1. Bölüm "Yenilikler"

322 8 1
                                    

Yine taşınmıştık, yeni sokaklar, yeni evler ve gitmem gereken yeni bir okul. İlgisiz bir ailenin içinde büyümekle beraber sürekli taşınıp duruyorduk,babamın memurluk tahinleri yüzüden. Ama bu sefer burası sondu. yani annemle babam öyle söylüyor. Alışamadıkları düzen yüzünden ordan oraya savruluyordum. Evin tek cocuğuyum. Seneye son sınıf olacaktım derslerimin iyi olup bozulmaması ve iyi bir üniversite kazanabilmem için taşınmama kararı almışlardı. En azından önümüzdeki 3 sene boyunca taşınmayacaktık. Bu yaşıma kadar ilgisiz, iş kolik bi bir ailenin içinde büyümeme rağmen sevecen, güler yüzlü ve hayat dolu görünüyor, öyle de davranıyordum ama gerçekte nasılım onu tam olarak analiz edebilmiş değilim.

Yarın yeni bi okula başlıyordum. Yine, yine ve yine yeni bir okul. Günlüğüme bir şeyler karalarken annem seslendi:

"Ezgi, yemeğin soğuyacak, hadi in aşağı seni bekliyorum." 

Annem sekreterdi. sadece pazar günleri izin kullanıyordu. o günde yemek yapmakla, ev temizliğiyle uğraşıyordu. 

"Tamam anne geliyorum"

Ne kadar  ilgisiz olsalar da ya da sevgilerini göstermeyi sevmeselerde beni sevdiklerini bilirdim. Annem ve babam dünyada ki tek varlıklarım, onlar benim için her şeydi. Yemekten sonra duş aldım, uyumak için yorganın altına girdim. Bu ev İstanbul'un en güzel olamasa da güzel semtlerinden birindeydi. Bu ev babamın söylediğine göre dedemden kalmış dubleks bir evdi. Evin eşyaları özenle seçilmişlerdi ama eski eşyalardı. Neredeyse hiç kullanılmadığı belliydi. Eskiden kastımda kırık dökük bir görüntü değilde eskitme bir görüntüydü. Ben bunları düşünürken uyuya kalmış olucam ki sabah güneşi doğmuş, parfümü odayı dolduran annem odaya girmiş hatta yorganımı çekiştirmeye başlamıştı bile "Kalk hadi uykucu, okul vakti" "Tamam ya tamam" diye söylenirken zar zor kalktım ve hazrılanıp okulun yolunu tuttum.

Okul enlemesine baya uzunudu. Kapısında kocaman ELİSA KOLEJİ yazılıydı. Evet okuyacağım okul her zamanki gibi kolejdi. Babamın memurluğundan dolayı tanıdıkları sayesinde rahatça girmiştim bu okula. torpili sevmiyordum ama eğitim için bu okul çok iyiydi. Maddi durumumuz da gayet iyiydi. Ama bu okulun masraflarını karşılamak için trilyoner olmak olmak gerekirdi ya da burslu olarak girmek gerekirmiş benim durumum sanırım ikisinin ortası bir şeydi.

Sonunda düşüncelerimden kurtulup okula girdim. Müdür yardımcısının odasını bulup sınıfımı öğrendim. Müdür yardımcısı sınıfıma kadar eşlik edip, beni sınıfa tanıttı. Arkalardan boş bir yere geçip oturdum. Derslerim değerlendirme olarak ne çok iyi diyebilirim ne de kötü sadece iyi demekle yetinebilirdim.

Şuan ki ders matematikti. Kesinlikle en iyi olduğum ders diyebilirdim. İlk dersten iyi izlenim bırakmanın iyi olacağına düşünerek hocanın yazdığı soruları çözdüm el kaldırdım . İlk ders böylelikle bitmişti. çantamla ilgilenirken arka sol çaprazımda ki bir çocukla göz göze geldim, gülümsedi. Gerçekten bu çocuk çok yakışıklı, yanlış yere falan gelmiş olmalı iç sesimi beynim onaylarken bende küçük tebessüm edip önüme döndüm. Açık kumral saçlarıyla mavimsi gözleriyle resmen  ışık saçıyodu.

Çocuğu düşünmeyi bırakıp bana doğru yaklaşan uzun boylu şirin kıza bende şirince gözlerimi diktim.

Uzun boylu kız "Selam benim adım Burcu" dedi gülümsedim ve uzattığı elı sıkıp "Memnun oldum bende Ezgi" dedim. İyi bi kıza benziyordu. İç sesim hemen analize başlamıştı ama Burcu'ya kanım ısınmıştı. Buru sınıftakilerle tanıştırdı beni ve sonunda sıra o yeşil hırka giymiş cool duran kumral saçlı çocuğa gelmişti. Adı Melih'miş. gülümsedi ve uzattığım elimi sıkmak için ayağa kalktı. Boyu gerçekten baya uzundu. Değişik bir ruh hali bedenimi sarıp sarmalamıştı. Ama her şey için çok erkendi. Hemde çok. Melih iyi ve sevecen birine benziyordu, ciddi görünümün altınta ılımlı ve mutlu etmesini bilen birine benziyordu. İsmini öğrenir öğrenmez nerden vardıysam  bu sonuca ki genelde çoğu insan analizimin en fazla %20si doğru çıkar.

İç sesimi sustururken sıkışan kalbimin üzerine götürdüm elimi, alışmıştım artık ameliyatım için kesin bir gün verilmemişti. Fazla büyük bi ameliyat değildi ama kalp bu bütün hayatımı etkiliyordu. Burcu yanıma oturdu. Günü zar zor bitirebilmiştim. Bu okulu sevmiştim. Etrafta zengin züppelerin ve egoistlerin çok olmasına rağmen hemde.

Yağmurun SesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin