum! Pantolonumu ve siyah t-shirt'ümü giyeyim. (Kendi kendine)
Hemencecik üzerini giymiş ve Shownu'nun yanına gelmişti. Shownu'nun sokak modasını görünce gülümsemişti. Oldukça hoş gelmişti gözüne.
Shownu: Ah, gelmişsin. Haydi gidelim!
İkiside ayakkabılarını giymiş ve yola çıkmışlardı. Kihyun evinin önünde durmuş ve Shownu'ya bakmıştı.
Kihyun: S-shownu... Evden çiçeğimi ve köpeğimi alabilir miyiz?
Shownu: Şimdi mi? İstersen yemek yedikten sonra alalım.
Kihyun: Şimdi alalım. Lütfen...
Shownu: Tamam Kihyunie, alalım.
Kihyun evine doğru ilerlemiş ve cebinden anahtarı bulmuştu. İçeri girdiğinde Minhyuk'u görünce birazcık ürkmüştü. İçeri girdiği zaman Shownu da peşinden girmişti. Minhyuk'u görünce umarsamamıştı Shownu. Kihyun, Çiçeğine yönelmiş ve yavaşça kaldırmıştı. Shownu gidip çiçeği Kihyun'dan almış ve gülümsemişti.
Shownu: Ben taşırım Kihyun. Sen köpeğini al.
Minhyuk istemsizce Shownu'nun sesini duymuş ve yattığı yerden kalkmıştı. Kihyun içinden "uyuyormuş piç" diye geçirmişti.
Minhyuk: HEY! EVİMDE NE İŞİN VAR SENİN!?
Shownu: Pff, Kihyunie, gel çıkalım.
Kihyun köpeğini almış ve Shownu peşinden gelmişti. Kapıyı sertçe kapatmışlar ve çıkmışlardı.
Kihyun: Shownu, evde kahvaltı yapabilir miyiz? Ben hazırlarım, söz.
Shownu: Sen nasıl istersen öyle olsun.
Shownu'nun evine doğru adımlamışlardı. Eve geldikleri gibi Kihyun köpeğini yere koymuştu.
Kihyun: Merak etme, evini kirtletmez.
Gülümsemiş ve Shownu'nun elinden çiçeğini almış ve evin balkonuna gitmişti. Çiçeği koyduğu zaman, çiçeğin saksısında bir yazı görmüştü.
"Shownu'dan Kihyun'a..."