Kendi ile iç savaşı olan bütün herkese...
Rica etsem başlama tarihinizi alalım♡
Ee o zaman başlayalım, keyifli okumalar 💙
♕
Yazarın anlatımıyla...
Denizin dalgalarıyla boğuşma fikri aklını kurcalarken, etrafındaki insanlara baktı. Uçurumun kenarında olmasına rağmen birkaç insan vardı etrafında. Birisi gülüyor, birisi üzgün, birisi sevdikleriyle, birisi belki de ilk defa bugün mutluluğu yaşamış kadar sevinçliydi.
Peki ben nasılım diye bağırmak ister gibi hareleri dalgaları izlerken, etrafı son kez izliyormuşcasına dikkatlice izlemeye devam etti.
Bu kadın sesini duyurmak istiyordu.
En önemlisi bu kadın belki de fark edilmek istiyordu.
Bulunduğu yerin yüksekliği gözünü korkutmamış olan bir eda ile uçurumun kenarına doğru ilerledi. Elleri titremiyordu, geriye doğru adım atmak istemeyen bu kadın emin adımlarla uçurumun kenarında durdu.
Uçurumun kenarında durduğu an etraftaki insanların ona olan bakışları kendini ilk defa fark edilmiş gibi hissettirmiş olacak ki yüzünde bir gülümseme belirdi.
Bu kadını korkutan şey uçurum kenarı değil; hayatına aldığı kişilerin ona kendini değersiz hissettirişiydi.
"Değer mi hanımefendi, ölmek çare mi?" diyerek, bakışlarını konuşan kişiye çevirdi genç kadın. "Yaşadığımı nereden biliyorsunuz?"
Etraftakiler birbirine baktı. Şu an herkesin odak noktası uçurumun kenarındaki bu genç kadındı.
"Şu an uçurumun kenarında oluşunuz bile yaşadığınızın kanıtı, siz kendinizi ölü hissetseydiniz ölmek için burayı seçmezdiniz." konuşan kişi onunla aynı yaşlarda olduğuna ihtimal verdiğim genç bir adamdı.
"Uçurumun kenarında olan her insan ölmek mi ister, peki?"
Etrafındaki insanların kafasını karıştırmak ister gibi konuşmaya başladı genç kadın. Hareleri hiç kimsenin onun aklındakileri planları tahmin edemez edasıyla bakıyordu.
"Gözleriniz şu an ölmeyi ister gibi bakıyor ama mantığınız buna engel oluyor." diyerek, etraftaki dikkatleri üzerine topladı genç adam. "Ama gözler yanıltabilir, kalbinizin sesini dinleyin."
"Kalbimin sesi..." diyerek bir adım daha attı genç kadın. "Beni yüzüstü bıraktı, ona güvenemem."
"Hanımefendi!" diye bağırarak sesini dalgalara bile duyuracak kadar bir etki bıraktı genç adam. "Kaybedecek hiçbir şeyim yok." diyerek, genç kadının bile fark edemediği anda yanında belirdi.
Hareleri genç adama kızgın dolu bakarken genç adamın konuşmasıyla onu dinledi. "Sen uçurum kenarından değil, içindeki savaştan korkuyorsun!" diyerek, sustu genç adam. "Eğer ona teslim olursan o zaman gerçekten öleceksin."
Genç kadın, titremeye başlarken; yaptığı hatayı bulmaya çalışıyordu.
"Son kez..." diyerek, kelimeler boğazına dizildi genç kadının. "Son kez, deniyorum. Ölmeyi değil, ölüme gelmenin eşiğini."
Etraftaki bakışlar genç kadını iğneleyen türden bakışlar olsa da genç adam o kadını ilk gördüğünden beri aynı olan bakışlarla ona bakıyordu. "Ölmenin eşiğine gelmek, insanı korkutur ama sizin gözlerinizde o korkuya ulaşamıyorum."
Genç kadın; rüzgarın esmesiyle verdiği soğukluk ile bedeni üşümeye başladı.
"Kaybedecek hiçbir şeyim yok derken bana yalan söylediniz." diyerek, hareleri genç adamdan başka tarafa denizin dalgalarına çevirdi. "Ölmek üzere olduğumu düşündüğünüz için bana yalan söyleyerek beni ölümden uzaklaştırmaya çalıştınız."
"Hayır!" diyerek tepki gösterdi genç adam. "Yalanlarla insanların gerçeği görmesini sağlayamazsın."
Genç kadın; gözlerini kapatmış kendisiyle büyük bir savaşın içerisine girmiş gibi görünüyordu. "Ölmenin eşiğine gelmek, beni korkutmuyor çünkü defalarca bunu yaşadım."
Genç adam, duygularını ondan saklıyormuşcasına genç kadını izlemeye devam etti. "İlk ölmenin eşiği-" diyerek kelimeler boğazına dizildi genç kadının. "Annemin intiharıydı." diyerek gözlerini yumdu genç kadın. "Gözlerimin önünde onun intiharına tanıklık ettim."
Genç kadının konuşması etraftaki insanların yüzünü soldurmuştu. Genç adam ise karşındaki kadını dikkatli bir şekilde izlemeye devam ediyordu, yüz ifadesi duygularını saklamasının kanıtıydı.
"Şu an üzerimdeki bana olan bakışlar çok tanıdık. Her anlattığımda bu bakışların aynı olması daha çok acı verici." diyerek, gözlerini yumup açtığında etraftaki insanları karşısında bulamamanın şokunu yaşadı.
Yoksa burada yaşanılan her şeyin beyninin ona olan bir oyunu olup olmadığı onu korkutmaya başlarken yanındaki genç adamı fark etti. O yanındaydı, hâlâ onunlaydı. Genç adam; genç kadının kulağına eğilip fısıldadı. "İntihar herkesi korkutur, kaçırır ama aynı dertten muzdarip olan iki insan birbirinin acısını her zaman paylaşır." diyerek, hareleri genç kadını buldu. "Çünkü, aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşırlar." *
Genç kadın; o gün genç adam sayesinde kendi hikâyesini okyanusa teslim olarak değil de okyanusu sahiplenerek bu savaşı kazanacağını kendine inandırmaya başlamıştı.
Annesinin gözlerinin önünde intihar ettiği bu yerde o esir olmamayı tercih etmişti.
Genç kadın yaşamak istemişti, annesinin yaşayamadıkları her anı gerçekleştirmek için.
Annesinin esiri olduğu bu yer o genç kadının kurtuluşuydu.
°
SELAAAM
Bu kurgunun girişiydi. Diğer bölümler texting tarzı olacaktır.
Kurguyu sevdiniz mi?
Umarım hoşunuza gitmiştir 💙
yazılış:9 temmuz cuma, 2021
Mevlana'dan alıntı yapılmıştır.*
Buraya hikâyeyi okuması için arkadaşlarınızı
etiketleyebilirsiniz 💙
Buse
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kendimi Bulmam Gerek | Texting
Short Story•kısa hikâye, tamamlandı. ° Kendisiyle iç savaşı olan bir kadın ve o iç savaşa tanıklık eden bir adamın hikâyesi. Nar çiçeği ve bilinmez adamın hikâyesi. Başlangıç: 13.07.2021 Bitiş: 30.07.2021