Spk/2

598 39 26
                                    

Bileğine yapıştığım gibi onun konuşmasını umursamdan sadece hızlı bitmesi için özetle kampüsleri gösteriyordum ondan sonrada tek derdim zaten geç kaldığım adalet dersine girmek.

En son ki kampüsün önüne geldiğimizde daha fazla dayanamamış olacakki bileğini benden ayırırken sinirli bir şekilde olduğu belli olan kahkahasından sonra beni işaret edip " hem beni öylece peşinde sürükle hemde adın harici bişey bilmeyeyim. Yok öyle şey kafana geçirmişsin Bi şapka altın desen evde depresyona girmelik kıyafetler, ellerin küçük vede adın Asya olmasa kızmısın erkek misin anlamıcam amk, ben yüzünü görmediğim insanlarla dolaşamam" diyip sırtını arkasındaki bölüm camına yasladıpında kuru olan boğazımla yutkundum.

İster istemez kadirle ilk tanıştığım an aklıma gelmişti. ben nikahlanacakken kızmı erkek mi belli değil demişti.
"hey sana diyorum çiçek" dediğinde irkilirken gözlüpümün altından göz devirerek pantolonumdaki çiçek deseninden dolayı böyle dediğini anlayıp hızlıca ilk şapkamı sonrada gözlüğümü çıkarırken alel acele topladığım saçındaki topuzda çözülmüştü.

Can korkmaz denen çocuğun o tiksinen bakışları bir anda değişirken sırtını yasladıpı camdan ayırarak tam önümde dikildi.
"kızmışsın" yok erkekten dönmeyimm tövbe tövbe.
Hızla geri gözlüğümü gözlerime geçirirken şapkamı elime alıp tam yürümeye devam edeceğim sıra elimi tuttuğu için geri durmak zorunda kaldım.

"napıyorsun" sinirli söylediğim söz ona etki etmemiş gibi kıvırcık saçlarını kaşıyıp "el ele tutuşmak daha iyi olur diye düşündüm, hayır kaybolurum çok büyük bir yer nede olsa" dediğinde sadece elimi ondan ayırıp "mümkünse sen bir daha düşünme ikimiz içinde daha sağlıklı olur" diyerek yoluma devam ettim.

Üniversitenin genel olarak her yerini gezdirmiştim ama siz gelin ne gezdirmek onu bana sorun, dakika başı susmadan konuşup kendi kendine gülmesi mi dersin Bi ara kulaklık takıp kendince önümde şebeklik mi yapması dersin Haa En önemlisi de dakika başı durdurup sanki ünlü biriyle tanışıyormuş gibi canla fotoğraf çekinen kızları mı dersin?

En son adalet sınıfımın önünde durduğumuz da rahat bir nefes verip tam sınıfa girecektim ki peşindeki hareketlilikle göz devirip kapıyı açmadan arkama dönerek "senin hatırladığım kadarıyla adalet adı altında bir bölüm dersin yok?... Şimdi git istersen" kibar naif bir konuşma gibi gözüksede sinirden içten içe sıktığım dişlerim resmen ağrı yapmıştı.

Can denen ukala elini bir anda kapının sağ tarafına  atıp beni kafes gibi kapı ile arasında çevrelediğinde hiç kendimi bozmadan elimdeki kitapları daha sıkı tutarak gözlerinin içine baktım.
Kiminle uğraşıyım, dalga geçeyim der gibi olan alaycı bakışlarına yüzümü buruştururken can dilini şaklatıp "seninle bu derse girmek istiyorum ama... Diğerleri beni bayıyo sıkıcı insanlar" dediğine istemsizce kahkaha attım. Hayır yani kendi olayına kendim şahit olmasam diyeceğim ki yol boyu canla muhabbet ettim, ama yok o ayrı kafalardaydı zaten ben sadece yerleri göstermiştim..

"voah gülünce daha da tatlı oluyorsun" dediği gibi anında surat ifadem değişmiş eski soğuk bakışlarla boğazımı temizlediğim gibi " sen benden sıkılmamış olabilirsin ama ben sıkıldım hadi bay bay" dememle kapıyı tutmadan elimi havada yakalayıp göz kırparak "o zaman sonra tekrar görüşürüz" dediği gibi aman Allah korusun diye içimden geçirip derse girdim.

🍁🍁🍁🍁🍁🍁

Bütün günüm resmen can denen herifin dedikodusunu yapıp aşk mektubu yazmaya kalkan arkadaşlarımla geçtiği yetmiyor gibi birde büt'e kalmıştım.
Yorgun argın çıktığım derslerle havanın fazlaca karanlık olduğunu ve ıssız olduğunu gördüğüm gibi Sıkkınlıkla nefes verip telefonumdan saate baktım.
22:34

SAPIK/2(K.A.Ç) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin