Arkadaşlar hepinize öncelikle çok teşekkür ediyorum. Kitabım için yapılan bu güzel yorumlarınızı siz hiç eksik etmeyin olur mu? Bazı yerlerde noktalama işaretlerine ve yazım kurallarına pek dikkat etmemişim. Bundan sonra dikkat edicem. Umarım kitabım beğenilir bunu için elimden geldiği kadar sürükleyici ve güzel yazmaya çalışıyorum. Tekrar hepinize teşekkür ediyorum. "İyi okumalar"
Bu hayat bana acaba daha ne kadar oyununu oynayacak ya da kazığını atacak mı diyelim biz buna?
Bir yandan Emir'in kanlar içinde yere yığılması bir yandan Berke'nin bana yaptıkları... yeterince fazla değil mi bütün bu olanlar? Çığlık atmalarımdan ve Berke'ye saydığım bu küfürler sesimin kısılmasına yol açtı. Bir süre sonra gözlerim gözkapaklarımı taşıyamaz hale geldi.
Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu. Içimdeki o kurtulma umutları o azmim hepsi yok mu olacaktı? Pes mi edecektim?
Hayır!
-Pes etmek yok sen güçlü birisisin ve asla pes etmeyeeceksin diyerek kendi kendimi teselli ediyordum. Olanca gücümle bagırmaya başladım Berke'ye
-Çekil üstümden hayvan yetmedi mi bu yaptıkların? Daha ne istiyorsun bizden?
Ellerini aniden üzerimden çekti bana doğru sessizce ama uzun bir süre öylece baktı. Galiba vazgeçmişti. Yapmayacaktı bu pisliği bana
Uzun bir süre boynuma öylece baktı.
Bu bakışları beni endişelendirmiyor değildi çünkü çok dikkatli bakıyordu.
Bense tükenmiş bir şekilde ve gözlerimdeki yaşlar oluk oluk akarken ona doğru bakarak;
-bileklerim çok acıyor.
Bir kaç saat sonra
En son hatırladığım şey Berke'ye karşı söylediğim son kelimeydi. Ondan sonra bu haldeydim. Yani bileklerim çözülmüş bir halde ve odada tek başımaydım. Öylece yatağa uzanmıştım. Kalktığım zaman Emir'in odada olmadığını gördüm. En son onu kanlar içinde yerde yığılmış bir şekilde hatırlıyordum.
Biz kaç gündür buradaydık? Ya da kaç haftadır?
Henüz zamanı pek hatırlayamasamda hafızamın yerinde olduğunu ve birşeyler hatırladığımı düşünüyorum.
Yerimden aniden sıçradım ve kapıya koştum. Kapıyı yumruklamaya başladım.
Ellerim yumruklara karşı güçsüz düştü ayaklarım ise benim ağırlığımı taşıyamıyordu.
Yatağa oturdum ve bağırmaya başladım.
-piç kurusu Berke nerdesin sen? ne yaptın Emir'e?
Kapı açıldı. İçeriye orta boy ve orta yaşlarda olan esmer bir kadın girdi. Saçları önüne düzensiz bir şekilde dağılmıştı. Görüntüsü hiç iç açıcı değildi.
Yanıma yaklaştı.
-sen ne kadar güzel bir kızsın. diyerek yanağımı usulca okşadı sendemi Berke'nin oyununa düştün.
-ne oyunu anlamıyorum ben dediklerinizden. O, babamın onun annesine yaptıklarından dolayı benden intikam almaya çalışıyor. Yoksa bilmediğim şeyler mi var? diyerek ayağı kalktım. Fazla direnemedim hem çok acıkmıştım hem de çok başım ağrıyordu. Öylece yatağa tekrar oturdum. Dizlerimi kendime çekerek kollarımın arasına aldım.
-sakin ol sen çok yoruldun ve gördüğüm kadar da acıkmışsın bu pislik sana günlerdir bir şey vermiyor değil mi? Ahh! Berke sen yine ne işler çeviriyorsun. Bekle sana yemek getireceğim. Bu şekilde fazla yaşayacağını düşünmüyorum.