Kalbimin orta yerinde bu nası bi cumhuriyet?

89 9 2
                                    

Benim odamın iki yan odası artık ona ait. Aramızda Sevda'nın odası var sadece. Sevda kim diyecek olursan... Sevda buranın yerli malıdır. Burada ki her erkeğin en az bir kerede olsa becerdiği kızdır. Yaşı benden küçük olmasına rağmen başından milyonlarca ilişki geçmiştir. En son Hilmi Bey'in oğlu Sinan'ın odasında masanın üzerinde olduğu rivayet ediliyor. Bir gün oğluyla yatıp ertesi gün babasıyla yiyişiyor. Yalnızlık gibi bir kavram yok onda. Bense 3 senedir yas tutar gibi yalnızım. Hayatımda erkek sinek bile dolaşmıyor. Tere otunun hayatı bile benimkinden daha atraksiyonludur. Ama memnun muyum,evet. Ailem Antalya'da yaşıyor, kardeşim İstanbul'da bense Ankara'da mücadeleye devam ediyoruz. Yani yakın çevremdekiler hep arkadaşım,dostum. Bu holdingede stajımın başarısı sayesinde girebilmiştim. Yaklaşık dört senedir buradayım. İş arkadaşlarımın birçoğunun amacı birbirini becermek olduğu için çok fazla samimiyet kurmuyorum,özellikle erkeklerle. Üç beş kişi vardır samimi olduğum. Hakan, Mehmet, Hatice bunlardan bazıları. Bay ego için başta sevinsemde şuan gerçekten işe yaramazın teki olduğunu gördüm. Malesef arkadaş listeme giremeyecek bu karaktersizlikle. Toplantının ardından odamda çalışırken kapının çalmasıyla dağıldı dikkatim. Bay ego tanışmak için geldiğini belirterek oturdu koltuğa. Toplantıda olanlar için özür diledi sonra da... Uzun uzun anlattı kendini... Aslen Adanalıymış, ama İstanbul'da büyümüş. Almanya'da projeler yapmış falan filan... Ortak tek konumuzsa Adana olmuştu. Küçükken bir süre orada yaşadığımdan bahsettim, oralardan sohbet açıldı derken kaptırdık bir anda kendimizi. Yalana gerek yok, güzel sohbetti. Ama yapmam gereken işlerden bahsederek odasına postaladım bay egoyu. Kalan yerden devam ettim işlere. Birkaç gün üst üste kahve molası isimli ziyaretiyle devam ettik konuşmaya. Aslında banada iyi geliyordu. Yasemin'in yaşadıkşarından sonra biraz gülmek, biraz unutmak sanki ilaçtı benim için. Böyle böyle geçen bir haftanın ardından öğle arası arkadaşlarla dışarı çıkarken ona da haber verdim. Seve seve kabul etti. Gittiğimiz lokantada karşıma oturdu. Buraya kadar her şey güzelken bir anda durumlar değişmeye başladı.
Gözlerinin elası dikkatimi çekti. Saatlerce seyretmek istedim. İlk defa kirpiklerinin ahengini gördüm. Ufak bir gülümsediğinde sol yanağına konan gamzesini fark ettim. Sanki... Sanki şiir olmuştu varlığı bana. Bir anda her yere onu yazmak geldi içimden. Dökülsün istedim kağıtlara. Sonra al al oldu yanaklarım, titremeye başladı ellerim. Sanırım heyecanlanmıştım. Neydi ki bu aramızda ki? Hatta aramızda olan bir şey bile yoktu. Sadece ben bir film gibi seyrediyordum onu, hoşuma gitmişti bu seyir. Tam filmin orta yerinde göz göze gelmekte rahatsız etti beni bir anda. Kaçırdım gözlerimi hemen. Ya anlarsa diye ödüm kopsa da hiç çaktırmadım. Aklımda bir anda Yalın'ın şarkıları yer buldu. Mırıldanmaya başladım "Kalbimin orta yerinde bu nasıl bir cumhuriyet? ". Sonra bay egonun bana bakıp güldüğünü görünce sustum hemen. Yemeğin sonuna kadar da göz göze gelmemeye çalıştım. Ve sonunda bitti...Holdinge girince de işleri bahane edip hızlıca geçtim odama. Dosyalarda, hesaplarda, ajandalarda kayboldum.. Ve şimdilik en iyisi buydu.

BAY EGO Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin