Spk/6

331 22 3
                                    

Uzun zamandır yazmıyorum hala okuyan kaldımı emin değilim ama sapığa bölüm yazmayı özlemişim.
En çok sıkılmadan yazdığım kitaba bugün tekrar bölüm atmaya geldim okuyanlara iyi okumalar :)

Yağız denen şeref yoksunu bana bıraktığı bir yığın düşünceyle odadan ayrılmıştı, şimdi bütün gerçeklerle yalnızdım.
Burada o kadar zorluk yaşarken meğersem bir milyarder olmuşum haberim yok, ama böylesine güzel bir haber beni niye mutlu etmiyordu?

Sevdiğim adamın ölmeden önce bana para bıraktığı için mi?
Yoksa alışmaya başladığım adamın hapse gireceğini duyduğunda güvenerek bana para bırakmasına mı?

Yataktan inip yere otururken dizlerimi göğsüme kadar sıkıca çekip kafamı oraya gömdüm.. Aptalın tekiyim.
Yada öyleydim ama artık olmayacaktım, madem beni kaçırdı bedel ödeyecek, elbet beni bulmaya çalışan birileri de olur.

Eminim bu evden ayrılmadan önce iz bırakmamak için yağız denen herif her yeri temizletecektir, o zaman bende bulunmayacak yerlere parmak izi bırakmalıyım diye içimden geçirirken hızla odanın içinde bulunan kapıyı açtım, tahmin ettiğim gibi küçük bir lavaboydu.

Klozetin üst kapağının üstünde önceden olduğu belli olan kırığa elimi uzatırken içindeki en dip köşelere parmağımı bastım sonra dışı yuvarlak bir şeyle kaplı aşşağı sarkmış lambanın etrafına ve bunun gibi bir çok yere parmağımı basıp oda içindede birkaç yere iz bıraktım.

Lavobodan geri odaya girdiğinde yatakta yayılarak tuvalet kapısına gözünü dikmiş yağızı görmemle irkilerek ağzımdan istemsiz bir çığlık çıktı.

"neden geri geldin" diyip belli etmicek bir soğuk kanlılıkla yatağın tam karşısındaki koltuğa oturdum, unutma ki Asya sen herşeyden önce bir hukuk öğrencisisin.

Çocuk beni baştan aşşağı süzüp yerinde doğrulurken" ne yapıyordun " diye benim soruma karşılık soru sorunca göz devirerek geriye yaslanıp" ne yapabilirim, işedim... Sen cevap ver" derken yağız ciddi olan ifadesini rahata bırakıp " herneyse biraz sonra buradan toz oluyoruz o paragöz arkadaşın doruk polisle buraya gelsin istemem" diyip yerinden ayaklanarak oturduğum yere eğildiğinde kafamı ters tarafa çevirirken yüzüme sıcak nefesini üfleyip çenemden sıkarak kendine çevirip" hazırlan diyeceğim ama zaten eşyan yok, gerçi üstündekilere bakıyorumda çöpten giyiniyordun herhalde dua etki artık seninle ilgilenecek bir kocan var" diyip hareketlenirken ona tiksinerek baktım, kocan lafı herhalde bir insanın ağzında en fazla bu kadar itici durabilir.

Kapı dibine gelen yağız tek kaşı kalkık bir şekilde tekrar bana dönerken daha yeniye nazaran uyarıcı bir tonda " ha unutmadan söyliyim, bir daha ben sana yaklaştığım için kafanı çevirirsen hiç iyi şeyler olmaz" hah anca lafta parama ihtiyacı var hiç bişey yapamaz.

"hiç birşey yapamazsın... Korkak" son sözlerim fısıltı tonunda çıkarken yağız ellerini cebine atıp kafası eğikşekilde biraz sesli gülerken kaşlarımı çattım, söylediklerim komik değildi.

"evlenene kadar sana zarar veremem sanıyorsun değil mi?... Veririm hemde hayatında tramva yaratıcak bir ceza veririm sana" diyip beni boydan aşşağı süzerek odadan çıktığında istemsizce ürpermiştim.

🔹🔹🔹🔹🔹🔹🔹🔹

"deniz sen karıcığımı arabaya bindir, asel sen benle kalan malları almaya depoya gel" diyerek yağızla arkadaşı denizin ikizi asel bu soğuk havada bizi yalnız bırakırken ellerim bağlı olduğundan hiç sorun etmeden arabaya bindim.

SAPIK/2(K.A.Ç) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin