Hayattan en büyük kazığı Berke'den yedim.
Bu ani tepkisi karşısında donakaldım. Ondan böyle birşey bekelemiyordum. Dişlerini sıkarak bana bakıyordu her an beni boğabilir hatta belkide... dilim varmıyodu bunu söylemeye. Gözlerimdeki yaşların akmasını engellemek için kendimi inanılmaz şekilde kasıyordum.
Eğer şimdi bu kollarım bağlı olmasaydı. Belkide benim tepkimde onun kadar sert olabilirdi.
Kapıyı öyle bir sert çarpıp çıktıki kapının üzerindeki boyaların bir kısmı yerle buluştu. Sinirlenmiştim daha önce bu kadar sert bir tokat yememiştim.
Şimdi ne olacak? Ne yapacak o şerefsiz bana? Off!!
Kapının ardındaki sesleri dikkatlice dinlemeye başladım. Belki burdan kurtulabilirdim.
Tamam belki bu düşünce hayal gibi birşey olabilir ama asla pes etmeyecektim.
Seslere iyice kulak verdiğim zaman Berke "bu kızın beni öldür diye yalvarmasını istiyorum. Onun için tuttuğumuz şu çocuğu getirin. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar anlattınız değilmi çocuğa? Dedi
Ben senin varyaa Berke! Off ne yapacak ya bu âdi pislik bana ne çocuğundan bahsediyor bu?
Sinirden kafamı yastığa vuruyordum gerçekten çok gerilmiştim.
Iceriye giren bu adamı gördükten sonra tüm fikirlerim beynimde alabora olmuştu.
O gözlerinin içinde bir an kaybolduğumu hissettim bir insan bu kadar mı yakışıklı olabilir.
Kendi kendime sırıttım.
Ama çocuğun bakışları pek tekin değildi?
Bana dostçamı düşmancamı bakıyor orası hiç belli değildi. Beni baştan aşağı süzerek bu mu?dedi salak ya kendini ne sanıyor bu. Ardından Berke'nin sesini duydum. Beğenemedin mi? dedi
Istersen değiştirebiliriz.
"ÖKÜZ" beni meydan pazarında mal sandı. Salak şey. Off ne yapacağım ben ya ?
Derken o cocuğu içeri atarak kapıyı kapattı.
Heyy Berke bırakma beni. Berkeee diye bağırdım. Ama nafile...
Derken adını bilmediğim bu yakışıklı şahıs kapıya vurarak;
Ben vazgeçtim çıkarın beni burdan diye bağırmaya başladı. Ben gözlerim yarı sulu yarı susuz ağlamaya başladım.
Yanıma yaklaşarak adım Emir "merak etme sana hiçbisey yapmayacağım ama şu çeneni kapatırsan" dedi sinirle. Bense o arada çığlıkla bağırıyodum. Sinirlerim ve duygusallığım tavan yapmıştı. Yerimde adeta kaçmaya çalışan bi kuş gibiydim. Bu hareketlerim Emir'in dikkatini çekmiş olmalı ki yanıma yaklaşarak
"Bak kızım beni delirtme yoksa herşey senin için kötü olacak"dedi bense o anda elimi yumruk yaparak sıktım.
Kendisi ise sinirle oradan oraya koşarak
'Off ben ne yaptım böyle bu fikri nasıl kabul ederim diyerek kendine öfkeleniyordu.
Artık bana cesaretmi geldi ne geldiyse "sen bana hiçbirşey yapamazsın" dedim dişlerimi sıkarak.
Çok iğrendirici bir şekilde gözlerimin içine bakarak sırıttı. Elleriyle saçımı kulağımın arkasına itti. "Şuan sen benimle bu odadasın ve sana ne yapacaklarımı hayal bile edmezsin onun için aklını başına topla bebeğim" dedi. Bu sözleri çok iğrendiriciydi. Ve midemin bulandığını hissedebiliyordum.
O sözlerinden sonra hareketlerime dikkat ettim. Ve bağırmamaya karar verdim.
Ama gelecekte ne olabileceğini biraz tahmin edebiliyordum.Emir ise duvara dayanmış ve ellerini saçlarına geçirmiş öylece duruyordu.
Biraz sakin bir sesle" Hadi yardım etde şu zincirlerden kurtulayım. "
Dedim . Oradan bana biraz gülümsemeyle karşılık verdi. "Bak Berke'nin sana neden böyle şeyler Yaptığını biliyorum. Ama senin, baban yüzünden böyle şeyleri hakettiğini düşünmüyorum."Dedi gözlerini yere eğerek. Ben ise şaşırmış bir şekilde "seni buraya beni tecavüz et diyemi gönderdi o alçak Berke." Derken gözlerimden yaşlar süzüldü. Engel olamadım kendime ve içimden sessizce küfür ettim.
"Hey sakin ol ben sana birşey yapmayacağım dediysem yapmayacağım bunu kafana sok tamammı. Yoksa bu fikirlerim her an değişebilir." Dedi sertçe
Sonra elini yumruk yapıp duvara geçirdi. Bu hareketini bağlı olduğumdan dolayı pek göremesemde sinirden burnundan soluduğunu fark edebiliyordum.
Ve kapıya atılarak yumruklarını geçirdi.
Heyy çıkar beni burdan ben vazgeçtim istemiyorum böyle birşey. Diyerek kapıyı yumrukluyordu. Bense "hey yavaş ol elini parçalayacaksın" bu sözlerim onu biraz gülümsetsede o pişmanlığı hala yüzünden silinmemışti. O sesleri duyan Berke kapıya dayandı.
Bana bak bu kızı halledeceksin yoksa senide onuda yok ederim haberin olsun bu arada sözündende asla caymayı düşünme seni "Bitiririm". Dedi Berke. ardından Emir yumruklarını sıktı. Ve çok sinirli bir sesle "ben vazgeçtim dedim sana anlamıyomusun bu kızın suçu olduğunu düşünmüyorum benide onuda bırak gidelim. Hiçbir suçu olmadığı halde burada zorla tutulmaya hakkı yok. Diyerek eliyle beni işaret etti.
Bende onu onaylıyormuş gibi başımı salladım. Ve Berke'ye doğru dönerek "Berke lütfen beni bırak bileklerim çok acıyo lütfen..." hem Bak seninde kardeşin var aynı şeyler onun başına gelse..." lafımı tamamlamadan beni susturdu.
Selin'i işe karıştırma o senin gibi değil ki başına bunlar gelsin.
Meydan okur gibi ona bakarak "sen bence beni sorgulayana kadar git kardeşini ne haltlar yediğini önce araştır." Diyerek gözlerimi duvara çevirdim ve kendi kendime içimden küfür ettim.
Yanıma sert adımlarla yaklaştığını hissettim. Ve korkuyla gözlerimi sıktım. Kesin bana vuracaktı..
Elini kaldırdı ve tam vuracağı sırada her ne kadar gözlerime inanamasamda Berke'nin bana vurmasını engelleyen Emir'i gördüm.
Ve ben ŞOK.
Gözlerim fal taşı gibi açıldı. Ve gözlerim bir Emir'de bir de Berke 'de gidip geliyordu. Gerçekten şuan çok şaşırmıştım. Buraya bana zarar vermeye gelen Emir şimdi ise beni koruyordu. Acaba neden dolayı vazgeçti fikrinden?
"Aman neyse böylelerini işi belli olamaz içine belki bir an merhamet doğmuştur hemen güvenmemek gerek". Diyerek dudağımı ısırdım.
Berke sinirle Emir'e doğru döndü "ne o aşıkmı oldun yoksa halladeceğin kıza" diyerek acımsar bir gülüş attı.
Emir'in sinirlenmesini beklerken gayet sakin bir sesle bana dönerek gülümsedi.
Emir'in sinirlenmesini beklerken gayet sakin bir sesle
"Bu bizim aramızda olan şey sen karışamazsın." Dedi