Ç.K/4.BÖLÜM

823 65 35
                                    

Bilinmeyenin yazmasının üzerinden neredeyse iki hafta geçmişti, bugün günlerden cuma idi. Ve hafta sonu babam da kalacağım için okuldan beni babam alacaktı.

Şimdi ise beden eğitimi dersi için üzerimi değiştiriyorum. Altıma siyah bir tayt uzerime ise beyaz bol bir tişört giymiştim. Spor salonuna girdiğimde bir köşeye geçtim ve yanıma aybike geldi.
Ve yanımda öylesine bekledi.

Beden dersi 12-C ile olduğu için sınıftakiler biraz sessizdi. Cünkü bizim sınıf ile o sınıfın arasında bi husumet var. Doruk'lar ile Tolga'lar düşman olduğu için galiba. Inanın neden düşman olduklarını bilmiyorum.

Doruk'lar spor salonuna girdiğinde bakışları ilk olarak tolga'ya kaydı. Kaşlarını çattı ve konuştu.

"Oo kimleri görüyorum. Bir avuç şerefsiz "dedi tolga ve arkadaşlarına bakarak.

"Şştt bozma ağzını Atakul, hiç yakışıyor mu sana" dedi

"Doğru söylüyorsun bir şerefsiz ile aynı okulda okumak bana hiç yakışmıyor. Bu yüzden seni en kısa sürede yollamak lazım " dedi doruk, kahkaha attı tolga

"Güzel şakaymış bir daha yapsana" dedi o sırada hoca geldiği için susmak zorunda kaldılar. Herkes kendi sınıfımın sırasına geçince hoca yoklama aldı. Daha sonra ise serbest bıraktı. Ne yapacağımı bilemez bir şekilde etrafa bakarken bir ses duydum.

"Merhaba" dedi melisa, bu kız ile aynı sınıfta olmama rağmen toplasanız üç kere falan anca konuşmuşumdur.

"Merhaba"diye karşılık verdim. Gülümseyerek bakıyordu bana yani ilginç bi aurası vardı. Huzur veriyordu insana.

"Şey birlikte badminton oynayalım mı? Yani hiç kimse benimle oynamadı da" dedi

Bu dediğine şaşırmıştım çünkü zaten sınıftaki herkesle kanka gibiydi. Yani istese şuan birsürü kişi yığar ve oynardı. Bu durumu garipsemiştim ama zaten bende boş boş durduğum için kabul ettim.

İtiraf etmeliyim ki çok iyi badminton oynuyordu. Ama bende armut toplamıyordum bu yüzden arada benim de kazandığım oluyordu.

"Fazla mı iyi oynuyorsun ne?" Diye sordum gülerek

"Evet evet yani ortaokulda bi ara bir kızla rekabet edecektim. Ağzına sakız olmayayım diye gece gündüz badminton oynardım " dedi

"Vay be tuttuğunu koparanlardansın galiba? "Dedim güldü. O sırada 'asiye dikkat et' diye bir ses duydum kafamı çevirdiğimde basketbol topunun benim üzerime doğru geldiğini gördüm.

Hemen kollarımı kendime siper ettim ve gelecek olan topu bekledim. Bekledim bekledim ama yok vücudumda hiç top izine rastlamadım. Yavaşça gözlerimi açıp, kendime siper ettiğim kollarımı çözdüğümde karşılaştığım manzara şaşırmama sebep olmuştu.

Doruk Atakul önüme geçmiş ve bana doğru gelen topu yakalamıştı. Çok şaşırmıştım hatta bâya şaşırmıştım. Doğrusu onunla çok da iyi anlaştığımız söylenemezdi. Yani çok fazla zıttık birbirimize buna rağmen basketbol topundan kurtarmıştı beni.

Yani ben olsaydım oturur izlerdim. Şimdi fark ettim de ben sanki fazla mı acımasız mışım ne?

Hâlâ donmuş bir şekilde gözlerinin içine bakıyordum. Bir de çok yakın durmuştu bana nefes almakta bile zorluk çekiyordum. Sonra kendisini toparladı ve elindeki topu tekrar sahaya atarken konuştu

"Oynamayı bilmiyorsanız oynamayın " dedi C erkeklerine daha sonra tekrar arkasında bıraktığı bana baktı, yanıma geldi ve kulağıma fısıldadı.

"Sen de çok fazla ayak altında dolaşma, yoksa başıma bela açacaksın " dedi son kez gözlerime baktı ve gitti.

HÖDÜK

YOK YOK HÖDÜK BU ADAM

YONTULMAMIŞ ODUN

Hayır yani iki dakika diyorum ki ay ne iyi bir insanmış iki dakika sonra geliyor ve tüm sinir sistemleri mi yerle bir ediyor.

Yok neymiş de fazla ayak altında dolaşmamalıymışım inat değil mi dolaşacağım işte

Spor salonun çıkışına doğru giderken basketbol ve voleybol oynayanların tam da içinden geçtim. En son çatılı kaşlarım ile ona baktığımda, dudağının kenarı kıvrılmış bir şekilde bana baktığını gördüm. Bu dahada sinirlenmeme sebep oldu.

Ayaklarımı yere vura vura gittim soyunma odasına ve hemen duş alıp üzerimi değiştirdim. Zaten ben duş alırken de salondakiler gelmişti.

***

Son ders zili de an itibarı ile çaldığı için çantamı alarak sınıftan çıktım ve kapıda bekleyen babamın arabasına bindim.

"Nasılsın bebeğim " dedi arabayı sürerken

"Iyiyim baba" diye kısa bir cevap verdim konuşmanın daha fazla uzamasını istemiyordum. Çünkü ına hâlâ annemden boşandığı için kızgındım. Benim gül gibi annemi nasıl terk edebilir hiç anlamıyorum.

Eve geldiğimizde direk odama çıkarak çantamı kenara koydum ve telefonu ku elime aldım. Sekiz yeni mesaj, girip baktım.

Bilinmeyen numara: Selam çilekli kek

Bilinmeyen numara: Hafta sonuna girdik, babanın yanındasın

Bilinmeyen numara: Ben şimdi seni çok özleyeceğim

Bilinmeyen numara: Bugün o doruğun yaptıkları da gözümden kaçmadı

Bilinmeyen numara: Ne o öyle kulağa fisıldamalar falan

Bilinmeyen numara: Hayırdır yani

Bilinmeyen numara: Neyse ben seni biliyorum, şimdi böyle konuştum diye bana kızacaksın ama ne yapayım

Bilinmeyen numara : Kıskanıyorum seni...

Evet evet bir haftadır yazıyordu ama ben hâlâ geri gideceğini biliyordum.

Hergün sabah saat 08.00 ve 11.00 da günaydın ve iyi geceler mesajları atıyordu.

Aşağı indiğimde babamın pizza söylediğini gördüm. Netflix'den bir dizi açtık ve izleyerek yemeğimizi yedik. Daha sonrada geceye kadar sohbet ettik.

Yukarı odama çıktım uyumak için üzerini değiştirerek yatağa girdim tam i sırada bir bildirim sesi geldi.

Bilinmeyen numara : En tatlı rüyalar senin olsun

Bilinmeyen numara : Iyi geceler

🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓🍓

Doruk atakul artık okulda da online gibi sanki ha?

Kesinlikle en best bölümümdü

Öperimmm🍓❤🍓

ÇİLEKLİ KEK - AsdorHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin