Kulak zarımı inleten canım kapımın egzotik kuş sesli güzel ziliyle uyandırılıp, alacaklı gibi ısrarla zorlanan kapımı açtığımda karşımda bu ikiliyi görmeyi beklemiyordum demek isterdim ki zaten tam olarak gözlerimi açamadığım için kim olduklarını muhtemel seslerinden tanıyacağım siluetlere doğru çemkirmeye başladım.
---Hayırdır viyana kapılarına dayanan Osmanlı ordusu gibi büyük bir aşkla ve şevkle zilimin anasını ağlatıyorsunuz?
---Ben sana daha uyanmamıştır demiştim Eda. Kızın haline bak, kapıyı zombie gibi açtı.
---Uyansın bir zahmet akşam oldu, böyle giderse nikâha yetişemeyiz.
---Herkes senin gibi sabahın beşinde uyanıp hazır kıta güne başlamıyor Edacım, mükemmel planlanmış hayatına bakıp başka insanların daha normal saatlerde uyandığını kabul edemiyorsun, değil mi?
---Edacım, Sedacım, canım kuzenlerim, karganın kahvaltı etmesine bile izin vermeden uyandığınız gibi evime koşa koşa gelmenizin sebebi ne olursa olsun inanın merak etmiyorum, uykuma kaldığım yerden devam etmek için odama doğru gidiyorum lütfen arkamdan kapıyı kapatın olur mu?
Lafımı bitirmeyi beklemeden koridora doğru yönelmiştim ki muhtemelen Edaya ait bir el kolumu kavradı
--- Nisancım ben sana nikâh var diyorum, acele etmeliyiz diyorum sen hala nasıl uykum var diyorsun anlamıyorum, insan yalandan bile olsa heyecanlanır.
Göz kapaklarımı parmaklarımla tutup kocaman açtım ki gözlerimi devirdiğimi herkes tarafından görüldüğünden emin olayım.
---Eda, altı üstü nikâh, iki insan hayatlarını birleştirecek, bugünler için senin aldığın o şatafatlı elbisemi giyip, altına ayakkabılarımı giyer ve ona uyumlu yine senin ısrarlar sonucu aldırdığın 2 maaşım kadar olan çantamı alırım, evden çıkmadan saçımı tararım, tamamım. Hazırlanmak içi saatler harcamama gerek yok, benim vaktim değerli, bence sende harcamamalısın yoksa dakika dakika planladığın hayatına geç kalırsın.
Ben konuşurken kızlar içeriye girmiş, çantalarını ve üstlerini portmantoya asıyorlardı.
---Kusura bakma canım sabahlara kadar çalıştığını söyledim ama buna laf dinletmek ne mümkün, sırf sana erkenden gelmek için, senin evine daha yakınım diye dün gece bende kaldı. İnan bende yarım saat önce uyandım, zor giyindim.
---İnanırım canım, Eda bu, hiç şaşırmadım. Hatta görüyor ve arttırıyorum eminim nikâh tarihi alınmadan planlamaya başlamıştır, adım adım ne yapacağımız bellidir.
Koridoru geçip salona doğru yürümeye başlamıştım, anlaşıldı kaçacak yerim kalmamıştı.
---Kızlar, bende buradayım farkında mısınız? Onu bunu bırakın, benim mükemmelliğimle ilgili harika tespitlerinizi daha sonra yaparsınız, şimdi Serhat bekliyor bizi, 10.30 a sıra aldım, biliyorsunuz ki hep doludur salonu. Sonrasında Zerrinin stüdyosuna gidiyoruz, elbiselerinizi teslim alıcaz. Sonrasında ise...
---Hey hey, speddy gonzales, sakin ol. Saat daha 9. Önce kahvemi içeyim, ayılayım, kahvaltımı yapayım midemi uyandırayım, sonrasında ise bakarız.
---Bakarız mı? Tipik Nisan lafı. Ne için bakıyoruz Nisan? Serhat'ı zor ikna ettim, instagramımdan onu paylaşıp etiket yapacağımı söyledim, senin için. Zerrin peki? Ondan elbise almak için araya kimleri kimleri soktum bir bilsen.
Seda ile göz göze geldiğimiz de yüzümüzde kocaman bir gülümseme oluştu. Eda yine bildiğimiz gibi bizim hayatlarımızı da planlamıştı, günün geri kalanında hayatımızı zehir edene kadar durmayacaktı.
--- Bilmek istemiyorum Eda. Cidden bir kez her şeyi akışına bıraksak nasıl olur?
---Akışına bırakmak mı? Nisan sanki Edayı tanımıyorsun, kesin bugünü bütün olasılıklarıyla birlikte planlamıştır, hatta b planı bile hazırda bekliyordur.
Seda ile birbirimize tekrar bakıp aynı anda kocaman bir kahkaha patlattık.
---B planı mı, c planı d planı hatta bütün alfabelerle plan kurmuştur, olacakları kafasında hesaplıyordur. E boşuna matematik kraliçesi demiyoruz Edaya, kızın kafası tam bir ajanda.
--- söyledikleriniz şu an beni haklı çıkarıyor, siz iki serseri mayına kalsak, şu hayatta oradan oraya savrulur, başkalarının harika hayatlarını instagramdan izleyip iç geçirirdik. Neyse ki hayatınızda benim gibi harika insan var, yoksa şu an kahvaltıda simit kemiriyor olurdunuz.
---Şu an onu bile kemiremiyoruz Eda, kilo alırız diye izin bile vermiyorsun.
Sedanın lafından sonra Edanın ağzı bir karış açılmıştı, tabi biz Seda ile gülme krizine girmiştik.
--- tamam, kızlar güldük eylendik ha ha ha bakın bende gülüyorum. Nisan üstüne bir şey al kapıda taksi var taksimetresi dolar kurunda ilerliyor, daha fazla yazmasın, ben iniyorum arkamdan gelin.
---Ben şimdi uyandım farkında mısın, duş alıcam, dün sabaha karşı 5 de eve geldim, hala üstüm başım ofis kokuyor, söyle taksiye gitsin, ayrıca kahvemi içmeden şuradan şuraya gitmem.
Ben son kozlarımı oynarken kapı çaldı, Eda bir ceylan gibi olduğu yerden zıplayıp seke seke kapıya giderken Seda ile arkasından bakıyorduk, biriyle kapıda kısa bir konuşması oldu, sonra yanımıza elinde kahve bardaklarının olduğu tepsi ile geldi.
--- Al kahven burada, çöreğin yanında, ben şimdi gidiyorum yarım saate gelicem, sen de hazır ol Nisan.
Elimde kahvemle bir asker gibi selam çakıp ağzıma tıktığım çörekle kafamı salladım.
Seda benim o halime kahkahalarla gülerken, Eda çoktan kapıya yönelmiş ayakkabılarını giyiyordu.
---Bana bakın yarım saat dedim. Tam 30 dakikanız ben bu kapıdan çıktığım an başlayacak, zile bastığımda aşağıya ineceksiniz, tamam mı?
Seda ile ikimiz aynı anda tekmil verircesine tamam demiştik. Eda gidince kahvelerimizle, güzel kutu evimin minnacık balkonuna geçtik.
---Ne zamandır seninle şurada oturup sohbet edemedik Sedacım. Hazır Eda yokken az dedikodu yapalım.
--- yapalım canım da Edada malzeme yok biliyorsun, hayatı tam bir kapalı kutu, hani eskiden günlük defterleri vardı ya yanında küçük anahtarlıklı kilitleri olan, evet o günlük ajandası aslında Eda.
Sedanın betimlemesi karşısında kahkaha atmayayım derken ağzımda ki kahveyi püskürtüyordum.
--- Ya bu kadar net bir tespiti yıllardır duymamıştım, gözümde canlandı sanki. Ya hu Siz nasıl ikiz kardeşsiniz yıllardır çözemediğim tek gizem bu, birbirine zıt, her yönden farklı iki karakteriniz var, Edanın bu halleri ile ying yang gibisiniz aslında, tamamlayıcı.
---Eda hep zor biri olmuştur ama doğru diyorsun, o bensiz ben onsuz yapamam sanırım. E ne kadar ikizim olsa da katlandığım kadarına katlanıyorum, biliyorsun aynı evde bile yaşayamıyoruz, özel alan nedir bilmiyor, hepsi senin iyiliğin için canım diye diye hayatımın ortasına yerleşti.
---sende haklısın.
Bir ara saate baktığımda elimde yakmış olduğum sigarayı küllüğe aceleyle bıraktım.
--- Edanın verdiği süreye 5 dakika kalmış, sabah ki gibi kapıma dayanmadan hemen duş alayım çıkalım kapıda bekleyelim.
Seda benim bu telaşlı halime güledursun ben duşa atmıştım kendimi, sonrasında odama geçip gardıroptan elime ne geçerse üstüme geçirip salona kendimi attığımda zil çalmıştı. Diafondan gelen ince tiz ses Edanın geldiğinin ve her ne olduysa aşırı sinirli olduğunun kanıtıydı.
Seda ile alelacele merdivenlerden inip kapıya vardığımızda gözlerimiz bir taksi arıyordu fakat kapıya bir jeep yanaşmış ön koltukta bize kocaman sırıtan Eda el sallıyordu. Seda ile tekrar bakışıp jeepe doğru yürüdük. Kocaman jeep yolu tıkadığı için hemen kendimizi içine attığımız anda en çok duymak bile istemediğim o malum ses kulağımı tırmaladı.
---Selam Nisan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nisan Kanunları
General FictionBen Nisan ve burada benim kanunlarım geçerli, ya da geçerliydi 💁 Nisan kanunları birinci madde: Kimseye sonsuz güvenme, baban dahil...