(Jimin)
Yağmurlu bir sonbahar günüydü.Bulutlar kendilerini karartmış, ağaçlardaki her bir yaprak kendilerini soldurarak intihar ediyordu.
Pencereden insanların etrafta koşuştururken ki hallerini izlemek eğlenceliydi ama ya bulutlar insanların bu hallerine tanıklık ettiği için daha çok ağlıyorlarsa? bütün bu edebî düşüncelerimden arınmak için perdeyi çekip kendimi yatağa attım.
Gözlerimi kapattığım sırada odama yaklaşan ayak seslerini duymamla hemen yatağımdan kalkıp boy aynasının karşısına geçerek "düzgün yürüme egzersizleri" çalışıyormuş gibi yapıyordum.
Kapıma vurmadan sertçe açtıktan sonra elinde ki uzun ince değnekle odama girip göz göze geldikten sonra da konuşmaya başlamıştı.
"Bakalım kendini ne kadar geliştirdin?"
Babamın dediklerini anlamamış gibi yapıp salağa yatıyordum.
"Yüzüme niye dik dik bakıyorsun? Podyumda olduğunu hayal et ve yürümeye başla."
Derince nefes aldıktan sonra yürümeye başladığım sırada yani 1-2 adımdan sonra babamın bağırmasıyla durmak zorunda kaldım.
"Sen aptal mısın neden adımlarını çarpık bir şekilde atıyorsun ve neden yürürken kambursun!?"
Yüzümü düşürdükten sonra;
"Baba, lütfen artık beni model olmam için zorlama çünkü olmuyor hem ben podyumlarda yürümek istemiyorum."
Sinirle gülümseyerek yine her zaman ki gibi emir vermişti.
"Pekâla, dizlerin üstüne çök ve şu üstündeki kazağı çıkar."
İçimden binlerce küfür ederek benden istediği şeyleri yerine getirdim.
Arkamı dönmüş dudaklarımı dişlerken, sol elimle de sıkıca bacağımdan tutuyordum.
Sırtıma hızlıca inen değnekle beraber irkildiğimde saçlarımdan tutarak kendisine çekip konuşmaya başladı.
"Sanırım sen, onca dayaktan sonra bile ciddiyetimin farkına varamamışsın."
Elleriyle tuttuğu saçlarımı bıraktıktan sonra devam etti..
Tatmin olmamıştı..Çünkü ben ilk defa ondan durmasını istememiştim.
"Seni köpek gibi eğiteceğim."
Elindeki değneğin havadan sırtıma inerken ki seslerini duyabiliyordum.
Her tenime değdiğinde vücudum geriliyordu.
Sırtıma aldığım darbeleri belli bir aradan sonra saymayı bırakmıştım.Yıllardır bu şiddetlere maruz kalmak bir işkenceden farksızdı.
Son gelen vuruştan sonra daha fazla dayanamayıp öylece yere yığılıp kaldım.
.....
Gözlerimi açtığımda hâla çıplak vücudumla yerdeydim.
Gözyaşlarım kurumuş, vücudumda ki darbeler her hareketimde sızladığı için kendimi zor da olsa banyoya atabilmeyi başarmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you belong to me' | jikook
Fanfiction"Eğer bir gün olur da bilinmez bir yola düşersen, kalbinin sesini dinle Jimin..O kalbinden geçirdiğin kişi ben olmasam bile yine de seni o yolun sonunda bekleyeceğim ve eğer kalbin beni geçirirse senin bütün yollarını aydınlatmak için elimden geleni...