aslında bunu daha önce yayınlamıştım ama içime sinmediği için geri çektim. şimdi de, umarım, son halini huzurlarınıza bırakıyorum. karakterler her ne kadar shiver'daki karakterler olsalar da hikaye bambaşka bir boyutta geçiyor (o ikili için yüzlerce farklı hikaye yazabailirim) ama oradan bazı göndermeler olabilir, bunu da söylemek isterim. bana istediğiniz iyi kötü her eleştiriyi yazabilirsiniz:) şimdiden desteğiniz için teşekkürler. hoşça kalın.
⬛
fantom ağrısı: artık yerinde olmayan bir uzvun hala yerindeymiş gibi ağrıması, acıması.
[p r o l o g u e]
bazen birini ilk kez gördüğünüzde sanki onu binlerce kere ilk kez görmüşsünüz gibi bir his kaplar bedeni. işte o his, onu ilk gördüğünde bedeninin her yanını kapladı saç diplerinden parmak uçlarına kadar. korkması gerekirken ısındı. kaçması gerekirken olduğu yerde kalakaldı. çığlık atması gerekirken çenesi kilitlendi.
ne hayatında bu kadar güzel bir şey görmüştü ne de hayatının bu kadar güzel bir şeye hayat olabileceğini düşünmüştü daha önce.
öldüğümde 17 yaşındaydım.
onu ilk gördüğümde 17 yaşındaydım.
tenime değen pis elleri ve peşimi bırakmayan o çirkin kokuyu hatırlıyordum ama ona her baktığımda geçiyordu. yine de bu dolabın içi elleri ve kokuyu unutmama hiç izin vermedi.
durmadan midesi bulanırdı, hiç yemek yememesine rağmen durmadan midem bulanıyor derdi ama benim kıyafetlerim kötü kokmuyordu.
kötü kokan hiçbir zaman o değildi. her zaman bendim. neyse ki kokumu alamayacak kadar uzaktı bana.
bir kez olsun dokunabilseydim ona. neyse ki onu görebileceğim kadar yakındı bana.
hem hediyeydi hem de ceza.
bu hayattaki en büyük sınavım ve en güzel anılarımdı.
keşke başka bir zamanda başka bir yerde karşılaşsaydık diye düşünürdüm her zaman. hem belki o zaman el ele tutuşup denizin kenarında yürüyebilirdik.
keşke başka bir zamanda başka bir yerde karşılaşsaydık diye düşünürdüm her zaman. hem belki o zaman beraber dünyayı keşfe çıkabilirdik.
onu öperdim.
ona sarılırdım.
yumuşacık saçlarını keser onlara kendi ellerimle şekiller verirdim.
kömür karası saçlarına minik tokalar takardım.
yanında uyurdum.
elini tutardım.
keşke bir kez dokunabilseydim ona.
keşke bir kez tutabilseydim onu.
⬛
"sanki seni tanıyor gibiyim,"
"belki de çoktan tanışmışızdır?"
⬛
"beni de al yanına,"
"sen beni götürebilir misin?"
"hayır,"
"hayır,"
loki 'phantom'
&
max 'pain'
⬛
"kalbim ağrıyor max. oysa yerinde değil, biliyorum çünkü elimi göğsüme koyduğumda bana kalbimin orada olduğunu gösteren hiçbir işaret yok ama ağrıyor. ne yapacağımı bilmiyorum. öleceğim sanki ama bedenim bile burada değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
phantom pain "loki au"
Fantasybir gün öldüğünde cehenneme gideceğinden emindi. emin olmadığı hatta aklına bile gelmeyecek tek ihtimalse kendisini tozlu bir dolabın içinde bulmaktı. kimsesiz çocuklar mezarlığının kapıları yalnız çocukların dolaplarına açılıyordu.