5. Bölüm "Uçurum"

135 6 14
                                    

Ve haftanın son okul günü.

"Mert yarın gidiyoruz dimi ?"

"Ben öyle bir şey demedim."

"Bakarız demiştin ya hani."

"Bakarız gideriz anlamına gelmiyor."

"Ya ama lütfen" deyip tatlı bakışlarımı ona yolladım.

"İşim var, olmaz."

"İşin bittikten sonra götürsen? 1 saatini almaz."

"Vazgeçmeyeceksin dimi?"

"Hayır." deyip kıkırdadım "Anlaştık o zaman."

"Saati ve nerede buluşacağımızı sana mesaj atarım."

"Tamamdır" deyip içten gülümsedim. Melih, Berk'le konuşup şakalaşıyordu. Melih'ten hoşlanmadığımı tamamen kesinleştirdim. Onu sadece arkadaşım olarak görüyordum.

Melih'in yanına geçmek için ayaklanıp yürüyordum ki birinin çelme taktığını hissettim ama hissetmemde biraz geç kaldığım için yere kapaklandım. Hazırlıksız olduğum için de çenemi sertçe yere çarptım.

"Ah iyi misin canım?" diyem yalandan endişeli gıcık bir ses bana doğru eğildi. bu kişi Zeynep'ti. Arkasından Mert'inde yanıma eğildiğini hissettim. Kafamı kaldırdığımda çenemde ki acının tarifi yoktu. Elimi ağzıma götürdüğümde ise kanı hissediyordum. Melih endişeyle;

"İyi misin?" dedi etrafa baktığımda Mert, Berk ve Burcu'nun da yanımda olduğunu fark ettim. Burcu endişeyle korku arasında bir sesle;

"Kan-kanıyor."

"Önemli değil ben iyiyim."

"Zeynep sen ne yaptığını sanıyorsun?" dedi Burcu

"Ben şey yanlışlıkla oldu özür dilerim." dedi Zeynep yine o gıcık sesiyle ve sanırım şuan iç sesimin insan analizlerinde nadir olarak doğru sölediği zamanlardayım.

"Tamam önemi yok." derken ayağa kalkmak için yeltendim. Melih'te koluma girip kalkmama yardım ettim. Ve birisi de buz getirmişti. Yerlerimize oturmuştuk. Bende çeneme buz tutuyordum. Burcu ise önümde Zeynep'e karşı bütün tuhaf hakaretlerini ediyordu. Sadece gülümsüyordum. Ama Zeynep'in kasten yaptığını biliyordum ama şimdilik sorun çıkarmak istemedim. Umursadığım da söylenemezdi gerçi.

Çenemde hafif bir morarık oluştu. Fakat makyajla kapatabilirdim. Mert'i göremeyince etrafıma bakındım. Oda ne Zeynep'le konuşuyordu. Bu kıza gerçekten sinir olmaya başlamıştım. Hem Mert neden onunla konuşuyordu ki. Daha bana 'iyi misin?' diye sormadı bile. Her neyse ya neden umrumda ki.

Umrumda olmadığı halde hala Zeynep'le Mert'e bakıyordum ama ne konuştuklarını anlayamıyordum çünkü yüzlerini göremiyordum.

Mert yanımıza geldiğinde hiçbir şey söylemedi.

Günün geri kalanı sıradan bir şekilde bitti.

Akşamüstü Mert buluşacağımız yeri ve saatini mesaj olarak atmıştı.
***

Sabah kahvaltı yaptıktan sonra giyindim.  Hava fazla soğuk  değildi fakat gideceğimiz yer soğuk olabilir diye kalın giyindim.

Buluşacağımız yer bir kafe önü idi. Kafenin önüne geldiğimde boştu önümde bir araba durdu ve içinden Mert çıktı. 

Tamam zengin olduğunu biliyordum da bu arabalar Türkiye de üretiliyor mu ya? Onu da geçtim en az bi villa parasi eder heralde. Ben şaşkın şaşkın bakmaya devam ederken;

Yağmurun SesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin