Selin merkeze geldiğinde Mesut ordadır. Dosyalara falan bakıyordur. Selin'i görünce etrafa bir göz atar önce.
Mesut:Şş. Gelsene.
Selin yanındaki sandalyeye oturur, ona doğru yaklaştırır biraz da sandalyeyi.
Selin:Hı? Noldu?
Mesut:Ayrıntılı anlatımın ilk adımını nasıl buldunuz Selin Komiserim?
Selin:Ne? Anlamadım? Neyi?
Mesut:Kızım sabah yolladım işte, elim ayağıma dolandı sen çıkmadan yetişsin diye. Unuttun mu, bu kadar mı umursamazsın ya?
Der trip atarak.
Selin:Dur, geçme hemen trip moduna. Gerçekten anlamadım şu an, neyden bahsediyorsun? (Derken duraksar) Haa, dur dur. O kutuyu sen mi yolladın yoksa?
Mesut:Açmadın bile? Yuh yani.
Selin:Ya kızma. Açmadım değil, açamadım. Biliyorsun işte, geç kaldık. Aceleyle çıktım evden akşam bakarım diye.
Mesut cevap vermez. Trip atıyordur.
Selin:Mesuut, yapma Allah aşkına. Ne almıştın, söylesene.
Der minnoşça.
Mesut:Söyleyemem. Akşam bakarsın.
Selin:Ama merak ederim ben.
Mesut:İyi olur sana. Çatla meraktan.
Selin:Çok kötüsün ya.
Mesut sırıtır sinsice. Selin'i kıvrandırmak hoşuna gider.
Selin alıp Mesut'un kahvesinden bir yudum alır.
Selin:Hiç mi şeker atmazsın ya?
Mesut:Atıyorum kızım, ne yapayım şerbet mi içeyim?
Selin:Neyse neyse, tartışmaya bile girmeyeceğim şu an seninle bu konuda. Anlaşıldı biz şeker konusunda çok zıtız. Diğer konularda da pek iyi anlaşabildiğimiz söylenemez gerçi ama, neyse..
Mesut:Derken?
Selin:Tamam tamam, boşver. Demedim bir şey. Ekip nerde, kimse yok mu?
Mesut:Çıkmış onlar. İhbar, devriye falan.. Merkezdeki işler de bize kaldı.
Selin:E iyi. Geç kaldığımızı fark etmez en azından kimse.
Mesut:Düşündüğün şeye bak.
Selin:Seni bilmem ama ben takarım böyle şeyleri Mesutçuğum.
Mesut:Bak sen?
Selin:Hıım. Ne o, beraber bakalım?
Mesut dosyadan bahseder, birlikte incelerler. O gün çok yoğun, yorucu bir gün olmaz. Akşam devriyelerin de kendilerinde olmaması üzerine çıkarlar. Mesut bırakır Selin'i eve. Evin önüne gelmişlerdir.
Selin:Gelsene sen de yukarı.
Mesut:Yok yok, başka zaman.
Selin:Aa, niye ya?
Mesut:Çok soru sorma, hadi hadi çık eve.
Selin:Allah Allah? Var sende bir şeyler ama çıkar kokusu.
Mesut güler. Selin de güler. Mesut'un yanağına bir öpücük kondurduktan sonra hızla arabadan inip eve girer. Koşar adım gidip kutuyu alır. Oturup açar hemen. İçinden bir elbise çıkar. Bir de not vardır. Selin şaşkınlık içinde notu alır eline. "İnce kalbimden daha detaylı bahsetmemi istemiştin. Birazcık bekle ve gör o zaman. Sadece hazırlan, gerisini bana bırak. :)"
Şaşkın bir gülümseme vardır yüzünde. Elindekileri bırakıp hemen telefona sarılır. Mesut'u arar.
Mesut:Buyrun Selin Komiserim.
Der sırıtarak.
Selin:Yaa, Mesut. Nerden geldi aklına böyle bir şey?
Mesut:O daha hiçbir şey güzelim. Fazlası var.
Selin:Yaa?
Mesut:Hıım. Şimdiden hazırlanmaya başlasan iyi edersin. Beni bekletip de hevesimi kaçırma ha.
Selin:Bir dakika bir dakika, şimdi mi hazırlanayım?
Yani hemen şimdi mi gideceğiz?
Mesut:Yok da yani anca hazırlanırsın diye dedim. Gecenin biraz daha ilerleyen saatlerinde alacağım seni.
Selin:Hıım. Peki madem.
Mesut:Şunu sakın unutma Selin hanım; Ben sürprizlerle doluyumdur.
Selin güler.
Selin:Bak sen?
Mesut:Hıım.
Selin:İyi, peki madem. Hazırlanıyorum ben o zaman.
Mesut:Hadi bakalım, hazırlanın o zaman Selin Komiserim.
Selin:Hadi bay bay.
Kapatırlar telefonu. Selin hazırlanır hemen. 1 saat falan sonra pencereye yansıyan araba farı ve hemen ardından duyduğu korna sesiyle Mesut'un geldiğini anlar. Hazırlanmıştır zaten. Çantasını alıp çıkar. Arabaya biner.
Selin:Bak, hiç bekletmedim seni.
Mesut:Çok yakışmış ha. Ne güzel olmuşsun.
Selin:Teşekkür ederim. Elbiseyi alan sağ olsun, onun zevki sayesinde.
Mesut:Yok canım, elbisenin marifetinden değil o. Elbiseyi giyenin güzelliğinden.
Selin:Bak sen?
Mesut:Hıım.
Arabayı çalıştırır.
Selin:Ee, nereye gidiyoruz peki?
Mesut:Soru sormak yok demiştim. Güven bana, güzel bir yer merak etme. Ben seni kötü yere götürür müyüm hiç zaten?
Selin güler.
Selin:İyi bakalım, öyle olsun. Bu arada.. (Eğilip ceketinin yakasını falan düzeltir) Düzelt şurayı da şöyle. Bu da sana çok yakışmış ha. İlk kez böyle görüyorum seni.
Mesut:Aynı şekilde ben de seni.
Selin:Eşitiz diyorsun yani.
Mesut:Yaani.
Bir süre sonra ufak bir deniz kenarına gelirler. Kendince bir şeyler hazırlamıştır Mesut. Arabadan iner ve Selin'in kapısını açıp elini tutar, inmesine yardım eder. Kumların üzerinde hazır olan masaya doğru ilerlerler. Selin mest olmuş bir şekilde etrafa bakıyordur.
Selin:Mesuut.. Ya burası çok güzel. Sen cidden böyle şeylerden baya anlıyormuşsun ya.
Mesut:Tabi kızım. Bugün kimse rahatsız edemez bizi. Keyfine bak.
Selin:Şaşırtıyorsunuz Mesut Komiserim. Gerçekten baya şoktayım. Senden hiç beklenmeyecek hareketler bunlar.
Mesut:Aşk olsun.
Derken sandalyesini çeker Selin'in. Otururlar. Yemekler falan da hazırdır.
Selin:Sen mi hazırladın bunları?
Mesut:Tabi.
Selin:Yalnız o kadar güzel gözüküyor ki her şey.. Ne diyeceğimi bilemiyorum ben.
Mesut:Deme bir şey ya, keyfini çıkar işte. Bak bakalım beğenecek misin yemekleri.
Selin:Sen kendi ellerinle böyle her şeyi bir bir hazırlarsın da ben beğenmez miyim? Ellerine sağlık. Ya sen nasıl bir adamsın böyle..
Der adeta dibi düşmüş bir şekilde gülümseyerek.
Mesut'un yüzünde ise utangaç, nahif bir gülümseme oluşur. Gözlerini kaçırır falan. Yemeklerini yerler.
Selin:Ee, napıyoruz şimdi?
Mesut:Yani, özel olarak yapmak istediğin bir şey varsa..?
Selin:Yok da, sen bir şeyler planlamışsındır diye sordum.
Mesut:Haa, anladım. Yok yani öyle özel ayarladığım bir şey ama..
Selin:Ama?
Mesut:Bir dakika.
Mesut bi koşu yanlarına park etmiş olduğu arabaya gidip radyoyu açar son ses ve tekrar Selin'in yanına gelir.
Mesut muzip bir şekilde hafifçe eğilerek Selin'e elini uzatır.
Mesut:Iı.. Nasıl deniyordu.. Hah. Bu dansı bana lütfeder mısınız Selin Hanım?
Selin güler.
Selin:Elbette. Mesut Bey...
Der ve Mesut'un elini tutarak kalkar.
Çalan şarkı ise Ziynet Sali - Ömrüm şarkısıdır.
Dans pozisyonuna geçerler. Mesut bir eliyle Selin'in elini tutar, diğer eli Selin'in belini sarar.
Selin:(Hafif kısık bir sesle) Şarkı seçimine bayıldım.
Mesut:Açıkçası rastgele açtım, bu şarkı çıktı.
Selin:Yaa? (Der şakasına üzgün gibi bir ifadeyle) Bak şu an hayal kırıklığına uğrattın beni.
Mesut:İzin verseniz de lafımı bitirsem keşke Selin hanım.
Selin:Peki peki, devam et o zaman. Susuyorum ben.
Mesut:Amaa, kendim seçmiş olsaydım da bu tarz bir şarkı seçerdim.
Selin:İnanayım mı?
Mesut onaylar.
Mesut:Ne zaman bir yalanımı gördün Komiserim? Ne bu sorgu sual?
Güler ikisi de. Selin'in yüzündeki gülüş, huzur dolu bir gülümsemeye dönüşür. Başını Mesut'un göğsüne koyar. Gülümsüyordur ikisi de. İçlerindeki huzur adeta yüzlerinden okunuyordur.
Selin:Ömrümün sonuna kadar burda böylece kalabilirim.
Bir süre öyle sessiz sessiz devam ederler danslarına. Kendilerini şarkının ritmine bırakırlar. Şarkı bittiğinde Selin başını kaldırır. Yüzü gülüyordur. Hiçbir şey demeden Mesut'un elinden tutar, çekip götürür. Yere, denizin hemen önüne oturur ve beraberinde Mesut'u da oturtur.
Selin:Deniz manzarasını oldum olası çok sevmişimdir..
Mesut:Ben de severim. Huzur veriyor insana.
Selin:Öyle. Hele bir de yanında sana huzur veren insan varsa denizi izlerken...
Der ve başını hafif kaldırıp Mesut'a bakar. Birbirlerinin gözlerinin içine bakar, gülümserler. Selin tekrar başını koyar Mesut'un omzuna. Sonrasında Mesut'un kolunu tutup kendine sarılmasını sağlar. İyice sokulur Mesut'a. Mesut da sıkı sıkı sarar Selin'i.
Mesut:Üşüdün mü?
Selin:Yok. Gayet iyi böyle.
Mesut:Üşürsen söyle ama.
Selin onaylar.
Bir süre sessizlik olur. Denizi izlerler öylece. Selin başını kaldırır, hafif de geri çekilir.
Selin:Mesut.. Hayatıma girdiğin için teşekkür ederim. Daha şu kısacık zamanda bana o kadar çok güzel şey yaşattın ki...
Mesut gülümser, Selin'in önündeki saç tutamını kulağının arkasına alır nahifçe.
Selin de gülümser. Gözleri birbirlerine kitlenmişken Selin'in gözleri hafiften Mesut'un dudaklarına kayar. Gülümseyerek yaklaşıp dudaklarından öpmeye başlar. Mesut'un da karşılığıyla tutkulu bir öpüşme yaşanır. Arka fonda ise "Yıldızların altında" çalıyordur. Tam da nakarat kısmında yaşanır bu tutku dolu anlar. Şimdilik sadece bu kadar ileriye gidiyorlardır ama belki bir gün şarkıda geçen "Sevişmek ah ne hoştur, yıldızların altında.." sözünü de teyit edecekleri an da gelecek...
SON
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖZEL KORUMA (Hayali Senaryo)
FanfictionSelin Demirci bir mit ajanıdır. Gizli görevde açığa çıkmış ve şuan hayatı tehlikede, korunmaya ihtiyacı olan bir mit ajanı. Onu koruma görevi ise Mesut Güneri'ye verilmiştir. Mesut başta sadece korumadır, evet ama sonra anlarlar ki aslında onlar bir...