Karanlık- 3

117 14 5
                                    

******

Hastaneden artık taburcu edilmiştim,evimize gelmiştik anladığım kadarıyla salonumuzdaki o en sevdiğim rahat koltuğa oturmuştum daha doğrusu oturtulmuştum.Evimi göremiyordum artık bu o kadar sinirimi bozuyordu ki... Aydınlığı görememek,gündüzü,geceyi bilememek,annaemin o sevimli yüzüne doya doya bakamamak.Bu bana Tanrı'nın bir cezası mı yoksa?Çok iyi bir kul olmasamda iyide bir kuldum esasında.Ağlamamam,kendimi öldürmemem veya zarar vermemem için herhangi bir neden veya sebep yok ortada olamazda.Körüm ben kör lanet olası, gözleri görmeyen bir kör.Kendi durumuma acıyorum ben kör olamam ben olamazdım.Elimden sadece ağlamak haykırmak geliyor ve yapıyorumda.Avazım çıktığı kadar bağırıyorum ve ağlıyorum.Karanlığımın içinde boğuluyorum.Karanlıkta dahi uyumaya korkan ben  artık karanlıkla yaşıyorum.Bu benim hakkım olamazdı.Ağlıyorumm... Sadece ağlıyabiliyorum...

 Ne kadar süredir ağladığımı haykırdığımı bilmiyorum,ne kadar yorulduğumu bilmiyorum ama uyuyakalmışım.Ellerimde hissettiğim sıcak yumuşak ve geniş ellerin verdiği huzurla uykumdan uyandım ama ne fark ederki etraf yine karanlık.Aydınlık Dünya yok oldu artık.Elimdeki sıcaklık daha da arttı ve elimi sarmaladı.Emindim bu Ateşti.Onu sıcak ellerinden dahi tanıyabiliyorum.Nefesini buram buram içime çekebiliyordum.Bu bana verilen en büyük hediye.Evet büyük bir cezam var kör olmak...Lakin cezama eş değer olacak büyük bir hediyemde var 'ATEŞ'....

"Uyandığını biliyorum çirkin ördek yavrum"

"ben bilmiyorum ama"

"hey güzelim sil bakalım o tuzlu su çeşmenden akan gözyaşlarını.Tuzlu su surata iyi değildir bitanem,ağlamayı kes yok ben seni keseceğim!"

istemsizce gülümsedim sessiz kaldım ve gözyaşlarımı sildim.Bu halimde nasıl gülebiliyorsam artık.Deli olmalıydım bunu için , yakında o da olur Adel hiç süphesiz.Ateş ellerini yüzümde nazikçe gezdirdikten sonra saçlarımı okşadı,kafasını boynuma gömdü ve derince bir nefes alıp

"Çilek kokulu Adelim benim.Kokuna bayılıyorum seni daha da eşssiz kılıyor , beni daha da cazip ediyor.Beni sana daha da bağlıyorr.Ama sen üzülünce,ağlıyınca o koku neye dönüşüyor biliyor musun?Hani şu bonzai içip içip ejderhalar gören apaçi serseriler varya hah işte onlara benziyor ve onlar gibi kokuyorsun aşkım." dedi.

"Bonzai mi? Ateş allah belanı vermesin.Çilekten nasıl bonzaiye geldin ya.Ben apaçi mi oluyorum şimdi?"

"hahahaha mm... evet çirkin ördeğim hemde şu kirpi kafalı apaçilerden."

"Ateş döverim seni ya sensin apaçi hıh!"

"bana trip atan o ağzını yerim zaten yiyeceğimde"

" nasıl ne yem..." derken dudaklarımda Ateşin dudakalrını hisettim.Alt dudağımı dişledi ve ufak bir inleme yaşadım.Ama daha da bastırarak ve beni kendine çekerek öpmeye devam ediyordu.Yavaş yavaş beni koltuk sandığım bişeyin üstüne yatırdı ve üstüme çıkarak öpmeye devam etti.Hoşuma gidiyordu.Mutluydum ama karanlıklar içerinde yaşadığım bir duyguydu sadece.Gene kör olma durumum aklıma geldi.Berbat hissetmeye başladım Ve Ateşi dudaklarımdan ayırdım.

"Ne oldu Adel gene?"

"Daha ne olabilirki Ateş ben bir kö...."

"şşş... sakın ağzına şu anda söyleyeceğin kelimeyi alma!Eğer alırsan seni ciddi anlamda döverim , üzerinde türlü türlü işkenceler uygularım beni anladın mı Adel hanım?" dediği anda sesli şekilde yutkundum.Yüzünü göremiyordum ama hayal edebiliyordum;kaşlar çatık,dudaklar büzülmüş ve saçları dağınık bir şekilde bana bakıyordu emindim.Ateş kolunu omzuma atıp yanıma oturdu.Oturduğunda bacakları bacaklarıma gövdesi gövdeme değiyordu ve saçlarımı kokluyordu.Tam bu sırada dış kapı açılmıştı eve birileri geldi.Ateile beraber olduğumdan beri Annemle babamın hiç sesi çıkmamıştı.Galiba şirketten dönmüşlerdi.Her zaman saat 9 gibi şirkette dönerlerdi muhtemelen saat 9.

"hayatım nasılsın " diyerek saçlarımı okşamaya başlamıştı annem.Annem saçlarımı okşamaya devam ederken babam konuşmaya girdi.

"Adel kızım nasılsın"

"idare eder baba sağol"

"bak ben burada bütün ihtiya....." derken sözünü kestim.

"sağol baba anladım."

Ne kadar daha da umut kırıklığı yaşasamda tebessüm ettim.

saat artık 11 olmuştu ama ben sabahan beri pek bir şey yemedğim için açlıktan ölmek üzereydim,karnımın gurultularını annem duymuş olacak kihemen yemek hazırlmaya gitti,babamda ona yardım etmeye.Ateş ise uyayakalmıştı annemin dediği üzre.Kimse ortalıkta yokken yeni bildiğim kadarıyla yokken odama gitmeyi düşündüm.Hiçbir şey göremiyordum ama odamı gözüm görmeden de bulabilirdim değil mi?

Koltuktan kalktım ve sağa dönüp yavaş yavaş yürümeye başladım.odama gitmek için merdivenleri çıkmam ama ondan önce merdivenleri bulmam gerekiyordu.Yavaş adımlarla ilerlerken birden kafamı sert bir şeye çarptım soğuk,sert ve pürüzssüz bir şeydi,duvara toslamıştım.Tekrar sağa döndüm ve birazcık ilerlememle ayağıma takılan sehba ile yeri boyladım.Sehbanın üzerine düşmüştüm ve canım cidden çok yanıyordu...

********************************

Y.B. geldi okuduktan sonra voteleyip yorum yaparsanız çok sevinirim :D

Karanlık DünyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin