İş çıkışı aradım hemen Yasemin'i. Evde olup olmadığını öğrenmek için aramıştım ama cevap vermedi. Birkaç kere aradım üst üste. Fakat farklı bir şey olmadı. Uyuyordu sanırım, bu yüzden boşver dedim kendi kendime..
Zile basmadan anahtarımı buldum neyse ki. Yasemin diye seslendim defalarca ama yine telefonuma cevap alamadığım gibi bu sefer ses yoktu. Odasını kontrol ettim, gardolap boştu ve ufak bir not vardı yatağın üzerinde.. " Kaan'la barıştık, bir süre tatil yapmayı düşünüyoruz lütfen arama" diye bir not. O anda ki öfkemi hiçbir kelime anlatamaz. Tekrar aynı hikayeyi yaşıyorduk resmen... Şöyle ki; Yasemin ne zaman Kaan'la küsse benim yanımda affetmeyeceğini söyleyip tekrar affeder. Aynı hikayenin yeni versiyonunu yaşamıştık işte... Lakin bu sefer haber vermemesi tuhaftı, önceden olsa arar çığlık çığlığa biz barıştık diyip beni çok sevdiğini söylerdi. Her neyse deyip üstümü değiştirmeye karar verdim. Giydim en güzel pijamalarımı, mutfağa indim. Gayet leziz olan sandviçimi elime alıp salona geçtim. Ama bir şey dikkati mi çekti, Yasemin'in bilekliği kapının önüne düşmüştü. Hemen elime alıp vestiyerde ki kutulardan birinin içine koydum. Çıkarken düşürmüş olmalıydı..Saat 07.10 olmuştu. Bunun anlamı da artık uyanmam gerektiğiydi. Hazırlandım,birkaç bi şey atıştırıp çıktım evden. İş yerine geldiğimde gözlerim Bay Ego'yu ararken bir anda ela gözlerini yakaladım. Büyük bir gülümsemeyle selam verip geçtim. Ve odama girdiğimde yepyeni bir iş projesi masamın başköşesindeydi . Aslında iş projesi denemez buna, 2 günlük kısa süreli tatildi sanki bu. Antalya'da yapılacak bir firmanın tanıtım partisine davetliydik ve bizim bölümden iki kişi gidecekti. Çok sevinmiştim duyunca hemen Hilmi Bey'in odasına gidip kimlerin gideceğini öğrenmeliydim ama önce Hatice'yle kahvemizi içmeliydik. Şekerli Türk kahvemi de yanında getirmişti Haticem sağolsun...Sohbet koyuydu. Sabah Bay Ego'ya olan gülümsememi fark eden arkadaşım onu sormadan olur mu? Biraz dirensemde başladım anlatmaya...Ve ben ilk defa Egemen'den bahsetmiştim birine. İlginç bir şekilde hoşlanıyor gibiydim ondan. Sevgilisi olup olmadığını bilmeden, en sevdiği yemeği, favori rengini, burcunu ve daha birçok şeyi öğrenemeden kapılmıştım ona. Umursamaz tavırlarının yanı sıra benimle konuşma çabaları hoşuma gidiyor, çapkınca gülümsediğinde dudaklarına misafir olmak istiyordum. Bakışlarında kaybolup gezmek istiyordum onu. Ve bunları Hatice'ye anlatmıştım. Yılların saltanatı böylece nasıl çöker diye şaşkındı canım arkadaşım. Hemde bu kadar kısa zaman da.... Hayretler içinde dinledi beni. Nasıl oldu, ne zamandan beri diye milyolarca soru sordu. Hepsini anlatım ona, yemek yediğimiz günden beri olduğunu söyledim falan filan...
Sonra Hakan geldi odama, sustuk ikimizde bir anda. Yarın gece ki Göksel konserinden bahsetti bize. Çok fazla işim olduğunu söyledim. İkna etmek için kırk takla attı. En sonunda telefonunda ki şarkılarla ikna etmeye başladı. İlk şarkıysa Göksel'in yıllar önce ki şarkısı "Bi seni konuşurum" olmuştu. O anda sanki şarkıyı ben yazmışımda Göksel okumuş gibi oldu. Daha fazla inatlaşmadan kabul ettim. Biletleri ayarlamıştı bile, verip gitti bizimkileri...
Kahvelerle birlikte sohbetinde sonuna geldik. Yapılacak bir ton iş vardı çünkü. Hatice gider gitmez tekrar bi göz attım bu yeni projeye. Canımı sıkan tarafıysa sadece iki kişinin gidecek olmasıydı. Kiminle gidecektim? Bay Ego mu yoksa biricik dostum Hatice mi? Kafamda deli sorular... En iyisi Hilmi Bey'e sormaktı. Belki de gidecek olanlar bellidir ve seçmek zorunda kalmam diye sevindim. Ki zaten düşündüğüm gibide oldu. Gidecek isimler belirlenmiş önceden. Kiminle gideceğimi sorduğumda Bay Ego'nun da gideceğini söyledi Hilmi Bey. Sevinmiştim bayaa lakin bir yanlış anlaşılma olmuş. Bana burda daha çok ihtiyaç olacağından Hatice ve Bay Ego'nun birlikte gideceği söylendi. Ufak çaplı şok geçirsem de bir şey diyemedim. Yapışamadım adamın ceketine " Ben neden gidemiyorum haaaa?" Diye. "Peki o zaman ben haber vereyim onlara, iyi günler " diyerek çıktım odadan. Merdinvenleri oflaya puflaya inerken Bay Ego ile çarpıştık. Bir sorunumun olup olmadığını sorduğunda hayır diyerek kapattım konuyu...Öğleden sonra ikisini de odama çağırıp etkinlikten bahsettim. Çok sevindiler. Hatice duyar duymaz annesine haber vermek için çıktı odadan. Bay Ego ile baş başa kaldık..
-Sen?
+Anlamadım?
-Sen diyorum,gelmeyecek misin?
+Malesef Egemencim seni birde Antalya'da hiç çekemem...
-Tüh ya...Eğlenirdik birlikte.
+Boşversene siz gidin bakın keyfinize. Hem ben gerçekten yoğun olucam o hafta. Ama illa ki eğlence istiyorsan yarın ki Göksel konserine sende gel?
-Ha şu Hakan'ın bahsettiği konser mi?
+Evet evet o.
-Tamam olur ben bi Hakan 'la konuşayım bileti kalmış mı acaba :)
+ Vardır vardır merak etme. Neyse benim şimdi bazı görüşmeler yapmam gerekiyor.
-Ben ufaktan gideyim o zaman. +Görüşürüz.
Evet Bay Ego'ya söyleyebildiğimin hepsi bu. Seni birde Antalya'da hiç çekemem.. Yalanın daniskası. Ben onun adını duyar duymaz ilk akşam yemeğimizde hangi ruju süreceğime bile karar vermiştim oysa ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAY EGO
Teen FictionHayatımız bir albüm ve biz o albümde ki her şarkıyı yaşıyoruz. Adına da kader deniliyor.