şu an, ağzını açıp tek kelime konuşamıyordu ve bunun sebebi kesinlikle karşısında diz çökmüş siyah saçlı oğlandı.
onun son cümlelerinin ardından avucuna meyleden müthiş bir acıyla dizleri zemine değdiği vakit naruto, diğerinin de yanına çöktüğünü anlayamamıştı. avucuna ansızın berbat bir acı girmişti; kendini istemsizce zeminde bulmuş, sol eliyle sağ avucunu tutarken sasuke'nin onu kendine çekip avucunu açtığını idrak edememişti.
soğuk parmaklarını ince bileğe sarmıştı sasuke, naruto'nun farkında olmadan yumruk yaptığı avucunu hızlıca açmış, böylece ikisi de büyük morluğu görmüşlerdi.
naruto'nun avucunda kan renginde bir morluk vardı ve yara her nasılsa büyüyordu. gerçekten, morluk yayılıyor, parmaklara doğru ilerliyor, kan rengi ten siyahımsı bir hâl alıyordu. kan yahut öyle bir şey yoktu, sadece çürükler vardı ve acısı çok, çok büyüktü.
"bu nedir?" diye mırıldandı naruto, acıya karşı doğuştan gelen büyük bir direnci vardı ama canının yanmasına engel olamamıştı.
daha fazla buna müsaade etmedi diğeri.
"yaranı inceliyorum, biraz sabret."
sarışın, sasuke'nin o ana kadar onun bir adımlık mesafesinde olduğunu bilmiyordu. fark edememişti. şimdi kendisi iki bacağını zemine bırakmış bir şekilde bekliyordu ve sasuke de dizini kırmıştı, buz gibi eli küçüğün nahif elini alışılmadık bir özenle tutarken, naruto onun bu kadar yakında olduğunu anca birkaç saniye sonra anlayabildi.
siyah saçlı genç sarışının üzerine eğilmişti, başı eğikti. derin gözlerinde kavradığı ele yöneltilmiş dikkatli bakışlar vardı. içlerinde hiçbir duygu okunamıyordu fakat tuhaf, çok tuhaf bir eda o bebeklerde kendine yer edinmişti.
yutkundu naruto, ve fark etti, buz gibi parmaklar onu kavrarken incitmekten çekiniyordu.
göğsüne sıkıntılı bir sancı girdi. büyük oğlanın tenine değen teni, o büyük acıyla bir kez daha sarsıldı. refleks olarak elini ötekinden kurtarmak için kendine çekmeye çalıştı, ama sasuke buna izin vermedi.
"sabret," dedi tıslarcasına, naruto başını kaldırıp ona bakmak istese de avucundaki dalgalı acı buna mahal tanımıyordu. şimdi artmıştı, ne yapacağını bilmediğinden ayaklanmak istiyordu, sanırım iyileşmesi için köye dönmekten başka çaresi yoktu.
fakat bir an sonra tuhaf bir şey oldu.
soğuk parmakların kendinden ayrıldığını anımsadı, soğuk ten teninden kopunca içini anlamlandıramadığı garip bir his alacaktı ki başını kaldırdı, sasuke'nin hızlıca birkaç el işareti yaptığını ve sağ elinde çakra topladığını gördü. deniz rengi gözleri farkında olmadan irileşirken, "siz," diye mırıldandı, fakat büyüğün soğuk sesi kesti cümlesini.
"iyileştireceğim, biraz zaman alacak. köye dönene kadar acın artacaktır."
işte böylece şimdi karşılıklı diz çökmüşlerdi ve naruto, dakikalardır ağzını açıp sasuke'ye tek kelime edemiyordu.
yaralı eli büyük olanın önündeydi, sasuke elini onun eli üzerine getirmiş, tekniği hemence uygulamaya başlamıştı. avuçları birbirine değmiyordu fakat naruto kendisini iyileştiren çakranın içini sıcacık ettiğine yemin edebilirdi, sanki sasuke değmeden onun elini tutuyordu, işte şu an hissettiği böyle bir şeydi.
o metalik çakra nasıl da sıcacık, diye düşünmüştü istemsizce, ve sonra yanağının içini ısırmıştı saçmaladığını düşünerek.
sasuke'yse sadece bereli tene bakıyordu. tek kelime etmemişti hiç, susuyordu ve bu, naruto'nun göğsündeki dakikalardır süren o sıkıntı ikiye katlamıştı. büyüğün biçimli koyu kaşları hafif çatıktı, kırmızı dudakları hiç aralanmayacakmış gibi birbirine bastırılmıştı.
