Bölüm 2: Ejder Ruhunun Prensesi

35 6 4
                                    

Kan ve gözyaşıyla kutsanmış hayatlar da güneşi görebilir mi bir gün? Soğuk elleri sevgiyle sıcacık olur mu? Yoksa yanıp kül mü olur bedenleri?

Kan ve gözyaşıyla kutsanmış hayatlar da güneşi görebilir mi bir gün? Soğuk elleri sevgiyle sıcacık olur mu? Yoksa yanıp kül mü olur bedenleri?

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Heyecandan düşüp bayılmak üzereydim ama şu an olmazdı. Işıklar, disko topu, kokteyller... Her yer o kadar ışıltılı ve güzel gözüküyordu ki! Şu anı hiçbir şeyin mahvetmesine izin veremezdim. Hayatımda ilk defa yaşadığım bu duyguyu içimde bastırmak zorundaydım. Rönesans tablosundan çıkma manzaralar, eski bir kitabın içindeymişim gibi hissettiriyordu. Bir yerlerden prensim falan çıkabilirdi. Eminim birazdan beni balodan kaçırmaya gelecekti. Heeseung'a haksızlık yapıyormuşum hissini bastırmaya çalışırken, göz göze geldik. Gerçekten bir prensten farksız gözüküyordu. Gözlerinin içi adeta parlıyordu bana bakarken. Işıltılı aurasını anlayabiliyordum. Benim aksime o herkesin sevdiği, herkesle iyi anlaşan ama çok da popüler olmayan bir tipti. Sanırım bu yüzden iyi anlaşıyorduk. İkimizin de birazcık anksiyetesi vardı. Tamam kabul ediyorum. Benim birazcıkdan biraz fazla anksiyetem olabilir. 

Işıltılı balo prensim, bana yakınlaştı ve elimi tuttu. Bir masalın içinde miydim yoksa az önce gördüğüm rüyanın içinde mi? Bir kabus olmasından korkuyordum. Her şeyin mahvolmasından. 

Gözlerim Heeseung'un gözlerindeyken, kulaklarım çalan parçayla iyice havaya girmişti. Bu parça... ''Andre Rieu'nun'' The Second Waltz' ı değil miydi? Hani şu masal prenseslerinin yakışıklı prensiyle dans ettiği müzik? 

Dans etmeyi bile bilmiyordum ama ayaklarım Heeseung'a çoktan ayak uydurmuştu. Aşkın varlığına inanmıyordum ama sadece bu duyguyu hayatımda bir kez olsun yaşamak istemiştim. Masallardaki prenslerin gerçek olduğuna bir kaç saat inanmak, ayaklarımın yerden uçtuğuna tanıklık etmek istiyordum. Sanırım bu anı hayatım boyunca unutamayacaktım. Ve bunu bana yaşattığı için Heeseung'a teşekkür etmek istiyordum.

Her masalın bir sonu vardır öyle değil mi? Heeseung'a sarılıyken odanın köşesinde bir silüet görmüştüm. İlaçlarımı şu sıralar aksatıyordum. Sanırım yine olmayan bir şeyler görmeye başlamıştım. Benim için en güvenli yer ev değil miydi? Neden çıkmıştım sanki!  

Çalan tek romantik ve slow parça aniden rock parçalarıyla yerini değiştirmişti. Sonuçta bu bir rock partisiydi. Çok da şaşırmamak lazım. 

Hiçbir şey düşünmeden sadece dans etmek istiyordum. Herkes kendisiyle o kadar meşguldü ki benim muhteşem dansımı birinin takacağını hiç sanmıyordum. Tek bir gece... Yalvarırım normal insanlar gibi eğlenmek istiyorum. 

Az önce gördüğüm siluet şimdi daha yakınımda, bana bakıyordu. Diğerlerinden farklı oluşu her şeyinden anlaşılıyordu. Partideki normal biri olmadığını uzaktan anlamıştım. 

Bu yüz... Bu gözler... Rüyamda gördüğüm ve bana seni almaya geleceğim diyen gözlerle aynıydı! Partideki herkesi öldüren, beni ısıran şu vampir? Hayır hayır! İlaçlarımı içmediğim için halüsinasyon görüyordum. Gerçek olamazdı. 

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 20, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BOY IN ROCK PARTYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin